
MