ÇEŞİTLİ KAYNAKLARDA MEHDİ İLE İLGİLİ RİVAYETLER

Hadislerde Mehdi'nin Çıkışı

• El-Ayyaşi kendi senediyle Ali b. Hüseyin (İmam Zeynelabidin)den, Resullullah (SAV)’ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

Eğer dünyanın ömrünün (sona ermesine) sadece bir gün kalmış olsa, Allah bu günü, ailemden ismi benim ismimle aynı olan bir kişinin zuhur edip zulüm ve haksızlıkla dolmuş olan dünyayı adaletle dolduracağı kadar uzatacaktır.


• Ebu Besir İmam Cafer Sadık’tan rivayet ediyor:

“..(Allah-u Teala’nın “Ta ki kendilerine vaadedileni görünceye kadar” buyruğuna gelince; O Kaim’in kıyamıdır, o da saattir” buyurdu. 

Saat yakınlaştı... (Kamer Suresi, 1)

• Ebu b. İbrahim Kummi, rivayet etmektedir:

“Allah’ın: “O zaman yakınlaştı” buyruğu hakkında soruldu. İmam; Kaim’in zuhurudur, buyurdu.”

• Hazzaz Kumni: Ammar b. Yasir rivayeti: Resulullah (S) Burak’ın huzuruna vardığımda arzettim ki: “Ali, Allah için (yolunda) hakkıyla cihat etmiştir.” (Efendimiz) buyurdu:

“...Onun bir gaybeti olur, halkın bir kısmı ondan vazgeçerken, diğer bir kısmı sabit kalır. Ahir zamanda ortaya çıkar, dünyayı adalet ve hakkaniyetle doldurur, (Kuran’ın) te’vili hakkında savaşır; benim, tenzili hakkına savaştığım gibi, adı benim adımdır ve insanlar içinde bana en çok benzeyendir...”

• Tabersi: Alkeme b. Muhammed el- Hazemi rivayeti, İmam Muhammed Bakır buyuruyor: Resulullah (S) hac etti ve dönerken Gadir-i Hum’da (halka hitaben) önce Allah’a hamd etti ve sonra buyurdu ki:

“Ey insanlar! İnanın Allah’a, elçisine ve... onunla indirilen nura... Biz bazı yüzleri silip arkalarına döndürmeden... Ey insanlar! Allah (Azze ve Celle)’ın nuru bana yerleştirilmiştir, sonra Ali’ye, sonra ondan Kaim’e kadarki nesle. O (Mehdi) ki, Allah’ın hakkını alır ve bize ait olan tüm hakları (alır)... Biliniz ki, bizden olan son İmam Mehdi Kaim’dir. Onunla olmayan Hak ile olmaz ve onun yanında (indinde) bulunmayan nur olmaz.”

Mehdi'nin Geldiği Dönem

• İslam Peygamberi (SAV):

“Ne zaman, adaletsiz hakimlerin eliyle zulüm ve haksızlık, hile ve dolandırıcılık, tüm insanları ezmeye başlarsa, benim temiz ailemden, benim isim ve nişanımı taşıyan Semavi bir kurtarıcı kıyam edecek ve huzur her yere yayılacaktır.“

Konstantiniye'de Mesih'le Birlikte Bulunması

• Mecma'Ül-Bahreyn ve Matla'ün-Neyyireyn, Yaz: Fahrettin et-Türeyhi (-1085 H./1674 M.)

Mehdi Allah'ın hak yola erdirdiği kimsedir. Mehdi Peygamber'in son zamanda geleceğini müjdelediği, kendi ailesinden olan kimsenin adıdır. Yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak; zulüm ve haksızlıkla dolmuş, iken. O Konstantaniye'de Mesih ile birlikte olacak. Araba ve Arap olmayan herkese hükmedecek, Deccal'i öldürecek.

...Onlar için dünyada bir aşağılanma (rüsvaylık), ahirette büyük bir azab vardır. (Bakara Suresi, 114)

• Muhammed b. Carir Taberi: Esbat, Süddi’den “Onlar için dünyada rüsvaylık vardır” buyruğuna dair:

“Dünyada rezil-rüsva oluşları şudur ki: Mehdi kıyam edip Konstantiniyye’yi fethedince...”


Hz. İsa Mehdi'nin Arkasında Namaz Kılacaktır

• İbni Arabi, Muhammed b. Ali et-Tani: (-638H.1241 M.) Teorik irfanın babası sayılan bu zat yukarıdaki ayetin tefsirini yaparken önceki rivayet kaynaklarına ve cümlelere yer verdikten sonra şu açıklamayı eklemektedir:

“(İsa’nın) Beyt’ül mukaddes’e girişi ve müşahade yerine varışı, kutub makamından ayrıdır. Namazı geciktiren İmam ise Mehdi’dir. Zamanın kutbu olduğu halde namazı geciktirmesinin sebebi; velayet sahibinin Nübüvvet sahibine karşı saygı göstermesidir. İsa’nın onu öne geçirmesinin sebebi ise, İmam’ın zamanın kutbu olduğunu bilmesidir. Muhammed (AS) dini üzerine onun arkasında namaz kılması ise; ona iktida ederek zahiren ve batınen feyz elde etmek istediğindendir. Allah daha iyi bilir.”

Mehdi Olarak Adlandırılmasının Sebebi

• Cabir b. Yezid el-Co'fi, İmam Muhammed Bakır-dan rivayet ediyor:

... Mehdi'nin Mehdi diye isimlendirilmesinin sebebi şudur ki; gizli bir işe doğru yönlendirilecek, Tevrat ve diğer Semavi kitapları Antakya'da bir mağaradan çıkartacak ve Yahudiler arasında Tevrat'la, Hıristiyanlar arasında İncil'le hükmedecektir.

• Harun b. Maruf; Zamra b. Rabia'dan, Abdullah b. Şevzeb'den rivayet ediyor:

Kuşkusuz ki, Mehdi, Mehdi diye adlandırılmıştır. Çünkü O, Şam dağlarından bir dağa doğru hidayet olunur (yönlendirilir) "Tevrat" kitaplarını oradan çıkartır ve onlara dayanarak Yahudilerle münzara eder ve (sonuçta) bir grup Yahudi O'nun eliyle Müslüman olur.

• Muhammed b. Ali es-Sülemi, İmam Muhammed Bakır'dan rivayet ediyor:

Mehdi'nin Mehdi diye isimlendirilmesinin sebebi şudur ki; gizli bir işe doğru yönlendirilecek, halkın gönlünde olan şeylere doğru hiyadet olacak... Tevrat'ı Antakya'da bir mağaradan çıkartarak...

• Ma’mar b Hişam, Matar’ül- Verrak’dan, Kab’ül- Ahbar’dan rivayet ediyor:

O Mehdi diye adlandırılmıştır, çünkü; O gizli bir işe hidayet edilir (gizli bir işi görevlendirilir), Tevrat ve İncil’i, Antakya denilen bir yerden çıkartır...

Mehdi'nin Diğer İsimleri

• Ömer b. Zahir rivayet ediyor:

“Birisi, İmam Cafer Sadık’a; “Kaim’e, Emirel-müminin, diye selam gönderebilir miyiz”, diye sordu. İmam buyurdu; “Hayır Allah-u Teala bu lakabı sadece Hz. Ali’ye vermiş, ondan önce ve sonra kimse bu lakapla anılamaz.” Adam sordu: “Peki onu ne diye selamlayayım?” Hazretleri: “Selam olsun sana ey Bakiyetullah diyerek” buyurdu.

Yaşamını Gizli Sürdürmesi

• Sakr b. Ebi Delf rivayet ediyor, duydum İmam Muhammed Taki buyuruyordu:

Sordum: Ey Allah'ın Resulü'nün torunu, niçin 'Kaim' adını almıştır?

Buyurdu: Çünkü o, unutulmuş olduğu ve İmamlığı kabul edenlerin çoğu kendilerine sırt çevirdikleri bir sırada kıyam edecektir.

Sordum: Onun "muntazar" (beklenen) diye adlandırılmasının sebebi nedir?

Buyurdu: Çünkü o, yaşamını gizli sürdürecek, bu pek uzun sürecek, gelişi pek uzayacak. İhlaslı kimseler ortaya çıkışını bekleyeceklerdir...

Görmüyor musunuz ki, şüphesiz Allah, göklerde ve yerde olanları emrinize amade kılmış, açık ve gizli sizin üzerinizdeki nimetlerini genişletip-tamamlamıştır... (Lokman Suresi, 20)

• Şeyh Saduk: Muhammed b. Ziyad el- Azdi rivayeti, Allah-u Teala’nın şu:”... ve size zahir ve batın nimetlerini bol bol verdi” buyruğu hakkında İmam Musa Kazım’a sordum, buyurdu:

“Zahir (açık) nimet: Zahir (görünen/açık) İmam’dır. “İmamlar içinde gaip olan var mıdır?” dedim, Buyurdu: “Evet kendisi insanların gözünden gaip olur (fakat) zahiri müminlerin kalbinden gaip olmaz... Allah onunla bütün zorlukları kolaylaştırır, bütün sertlikleri yumuşatır. Onunla yerin hazinelerini ortaya çıkartır, onunla bütün uzaklıkları yakınlaştırır, inatçı bütün zalimleri onunla ortadan kaldırır, tüm kötü şeytanları onun eliyle yok eder... Ortaya çıkıp zulüm ve haksızlıkla dolan dünyaya adalet ve hakkaniyeti hakim kılıncaya kadar.”

İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır). (Ra’d Suresi, 29)

• Şeyh Saduk: Ebu Besir rivayeti, İmam Cafer Sadık buyurdu:

“”Ne mutlu bizden olan Kaim’in gaybet döneminde bizim işimize tutunana, (böyle birinin) kalbi hidayete erdikten sonra sapmaz.... İşte Allah’ın buyruğu “İşte mutluluk ve güzel gelecek” buna işarettir”.

• Şeyh Saduk :Buna benzer bir haberi aynı İmamdan, aynı ravi ile fakat başka bir senetle şöyle aktarmaktadır: (sf. 401)

“İmam buyurdu: İyi bir şey sordun ey Ümmü Hani; bu zamanın sonunda ortaya çıkacak biridir, o bu Ehl-i Beyt’ten olan Mehdi’dir. Onun bir gaybeti (dönemi) olur. O dönemde bazıları sapıtır, bazıları hidayet bulur. Ne mutlu sana eğer onu görürsen ve ne mutlu onu görenlere ...

Aniden Çıkması

• Ahmed b. Muhammed İmam Hasan Mücteba'ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor.

"Dedem Resullullah'a sordum: Biz Ehl-i Beyt'ten Kaim ne zama kıyam edecektir? Buyurdu: Ey Hasan! O, yere ve göğe pek ağır gelen "o saat" e benzer, aniden / birdenbire zuhur edecektir."

• Kumeyt b. Zeyd el-Esedi, İmam M. Bakır'dan rivayet ediyor.

"Allah'ın Resulünden bir konuda (yani Mehdi'nin kıyamı hakkında) soruldu; buyurdu: O, "saat" e benzer, ancak aniden zuhur edecektir."

• Dı'bil b. Ali el-Hüzai, İmam Rıza'dan rivayet ediyor:

"Resullullah'a; Ey Allah'ın Resulü, soyunuzdan olan Kaim ne zaman kıyam edecek, diye soruldu. (Efendimiz) buyurdu; O, 'O saate' (kıyamet olacağı ana) benzer, onun zamanını Allah'tan başkası bilmez.. Ancak aniden vuku bulur."

• Hazzaz Kummi: Ahmed b. Muhammed b. Münzir, rivayet ediyor:

Ali oğlu Hasan buyurdu: Dedem Resulullah’a sordum: Biz Ehl-i Beyt’ten olan Kaim ne zaman zuhur edecektir? Buyurdu: “Ya Hasan, kuşkusuz ki onun zuhuru kıyametin oluşuna benzer: “… O göklere de, yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir…”

• Şeyh Saduk: Dı’bil Hüzai rivayet ediyor: İmam Rıza buyurdu: Bana babam aktardı, ona da babası, ona da babalarından aktarılmıştır:

Peygamber’e soruldu: Ey Allah’ın Resulü soyunuzdan olan Kaim ne zaman zuhur edecek, buyurdu: “Onun benzeri kıyamettir, şöyle ki: “… onu tam zamanında ortaya çıkaracak olan, yalnız O (Allah)’dur. O göklere de, yere de ağır gelmiştir, o size ansızın gelecektir…”

• “Ey Resulullah’ın oğlu peki o ne zaman zuhur edecek?” diye sordum, buyurdu:

“Andolsun ki bunu Allah’ın Resulü (S)’ne sordular, buyurdu ki; Onun benzeri kıyamettir: Aniden meydana gelir. (Kıyamet aniden meydana geldiği gibi Mehdi de aniden zuhur edecektir)

• Züraret b A’yur rivayet ediyor:

“İmam Muhammed Bakır’a; Allah-u Teala’nın: “Aniden / birdenbire gelecek olan saatten başkasını beklemezler ki,” buyruğu hakkında sordum. Buyurdu: Maksat Hz. Kaim’in zuhur “zamanını” beklemektedir...”

Mehdi'nin Ashabının Kendisine Sığınması

• Ebu Said Hudri Resulluh'dan rivayet ediyor:

"Mehdi'nin izleyicileri ona sığınırlar, bal arılarının Kraliçe arıya sığındıkları gibi (onun yanında güven ve huzur bulurlar), o yeryüzünü adalet ve dürüstlükle dolduracaktır."

Mehdi'nin Gelişinde Hiç Şüphe Yoktur

• Alaeddin Ali b. Hişam Muttaki Hindi (975 H.): "er-Reddü..." kitabında şöyle diyor:

"Allah'ın rahmeti sana olsun bil ki; vaadedilen Mehdi'nin var oluşuda hiç kuşku yoktur. Üç yüz hadi ve eserde hatta daha fazlası ile bu kanıtlanmıştır.

• Şerif Muhammed b. Resul Berazenci: "el-İşaetü..." kitabında (s. 184 ve 305) şöyle yazıyor:

"Mehdi'nin varlığı ve ahir zamanda zuhur edeceği, Peygamber ailesinden ve Fatıma oğullarından oluşu, tevatür ölçüsüne ulaşan hadislerle açıklanmıştır ve bu hadisleri inkar etmenin hiçbir anlamı yoktur... Tevatür ölçüsünü aşan, doğru ve açık hadislerde, Mehdi'nin Fatıma soyundan olup, dünya sona ermeden zuhur edeceği, zulüm ve haksızlıkla dolmuş olan dünyaya, adalet ve hakkaniyet getireceği, onun zamanında İsa Mesih'in gökten ineceği ve onun önderliğinde namaz kılacağı kanıtlanmış bulunmaktadır."

• Şemseddin Muhammed b. Ahmed Sefareyni; Bu konuda bir manzume yazmış ve kendisi de bu manzumeye "Levaih'ül-Envar'ül-Behiyye" adında bir şerh yazmıştır. Aşağıdaki özet açıklaması bu şerhden alınmıştır: (C.2, s.74, 76, 86)

"Kıyamet gününün en büyük alametlerinden birisi de, hakkında tevatür derecesini aşacak derecede hadis bulunan bir kişinin zuhur edeceğidir. Bu kişi imamların sonuncusudur. Hz. Peygamber'den sonra Peygamber olmayacağı gibi, ondan sonra da İmam olmayacaktır. Bu imam, Fatıma oğullarındandır... Birçok hadis hafızları, Mehdi'nin Peygamber soyundan olduğunu kabul etmişlerdir, böyle mütevatır bir konuya sırt çevirmek yakışık almaz. Hak ehlinin inancına göre, Mehdi İsa Mesih'ten ayrıdır. Mehdi, Mesih'ten önce zuhur edecektir. Bu konu Sünni bilginlerin arasında, onların inancından sayılacak kadar yaygınlık kazanmıştır."

• Hasan b. Abdullah er-Razi et-Tamimi, İmam Rıza babalarına dayanarak Peygamber (SAV)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

“Hakkı ifa etmek için bizden olan Kaim kıyam etmedikçe saat (kıyamet) vuku bulmayacaktır. Bu da büyük Allah izin verince olacaktır. Allah(a bakın), Allah(a bakın) ey Allah’ın kulları! Suyun, karın üstünde, düşe kalka olsa bile Mehdi’ye koşun, çünkü o, Allah’ın halifesidir.”

• Asim b. Ebi en- Nücud, Zerr b. Hübeyş’ten, Abdullan b. Mes’ud’dan, Resullullah’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

“Ehl-i Beyt’imden Mehdi denilen bir kişi gelip, ümmetime hükmetmeden dünya sona ermeyecektir.

Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiç bir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)

• El-Kenciyy’üş-Şafii: Mukatil bin Süleyman ve onu izleyen müfessirler “... ve o kıyamet için bir bilgidir” ayeti hakkında demişlerdir ki:

“O, Mehdidir, zaman sona ermeden zuhur eder ve onun hurucundan (çıkışından) sonra kıyamet olur...”

“Ve istiyoruz ki, yeryüzünde zayıflatılanlara lütfedelim, onları önderler yapalım, onları mirasçı kılalım.” (Kasas Suresi 5)

• Abdülhamid b. ebi’l-Hadid: Hz. Ali (A)’ın yukarıdaki buyruğunun şerhine şöyle yazmaktadır:

“Şia, buyruğun, ahir zamanda zuhur edip dünyaya hüküm sürecek olan gaip imamı vaadettiğini düşünüyor. Bizimkiler (sünniler) de diyorlar ki: Bu tüm ülkelere sahip olup yeryüzüne hüküm sürecek olan İmam’ın vaadedildiğine dairdir. Bundan çıkardığımız sonuç şu ki: Böyle bir imam kesin olarak vardır, gaip olup sonra zuhur etse bile. Zamanın sonunda böyle bir İmam’ın zuhur edeceği sözünü doğrulamak noktasında bu buyruk yeterlidir.”

• Muhammed Şeybani: “Haberlerimizde İmam Muhammed Bakır ve İmam Cafer Sadık’dan rivayet edilmiştir:

Bu ayet (Kasas Suresi, 5); ahir zamanda zuhur ederek zalim ve firavunları yok edip yeryüzünde doğudan batıya kadar hüküm sürecek, zulümle dolmuş iken adaletle dolduracak olan Emir Sahibi’ne aittir (onun hakkında nazil olmuştur).”

Mehdi'nin Çıkışını Gökten Bir Ses Haber Verecektir

“İstesek onların üzerine gökten bir mucize indiririz de boyunları ona eğilir.” (Şuara Suresi,4)

• El-Mukaddesi es-Silmi: Ebu İshak Salebi, ebu Hamza Sümali’nin bu ayet hakkında şöyle dediğini rivayet etmektedir:

“...Allah daha iyisini bilir ya bize ulaşana göre: O (Mucize) Ramazan ayının ortasında gökten duyulacak bir sestir, o ses duyulduğunda “ense yerinden çıkar”. (bu tabir, insanın duyacağı korkunun şiddetine dair bir kinayedir)

• Nu’mani: Abdullah b. Sen’an rivayet ediyor: İmam Cafer Sadık’ın yanında idim Hamdan ‘dan bir kişinin konuştuğunu duydum, adam diyordu ki: Şu insanlar bizi ayıplayarak: Siz, Sahibü haze’l-Emr adına birisinin gökten sesleneceğini mi sanıyorsunuz? diyorlar. İmam Sadık arkasına yaslanmıştı, doğruldu ve şöyle buyurduğuna bizzat tanık oldum:

“Andolsun ki bu Allah’ın kitabında mevcuttur: “İstersek onların üzerine gökten... onlar boyun eğerler” buyruğu ile açıklamıştır. Buna göre o gün boyun eğmeyen tek kişi bile kalmaz. Dünya halkı gökten gelen sesi duyunca iman ederler...”

• İbn’ül-Mahyar: Hannan b. Südeyr rivayet ediyor: Bu ayet hakkında İmam Cafer Sadık’a sordum buyurdu:

“(bu ayet) Muhammed oğulları Kaim’i hakkında nazil olmuştur, onun hakkında gökten çağrıda bulunulur.”

• Şeyh Tusi: Hasan b. Ziyad Seykal rivayet ediyor, İmam Cafer Sadık (A) buyurdu:

“Kaim kıyam etmeden önce gökten biri seslenir, (bu sesi) perde arkasındaki kadınlar, doğudaki ve batıdaki tüm insanlar duyar. Şu ayet bu konuda nazil olmuştur. “İstersek onların... ve onlar boyun eğerler.”

• Şeyh Saduk: Hüseyin b. Halid rivayet ediyor: İmam Rıza kendisine yöneltilen; siz Ehl-i Beyt’ten olan Kaim kimdir? sorusunu şöyle yanıtladı:

“Oğullarımdan dördüncüsü, cariyelerin hanımefendisinin oğlu, onun adına gökten nida edilir ve bu nidayı tüm yeryüzü halkı duyar ve bu ses (insanları) ona çağırır: Biliniz ki; Allah’ın Hücceti Allah’ın beyti yanında zuhur etmiştir ona tabi olun çünkü hak onunladır ve ondadır. Allah’ın “İstesek gökten... ve onlar ona boyun eğerler” ayeti buna işaret etmektedir.

Mehdi'nin Efdaliyeti

• Ebu Besir İmam Cafer Sadık (A)’dan o da babalarından rivayet ediyor, Resullah (SAV) buyurdu:

“Hakikat şu ki, ...o en üstünleridir, kıyam edecek olandır.

• Salman-i Farisi rivayet ediyor;

“...içlerinde en iyi yol gösterici, en bilgini ve en üstünüdür.

• Cabir b. Abdullah Ensari rivayet ediyor:

“Peygamber buyurdu: Allah Hüseyin’in soyundan seçti.... En bilginleri, en hikmetlisidir.”

"O Battığı Yerden Doğan Güneştir"

• Şeyh Saduk: Nezzal b. Sabret'ül-Kufi'den rivayet ediyor: Müminlerin emiri Hz. Ali Sa'aa b. Sevhan ve Esbağ b. Nübate'nin sorularına cevaben Deccal ve Dabbetülarz hakkında geniş bir hutbe beyan etmiştir. Bu hutbenin bir kısmında şöyle buyuruyor:

"... Deccal'ı ise... Allah öldürücektir... Bir kişinin eliyle ki Meryem oğlu İsa Mesih o kişinin arkasında namaz kılacaktır.. Bu, güneş battığı yerden doğduktan sonra olacaktır, böyle bir zaman tevbe kaldırılacak, kabul edilmeyecek, amel kabul edilmeyecek ve "sonradan iman eden bir fayda elde etmeyecek..."

Arza Varis Olacaklar Mehdi Ve Ashabıdır

Andolsun, biz Zikir'den sonra Zebur'da da: "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık. 21/105

• İbni Mahyar: Muhammed b. Abdullah b. Harran rivayet ediyor: İmam Muhammed Bakır buyurdu:

"... Allah'u Teala'nın "... salih kullarım varis olacaktır" buyruğundaki 'salih kullar' Muhammed oğullarıdır."

• Şeyh Tusi: İmam Muhammed Bakır bu ayetin tefsirine dair buyurdu:

"Bu, müminlere yeryüzünün tamamına varis olacaklarına dair verilmiş bir sözdür."

• Tabersi: İmam Muhammed Bakır bu ayetin tefsine dair buyurdu:

"Onlar ahir zamanda Mehdi'nin ashabıdır."

• Süleyman Kunduzi: İmam M. Bakır ve İmam C. Sadık buyuruyorlar:

"Ayetteki 'salih kullarım'dan maksat Kaim ve ashabıdır."

• Taberi: Abdullah b. Abbas şu rivayetini aktarmaktadır:

“Allah-u Teala ezeli ilmine dayanarak Tevrat ve Zebur’da; yeryüzüne Muhammed ümmetinin varis olacağını ve onları cennete götüreceğini, onların iyi kullar olduğunu bildirmiştir.”

• Kummi: eb’il-Carud rivayeti: İmam M.Bakır yukarıdaki ayetle ilgili olarak buyurmuştur:

“...Allah, Mehdi ve ashabına yeryüzünün doğularının ve batılarının hakimiyetini verir, dini ortaya çıkartır ve Allah, o ve ashabının aracılığı ile batıl bidatları ortadan kaldırır, aynen hakkın öldürülmüş olduğu gibi, öyle ki zulümden hiçbir eser kalmaz.”

Müşrikler İstemese De Hak Dini Yeryüzüne Hakim Kılacak

Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. 9/33

Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. 48/28

Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. 61/9

• Şeyh Saduk: Ebu Besir, İmam Cafer Sadık'ın bu ayetle (9/33) ilgili olarak şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

"... Bu ayetin te'vili ancak Mehdi zuhur ettiğinde gerçekleşecektir. Kaim ortaya çıktığında Allah'a karşı kafir veya müşrik olan bir kişi bile kalmaycaktır... Hatta bir kafir veya müşrik bir kayanın içine gizlenmiş olsa bile o kaya: Ey mümin benim içimde bir kafir saklanmıştır, beni kır ve onu öldür diye haykıracaktır."

• Fazl b. Şazan: Kendi senediyle İmam Muhammed Bakır'ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

"Kaim bizdendir... (Allah'ın) yardımı ile müeyyed olup Tayy'ül-Arz edecektir. Yer altı hazineleri onun için ortaya çıkacak ve Allah onunla dinini, müşrikler istemese de tüm dinlerin üstüne çıkaracaktır."

• Küleyni: Muhammed b. Füzeyl'den rivayet etmektedir: İmam Musa Kazım'a bu ayet (9/33) hakkında sordum, buyurdu:

"... O Allah ki, Emretti Resulüne vasisinin velayetini, velayet ise hak dindir... O dini Kaim kıyam ettiği zaman tüm dinlerin üstüne çıkartacaktır..."

• el-Kenci Şafii: Bu ayetin (yukarıdaki ayetler) tefsiri ile ilgili olarak Said b. Cübeyr’in şöyle dediğini aktarmıştır:

“...O Fatıma (A) soyundan Mehdi’dir.”

• Şeyh Saduk: Abdurrahman b. Selit rivayeti, İmam Hüseyin bu ayetin (yukarıdaki ayetler) tefsirine dair şöyle buyuruyor:

“...O hak üzere kaim olan imamdır. Müşrikler istemese de, onun eliyle hak dini tüm dinlerin üstüne çıkacaktır.”

• Suyuti: Said b. Mansur, ibn’el –Münzir ve Beyhaki Cabir b. Abdullah Ensari’nin bu ayet (yukarıdaki ayetler) hakkında şöyle dediğini rivayet etmişlerdir:

“...Yahudi, Hristiyan veya başka milletten, İslam’ı kabul etmeyen tek bir kişi bile kalmaz... Ve bu Meryem oğlu İsa indiği zaman olur....”

Yeryüzüne Mirasçı Kılınanlar Ehl-i Beyt Ve Mehdi'dir

Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz. 28/5

• Şeyh Saduk: Mufazzal b. Ömer rivayet ediyor, İmam Cafer Sadık buyurdu:

Resullulah Ali, Hasan ve Hüseyin'e bakıyordu, gözleri yaşararak buyurdu:

"Benden sonra sizler zayıflatılacaksınız."

Mufazzel diyor: Ey Allah Resulü'nün oğlu bunun anlamı nedir diye sordum. Buyurdu:"Manası şu ki: "Ve istiyoruz ki.. ve onları mirasçı bulalım" işte bu ayet kıyamet gününe kadar bizim için geçerlidir."

• Şeyh Tusi: Hüseyin b. Ali b. Hüseyin dedesi Ali b. Ebi Talib'in söz konusu ayetin tefsirine dair şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

"Onlar Muhammed oğullarıdır, Allah, onlardan olan Mehdi'yi (uzun) çabalarından sonra görevlendirecek, onların aziz (saygın) ve düşmanlarını zelil kılacaktır."

Göklerde Ve Yerde Herkesin Ona Teslim Olması

• Ayyaşi: İbni Bükeyr rivayet ediyor; İmam Musa Kazım’a:

Peki onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülmektedirler.” (3/83)

ayetiyle ilgili sordum, buyurdu:

Kaim hakkında nazil olmuştur. Zuhur ettiği zaman yeryüzünün doğusunda ve batısında (her yerde) Yahudi, Hıristiyan, Sabii, Zındık, Mürted ve kafirleri İslam dinine davet edecektir, kendi isteği ile teslim olanlara namaz, zekat ve müslümanlara emredilen Allah’ın vacip kıldığı amelleri emredecektir. Teslim olmayanların ise boyunlarını vuracak öyle ki doğuda ve batıda Allah’I birlemeyen hiç kimse kalmayacaktır.

Mehdi'nin Korunan Bir Ashabı Vardır

• Nu’mani: Süleyman b. Harun el-İcli rivayet ediyor. İmam Hüseyin’dan duydum buyurdu:

“Bu emirin sahibinin (İmam Mehdi’nin) korunan bir ashabı vardır. İnsanların hepsi onu terketse bile, Allah bu ashabını ona gönderecektir, işte bunların haklarında Allah:

Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp-küfre sapıyorlarsa, andolsun, biz buna (karşı) inkâra sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.” (6/89) ayetini nazil buyurmuş ve yine onlar hakkında: “Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onları sevdiği, onların da kendisine sevdiği mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise 'güçlü ve onurlu,' Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.” (5/54) buyurmuştur.

İblis'in Süresinin Bittiği Gün Mehdi'nin Geldiği Gündür

(Allah) dedi: "Sen muhakkak ki, mühlet verilenlerdensin, o bilinen vakit gününe kadar." (15/37-38)

• Ayyaşi: İshak bin Ammar’ın kölesi Vehb b. Cumay’ rivayet ediyor, İmam Cafer Sadık’a sordum; şu “Muhakkak ki, sen mühlet verilenlerdensin, o bilinen vakit gününe kadar” ayetindeki gün hangi gündür? Buyurdu:

“Ey Vehb! O günün, Allah’ın insanları dirilteceği gün olduğunu mu sanıyorsun? Muhakkak ki, Allah ona bizden olan Kaim’in kıyam edeceği güne kadar mühlet vermiştir. Allah Kaimimizi görevlendirdiği zaman Kufe Mescidi’nde iken iblis gelip önünde amuda kalkar ve: Yazıklar olsun bugüne der. (İmam) İblis’in saçlarından tutup boynunu vurur. İşte o gün bilinen vakittir.

Şeytanın Eziyet Vermesi

• Fazl b. Şazan: Cabiri b. Abdullah Ensari rivayet ediyor:

“Hayber Yahudisi olan Cünbel b. Cünade, Resulullah’ın huzuruna vardı… Dedi ki: İmranoğlu Musa bize; sizi ve sizin soyunuzdan vasileri müjdelemiştir. (Bunun üzerine) Resullullah “Allah sizden inanıp…” (Nur /55) ayetinin tilavet buyurdu. Cündel nedir korkuları? Diye sorunca (efendimiz) buyurdu: Ya Cündel! Onların her birinin zamanında bir şeytan olur, onlara eziyet eder, sıkıntıya sokar. Fakat Allah Hüccet’e (İmam Mehdi’ye) zuhur izni verdiğinde yeryüzünü zalimlerden temizler ve zulüm ve haksızlık ile dolmuşken, adalet ve hakkaniyetle doldurur.”

Allah'ın Mehdi'yi Görünmez Ordularla Desteklemesi

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)

• Ebu Mensur Tabersi: Mürsel olarak müminlerin emiri Ali’nin şöyle buyurduğunu kaydediyor:

“… Ve Hakk’ın va’di yaklaşır, o va’d ki; Allah kitabında: “Allah inanıp iyi işler yapanlara va‘detti…” buyruğu ile açıklamıştır. Bu; İslam’ın sadece ismi ve Kuran’ın sadece resmi kaldığı zaman gerçekleşir… Bu gerçekleştiğinde Allah görünmez orduları ile ona yardım eder ve Peygamber’in dinini onun elleriyle (onun vesilesi ile) tüm dinlere üstün kılar, müşrikler hoşlanmasa bile…”

• Hz. Mehdi (a.s) uzun bir gaybetten sonra Mekke’de Kabe’nin kenarında zuhur edecektir. Peygamber’in bayrağı, kılıcı, sarığı ve gömleği ondadır. Melekler vasıtasıyla ona yardım edilecek, İslam düşmanlarını öldürecek ve zalimlerden intikam alacaktır. (Bihar’ul-Envar, c.52, s.279 ve c.53, s.12, İkmal’ud-Din, c.2, s.367)

• Ayyaşi: Züreys b. Abdülmelik rivayeti, İmam Muhammed Bakır buyuruyor:

“Bedir günü yeryüzünde Muhammed (S)’e yardım eden, bir daha da bulunmayan melekler, bu işi sahibi (Mehdi) ne yardım edinceye kadar başka yardımda bulunmayacaklar, bunlar beş bin tanedir.”

Mehdi'nin Ashabı

Nerede olsanız, Allah sizi bir araya getirir. Bakara /148

• Taberi Sagir: Ebu Besir rivayet ediyor. İmam Cafer Sadık buyurdu:

“Bunu Allah’ın Resulü müminlerin emirine imla etmiştir ve Mehdi’nin ashabının sayılarını ve isimlerini belirleyerek kendisine emanet etmiştir.

… Bedir ehli (savaşçıları)nin sayısı kadar; üçyüz on üç kişidirler. Allah onları bir cuma gecesi Mekke’ye toplayacak. O cumanın sabahı hepsi Mescid’ül-Haram’da bir araya geleceklerdir. İşte (söz konusu) ayetin yorumu budur… Onlar necip kişilerden, hakimlerden, yöneticilerden ve din bilginlerinden oluşur…”

• Fazl b. Şazan: Abdullah b. Sinan rivayet ediyor, İmam Cafer Sadık buyurdu:

Yataklarından (evlerinden) kaybolanlar üçyüzonüç kişidir, Bedir ehlinin (Bedir savaşına katılan müslümanların) sayısı kadardır; Mekke’de sabahlarlar. Allah’ın şu (yukarıdaki) ayeti buna işarettir, onlar Kaim Mehdi’nin sahabeleridirler.

• Ayyaşi: Cabir b. Yezid Cü’fi, İmam Cafer Sadık’ın şu buyruğunu rivayet etmiştir:

“Allah’a andolsun ki; aralarında ellisi kadın olan üçyüzon küsür kişi daha önce aralarında sözleşmeden, son bahar bulutu gibi bir araya toplanırlar… İşte Allah’ın: “…Nerede olsanız, sizi bir araya toplar…” buyruğu buna işarettir.

• Ayyaşi: Mufazzel b. Ömer rivayet ediyor, İmam Cafer Sadık buyurdu:

“İmam Mehdi’ye izin verildiğinde Allah’a İbranice’deki büyük adıyla (İbarince isim A’zam ile) seslenir, kendisine üçyüzonüç kişilik sahabe gönderilir, son bahar bulutu gibi bir araya toplanırlar. Onlar velayet ehlidirler. İçlerinden kimi bir gece yatağından kaybolur Mekke’de sabahlar… Onlar kaybolmuşlardır ve şu ayet onların hakkında nazil olmuştur: … nerede olsanız Allah sizi bir araya getirir…

• Şeyh Saduk: Abdülazim Hasani rivayet ediyor: Muhammed b. Ali b. Musa (İmam M. Taki)’a; sizin, Muhammed Ehl-I Beyti’nin, yeryüzünün, zulüm ve haksızlıkla dolmuş iken adalet ve hakkaniyet ile dolduracak olan Kaim olmanızı diliyorum, dedim, buyurdu ki:

“Allah’ın, kendisiyle yeryüzünü küfür ehlinden temizleyip adalet ve hakkaniyetle dolduracağı Kaim’in dünyaya gelişi gizli olur ve insanların gözünden gaip olur… Allah, Bedir ehli sayısı kadar olan üçyüzonüç kişilik ashabını dünyanın uzak bölgelerinden bir araya toplar. İşte Allah’ın bu ayeti (yukarıdaki ayet) buna işarettir. O (Kaim)’nun bu sayıdaki ashabı toplandığında Allah emrini açıklayacak… Duyuruşu tekmil olunca da Allah’ın izniyle onbinkişi (birden) toplanacak…

Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır. Hud /8

• Kummi: Hişam b. Ammar babasından naklen rivayet ediyor, Hz. Ali bu ayet (yukarıdaki ayet) hakkında buyurdu:

Sayılı ümmet, Kaim sahabeleridir. Üçyüzonküsür (kişilerdir).”

• Ayyaşi: Abd’ül-A’la Cebeli rivayeti, İmam Muhammed Bakır buyurdu:

“Kaim’in ashab üçyüzonküsür kişidir, Allah’a andolsun ki, onlar, Allah’ın kitabında buyurduğu (Hud/8) sayılı ümmettirler. Bir saat içinde bir araya toplanırlar, aynen son bahar bulutları gibi…”

• Tabersi: İmam M. Bakır ve imam C. Sadık buyuruyorlar:

“Muhakkak ki, sayılı ümmet Mehdi’nin ahir zamandaki üçyüzonküsür kişilik ashabıdır. Bedir ehli gibidirler. Son bahar bulutunun kısa sürede bir araya geldiği gibi, bir saat içinde bir araya toplanırlar.”

• Nu’mani: İshak b. Abdülaziz rivayeti, İmam C. Sadık bu (söz konusu) ayetle, ilgili buyurdu:

Azab: Kaim’in zuhurudur, sayılı ümmet: Bedir ehlinin sayısıdır ve (onlar da) Mehdi’nin sahabeleridir.”

• Dostları yiğit, şecaatli, salih, imanlı kişilerdir, ona itaatte gayretlidirler. Nereye ve hangi işe yönelseler mutlaka zafere ulaşırlar... (Bihar’ul-Envar, c.52, s.279 ve c.53, s.12 İkmal’ud- Din, c.2, s.367)

Mehdi Yeryüzünü Eşitlik Ve Adaletle Dolduracaktır

• “Size Mehdi’yi müjdeliyorum; halk birbiriyle anlaşmazlık ve kavga içinde iken gönderilecek ve yeryüzünü, zulüm ve haksızlık ile dolmuş iken, eşitlik ve adaletle dolduracaktır.”

• Fazl b. Şazan: Cabir b. Abdullah Ensari rivayet ediyor:

“Hayber Yahudisi olan Cündel b. Cünade, Resullullah (S)’ın huzuruna vardı... Dedi ki: İmranoğlu Musa bize; sizi ve sizin soyunuzdan vasilerini müjdelemiştir. (Bunun üzerine) Resulullah (S) “Allah sizden inanıp...“ (Nur Suresi, 55) ayetini tilavet buyurdu. Cündel, “Nedir korkuları?” diye sorunca, (Efendimiz) buyurdu: Ya Cündel! Onların her birinin zamanında bir şeytan olur, onlara eziyet eder, sıkıntıya sokar. Fakat Allah Hüccet’e (İmam Mehdi’ye) zuhur izni verdiğinde yeryüzünü zalimlerden temizler ve zulüm ve haksızlık ile dolmuşken, adalet ve hakkaniyetle doldurur.

• Ebu Ali Tabersi: Ayyaşi kendi senediyle rivayet ediyor: Hz Ali b. Hüseyin (Zeynelabidin) (A) bu ayeti okuyarak şöyle buyurdu:

“Onlar (andolsun Allah’a ) biz Ehl-i Beyt’i izleyenlerdir, Allah; bunu onlara bizden bir kişinin eliyle yapacak, O bu ümmetin Mehdisi’dir. Resulullah (S) onun hakkında buyurmuştur ki: Dünyanın sona ermesine sadece bir gün kalmış olsa bile, Allah o günü o kadar uzatır ki; ıtratımdan ismi benim ismimle aynı olan bir kişi ortaya çıkar ve yeryüzünü, zulüm ve haksızlık ile dolmuş iken adalet ve hakkaniyetle doldurur.”

• Şeyh Saduk: Hüseyin b. Halid rivayeti, İmam Rıza’ya: “Ey Resulullah’ın oğlu! Siz Ehl-i Beyt’ten olan Kaim kimdir?” diye soruldu, buyurdu ki:

“Oğullarımın dördüncüsü, cariyelerin hanımefendisinin oğludur. Allah onun aracılığı ile yeryüzünü her türlü haksızlıktan temizleyecek ve her türlü zulümden arındıracaktır. Onun doğumu hakkında (doğup doğmadığına dair) insanlar kuşku duyacaklardır. Ortaya çıkmadan önce gaip olacaktır. Ortaya çıktığı zaman da yeryüzü onun nuru ile parlayacaktır. İnsanlar arasında adalet terazisi kurulacak kimse kimseye zulmetmeyecektir....”

Peki onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülmektedirler. (Al-i İmran Suresi, 83)

• Fazl b. Şazan: Hişam b. Hekem rivayet ediyor İmam Cafer Sadık buyuruyor:

“Kaim (İmam Mehdi) kıyam edeceği zaman adaletle hükmedecek... Bütün hakları sahiplerine geri verecek, müslüman olup imanını itiraf etmeyen hiçbir din ehli kalmayacak. Allah-u Teala şu buyruğunu duymadın mı?: “...ve ona teslim olacaktır...”

De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz." (Taha Suresi, 135)

• İbni Mahyar: İsa b. David el- Neccari, rivayeti İmam Musa Kazım buyuruyor:

“Allah’ın: “....Düzgün yolun sahipleri kimlerdir ve doğru yolda olan kimdir bileceksiniz” buyruğu hakkında babama sordum, buyurdu ki: “Düzgün yol Kaim’dir ve doğru yolda olan Mehdi’dir.”

Orada apaçık ayetler (ve) İbrahim'in makamı vardır. Kim oraya girerse o güvenliktedir... (Al-i İmran Suresi, 97)

• Şeyh Saduk: Ebu Züheyr b. Şabib, İmam C. Sadık’ın ashabından bazıları, hazretlerinin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Allah’ın: ”...Ona giren güvene erer” buyruğu: “Kim onunla (Mehdi Kaim ile) biat eder, onun ashabı arasına katılır, elini onun eline sürerse güvende olur.”

Bilin ki gerçekten Allah, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Şüphesiz Biz, umulur ki aklınızı kullanırsınız diye size ayetleri açıkladık. (Hadid Suresi, 17)

• Nu’mani: Ahmed el-Meysemi rivayeti, ashabından biri İmam Cafer Sadık’ın şöyle buyurduğunu aktarmıştır:

“Biliniz, muhakkak ki, Allah yeryüzünü ölümündün sonra canlandıracaktır... Yani Allah yeryüzünü, zuhur ettiği zaman Kaim’in adaleti ile canlandıracaktır; sapık yöneticilerin zulme ile ölü (haline) getirilmiş iken.”

Mehdi Döneminde Yaşanacak Bazı Olaylar

• İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz ki Kaim (Hz. Mehdi) zamanında bir mümin doğuda olsa batıda olan kardeşi kendisini görür. Hakeza, batıda olsa doğuda olan kardeşi kendisini görür. (Bihar’ul-Envar, c.52, s.391)

• İmam (a.s) dünyanın doğu ve batısını fethedip İslam’ı dünyanın dört bir yanına egemen kılacaktır... Allah Teala insanlara öyle bir güç verecek ki, herkes olduğu yerde onun sözlerini duyacak ve İmam (a.s) İslam’a hayat verecektir... (Bihar’ul-Envar, c.52, s.279 ve c.53, s.12 İkmal’ud- Din, c.2, s.367)

• Resulullah Şöyle buyurdu:

“Yeryüzünde hiçbir çadır veya ev kalmaz, illa ki Allah izzetle veya zilletle İslam kelimesini (Kelime-i Şehadeti) ona sokar.” (Mecma-ul Beyan, c.4, s.152)

"Eğer mü'minseniz, Allah'ın bıraktığı (Bakiyyetullah) sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim." (Hud Suresi, 86)

• Fazl b. Şazan: Muhammed b. Hamran rivayeti: İmam Cafer Sadık buyurdu:

“...Böyle bir durumda bizden olan Kaim ortaya çıkar, çıktığı zaman arkasını Kabe’ye yaslar ve yanına üçyüz onüç kişi toplanır. İlk söyleyeceği ayet şu olur: “Eğer inanan insanlar iseniz Allah’ın bıraktığı (Bakiyyetullah) sizin için daha hayırlıdır.” Sonra der ki: “Allah’ın bıraktığı benim, ben O’nun hücceti ve halifesiyim.” Ona teslim olan herkes: “Selam olsun sana ey yeryüzündeki Bakiyyetullah” diye selam verir.”

• Şeyh Tusi: Hüseyin b. Ali Hüseyin dedesi Ali b. Abi Talib (A)’ın söz konusu ayetin tefsirine dair şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

“Onlar Muhammed (SAV) oğullarıdır, Allah, onlardan olan Mehdi’yi (uzun) çabalardan sonra görevlendirecek, onları aziz (saygın) ve düşmanlarını zelil kılacaktır.”


ŞAİRLERİN ŞİİRLERİNDE MEHDİ

İnsanlığın Alınyazısı Bir Çocuk


O çocuğu bekliyoruz.
Dünyayı değiştirecek, yenileyecek, meşhur kelimemizle söyleyelim, diriltecek çocuğu.
O çocuğu ki, reklam ve propaganda edilenleri değil, edilmeyenleri bilsin.

Kendine verileni aşan bir çocuk olsun o çocuk.
Verilmeyeni alabilen bir çocuk. Gizliyi, sır olanı kurcalayan, tarihin şifrelerini çözen bir genç.
Derleyişleri dağıtan, dağılmışları derleyen bir genç adam.

Kayıpların, kaybolanların ürperttiği bir ruh.
Tayfları, gölgeleri heceleyen bir espri.
Kabuk bilgilerin sağnağı altında ıslanmayan anlayış ve kavrayış kişiliği.

Bir muştu olan bir çocuk. Muştu gibi gelen. Muştu getiren.
Işıkla gelen çocuk. Umut ışığını getiren çocuk.
Kapitalizmin ve komünizmin karanlığını delen umut ışıklarını taşıyan gönül eri.

Erenlerden bir işaret olan er. Diriliş eri.
Doğunun ve batının özlemini çektiği haberci.
Yollarda gözlenen, tozların gerisinde hayal edilen yolcu.

Uygarlıkları, tarihi ve tabiatı, insanı ve eşyayı yeniden tartı kefelerine yerleştiren eleştiri eri.
Eleştiri içinde özeleştiri tohumlarını yeşertmesini bilen düşünce tarımcısı.

Yuvalara, evlere yeniden fizikötesi bir anlam kazandıran hızırlık çabanın adamı.

Tanrı eri. Semboller halinde kafaların ve ruhların içine dikilen ve dikilişleriyle insanları
ve tüm insanlığı onursuz kılan putların kırıcısı inanç yiğitti.

Aşağılık duygusu altında ezilen duyarlıkları sağlığına kavuşturan ve
böylece sözünden çok ruhuyla doğacak özgürlüğün, gerçek özgürlüğün savaşçısı olacak kahraman.

Bu çocuk elbet gelecek.
İnsanlık, beklenmedik her vakitte olduğu gibi yeni bir atılım yapacaktır.
Bu atılımın temel taşı olacak olan yeni insan zuhur edecektir elbet.

Diriliş gerçekleşecektir.
Göze görünmez evrensel tabut parçalanacaktır kuşkusuz.

Kuşkusuz, bu, büyük çalışmalar ister.
Aslında, çalışmalar, dağınık bir biçimde ve her yerde aynı bilinç yoğunluğunda olmaksızın, başlamıştır, sürüp gitmektedir.

Bir gün derleniş toparlanış ve bilinçleniş de gözle görülür bir düzeye ulaşacaktır.

İnsan kendi barikatlarının mahkumu ve kendi zincirlerinin tutsağı olmuştur.
Ama bu kıyamete kadar sürüp gidecek değildir.
Diriliş nesli, bu mahkumluğa, bu tutsaklığa başkaldırmanın cesaretini gösterecek
ve bu başkaldırmayı yeni uyuma dönüştürmenin yöntemini kestirecektir.

İnsan, yeniden erdem sınavının ateşi içine atılacaktır, cehennemleri yarıp
cennetine ulaşacak üstün semender yaradılışındadır çünkü o…

Şartlar ne kadar ağır olursa olsun, ürkmeyiniz.
İnsanın alınyazısı, ağırlığıyla, şartların ötesindedir.

Toprağın vebamsı kaynayışına aldanmayınız.
Gök, yüklü, esintiler, elverişli, ufuklar, eleğimsağmalarla beneklidir.

Ruhun ilham seferi, Cebrail soluğuyla desteklidir.

Ruhulküddüs yalnız geçmişte insanı yoklamadığını,
geleceklerde de onu kutlu göğsüne bastıracağını ispat edecektir.

Ruh, kutsal ruh tarafından sığınacaktır.

Akşamla birlikte, sofraların üstüne yine kutsal ruhun kanatları gerilecektir.

Çocuk, kuzey ve batı rüzgarlarını kılıcıyla ikiye bölecektir.
Selleri ve çığları omuzlarıyla durduracaktır. Fırtınaları ters yüz edecektir.

Zaten o, bütün bunlar için geliyor.

Azgın bir kışı yaşıyoruz.
Geleceğin erleri onun üzerine diriliş kemerlerini ve kubbelerini oturtacaktır.

Ruhun ayasofyaları, süleymaniyeleri yükselecektir yeniden.

Diriliş mehteri, dünyanın ufkunu, metafiziğin marşıyla çınlatacaktır.

Pandorun kutusu kapanırken ruhun şifa mücevherleri, saklı oldukları mahfazalarının kapaklarını zorlayacaklardır,
dışarı çıkma günü gelen civcivin yumurtanın kabuğunu gagasıyla tık tık döğmesi gibi.

Kutlu şehirlerin ruhları, geceleri gözlere görünen yatırları gibi uyanacaklardır.
Bursa’nın, İstanbul’un, Konya’nın, Diyarbekir’in, Erzurum’un, Şam’ın Bağdat’ın,
Buhara’nın, Semerkand’ın ve beş safta Mekke’nin, Medine’nin
ve hepsiyle birlikte Kahire’nin, Kuala-Lumpur’un, Bingazi’nin,
İslam-Abad’ın, Darüsselam’ın ruhları dirilecektir.

Elinde bir meşale, bu kış gecesinde dolaşacak olan o çocuğun ulaştığı her kent, dirilişe erecektir.

Kentler, ölümün kırılışından tüten alevlerde yıkanacaklar
ve kutlu sancağın altında diri kümbetler olarak toplanacaklardır.

Bu şehirler mahşerinin önünde kim durabilir?
“Kalk ve Korkut” sesiyle ayağa fırlamış ilahi sitelere karşı hangi çelik veya demir bent dayanabilir?

SEZAİ KARAKOÇ


Hızırla Kırk Saat

Kıyamet gününden önce

Hızır çekilecektir yeryüzünden

Sonra yeşillikleri yaylaların

Eski zaman duvarları gibi yükselen çınarların

Çinilerin minyatürlerin duayı ansıtan boyaların

Güneşte bir kuş gibi çırpınan kasabaların

Göz ağrısı getiren tozların

Yeşili kırmızısı sarısı çekilecek önce

Evlerde avlularda duyulacak bir eksilme

Yoldan bir ölü götürüyorlarmış ta sezmişler gibi

Çıkacaklar dışarıya ama

Yollar ıssızdır sonsuzca

Hızırın gidişiyle birlikte

Yol ıssızlığı gelişecektir

Yaşamıştı bunu bir anda

Daracık bir odada

Peygamberin baş ucunda

Ali

Peygamberi yıkarken buruşmuştu dünya

Deniz gibi vahşi mercanlar gibi yakıyordu elini sıcak su

Ömer bir horoz sandı dünyayı

Boğazında keskin bıçak

Ölümünde peygamberin

Ebubekir dört yanında çırpınışını duydu kanadını Cebrail’in

Topraktan yükselişini surun

İç odalarda

Çarşaf arkalarında

Ağlarken peygamber kadınları

Duydular kıyameti bir anda

Daracık bir saatta

Sonra Ali odanın yalnızlığından

Dört duvardan bir fısıltı duydu

Göründü sancakların en yeşili

Ve ordusuyla birlikte Mehdi

Belirli bir süre geciktiren kıyameti

Kıyamet elinde bir belge

Bir tüy gibi hafifleten kıyameti

Mehdi

Şehitlik yapan ölümü kıyameti

Mehdi

Bereketin geri gelişi

Kıyametin birinci fecri

Hızırın ete kemiğe kavuşması

Bir kadir gecesinde

Seçilenler seçildiler

Bir kadir gecesinde

Dönüşmeye başladı kaderi

Yeryüzünde

Karınca azabına uğratılmış müslümanların

En yoksulu insanların

En çok ezilmişi

Ezilmişlerin bile ezdiği

Acımalarından yenilgileri

Susan susturulan

Değiştirilip dönüştürülen

Tarihi ekşitilen

Faydalanılan şelalesinden

Ama içecek sudan yoksun edilen

Sökülüp atılan coğrafyasından

Bağbozumu mantığından

Çocuklarına düşünce tozu serpilen

Kuşlukta kuşkulu

Öğlede eğlenen

Bir küme yapılan halkı

Götürülüp uçurum kıyısına

Bir ölü kuzgun gibi bırakılan kenti

Güneşin batmakta erken davrandığı

Her gün son akşam gibi gelen bir akşamda

Cam kesmesi bir konakta

Ölüm dirim toplantısında

Bir gül ansızın patlayıp açılacak bir saksıda

Ve kalkacak bir insan ayağa

Ve ışık ışık ışık

Arkasında solunda ve sağında

Ve uzatacak ellerini dışarıya

Ah bu ne beyaz ne beyaz

Musanın elleri

Ve yüzü İsa yüzünün benzeri

Sonra bir değişim daha

Bir değişim daha

Kendinde özetleyen bütün peygamberleri

Son peygamberin kendisi sanki

Hızır da işi bitip te aradan çıkan köprülerin en yükseği

Mehdi

Konuşacak Mehdi

Geldi derleniş günü

Derleniş toparlanış vakti

Artık her gün her gece

Bir kadir günü ve gecesi

Kur’an iniyor dağlardan tepelerden

Yağmur onun yedeğinde

Horozlar en keskin sesleriyle ötmede

Koyunlar ışıldıyor yünlerinde

Yeni ve keskin bir bilgelik keçilerde

Doğudan batıya bir şimşek atlardan

Heyamolalarla inip çıkan

Bir eleğimsağma develerden

Kadınlar örtünürler meryem örtülerini

Bacalar yeniden tüter

Odunların en sertinin yanışından

Bırakarak gökyüzünde bir ocak sisi

Dağlarda bir başka coşkunluk çağlıyor

Menekşede çiğde kekikte ses var

Bir vahiy uğultusu arılarda

Karıncalarda hikmet suskunluğu

Barışı ve çalışkanlığı sağduyunun

Derleniş toparlanış diriliş saati

Geldi

Yükseldi bir ağartı müslüman ufuklardan

Müslüman mevsim ve iklimlerden

Kelimeler sıçradı yıllarca beklemişlerdi taşlarda

Bir başkalaşım oldu yazılarda

Seslerin durduğu yerde

Gizlice süren bir ayet sonu yumuşaklığı

Duruşlar bir süreden inmişcesine ağırbaşlı

Davranışlar ölçülü tartılı

Büyük dönüş başlamadan önce

Kendini bırakarak evrenin koştuğu o Bütüne

Bir kanat çırpmasıyla karıştığı Varlığa

Düzeltip dünyayı yeniden

Toplumu dirilten insanı erdiren

Şeytanı bir duvar ucunda sıkıştıran

Dam saçaklarında koğalayıp

Eski sınırına iten

Kentlere mutluluğu

Bir ikindi anıtı gibi getiren

Her eve mermer dağıtan

Şelale paylaştıran

Kan kanalı uzatan

Engebeli bir gebelikte

Yatağından korkan kadınlara

Süt verin süt verin çocuklara

Alarak nar incir gibi yemişlerden

Şit evi sığınağı zeytinlerden

Meryemin dayanağı hurmadan

Tükenin var olun varlığıyla Varlığın

Ki göreceksiniz kesin kesin

Yüzünüzü nereye çevirirseniz çevirin

Odur var olan var eden

Biçim veren değiştiren

Dağıtan toplayan

Hiç olmamışa çeviren

Bir çırpıda gelip

Geçmişe döndüren zamanı

Sesi seslendiren yeri yerlendiren

Sonra açıp yeli yürüyen bir kabir gibi

İçine yeri yerleştiren gömen

Bir kan pıhtısından meniden

Bir insan türeten

Sonra onu büyüten

Sözüne kulak yapan ağız yapan

İşine onda bir yetenek özü mayalandıran

İnanış veren sabır veren

Kuran’a da şeytana da

Eş yapan yoldaş yapan sırasında

Bir örtü gibi birden açan dünyayı

Sonra birden toplayan ortalığı

En büyük kolleksiyon sahibi

Kafataslarından kemiklerden

Güneşten aydan yıldızlardan

Cennet ve cehennemlerin

Kaybolduğu doğduğu girdabından

Her çağ bir başka ses

Duyulan mızrabından

Doğmamış ve ölmeyen

Gelmemiş ve gitmeyen

SEZAİ KARAKOÇ



“Kardeşin sen kande, çık ey Mehdi-i sahip zuhür!

Millet-i İslamı pamal eyledi Çeyş-i fütur.

Kalmadı İslam içinde bir yerde aram-ü huzur

Kapladı mülkü serapa leşker-i zulm-ü şürir...

ZİYA PAŞA



SON GÜNEŞ

Hicri 1390 ay ramazan gece kadir gecesi

Nakkaşın nakşettiği dirilişin hecesi

Ki terennüme başladı bir anda bütün alem

Daracık bir odada gözü yaşlı bir adem

Kapanmış secdeğaha haşyetle inliyorken

Tükenmiş gözde yaşlar şimdi ağlıyor kalbden

İşte o an parladı ufukta lem’ayı nur

Sonra bir güneş doğdu ziyasıyla dura dur

Alem de gördüğümüz İslami dirilişin

Sebebi işte bu şems bunu böylece bilin

On sene evvel doğdu parlar bu yüzyıl başı

Miladi sanmayınız hicri yüzyılın başı

Evet buydu beklenen islamın son ferdası

Silinir gider artık küfrün leyli yeldası

Seni beklemekten dönmüştük biz şaşkına

Doğdun bir daha batma, batma Allah aşkına

Şu milletin nasibi asırlar var ki Celal

İlahi tecelli etsin kurban olduğum Cemal

Ey ümmet dikkat edin hicri yüzyıl başına

Şahit olacaksınız güneşin doğuşuna

Bağrı yanık islama esecek badi saba

İşitin şu müjdeyi ’’vetubalil gureba’’

ADİL GÖKBURUN



DÜNYA İLE HASBİHAL

Hey gidi fani dünya senin de soyun geldi

Yükünü aldın artık, yaşsa kemale erdi

Zevalini gösteren küçük alametlerden

Hangisidir çıkmadık hangisidir söylesen

Zinalar, binalar, pavyon kadınları mı?

İçkiler kumarlar şarap dükkanları mı?

Vurmalar, kırmalar, insan öldürmeler mi?

Binbir çeşit hileler dolap döndürmeler mi?

Zulümler, cefalar hak’kın kovulması mı?

Hıçkırarak ağlarken garip boğulması mı?

İn bin dünyası derler şimdi sıra sendedir

Hatemennebiy ile Resuller tükeneli

Nemrut yetiştirmekten sen de bıktın değil mi?

Üzülme pek yakında gelecek olan Mehdi

Kararmış suratını aydınlatır güneşi

O Mehdi ki zevalin ilk büyük alameti

Sonunu haber veren kıyametin ilk fecri.

ADİL GÖKBURUN



İMAM MEHDİ

Yıldızla doğacak islam güneşi

İmanla sönecek küfrün ateşi

Ümmeti muhammed bekliyor seni

Ne olur kıyam’et imam’ul mehdi

Müminin çilesi senle son bulur

Kırılır zincirler iman kurtulur

Ufuklar nurlanır zulmet kaybolur

Beklenen güneşsin imamul mehdi.

Yaklaştı zamanın titrer tağutlar

Sallanır yüz üstü devrilir putlar

Adından çok korkar çağdaş nemrutlar

Bir yalın kılıçsın imamul mehdi.

Atomlar karşında susarlar senin

Emini olursun göklerle yerin

Fatıma evladı son peygamberin

Halifetullahsın imamul mehdi

Ayların içinde tekdir ramazan

Cebrail sesini duyduğun zaman

Belki kıyam etti sahibuzzaman

İntizarımızsın imamul mehdi.

ADİL GÖKBURUN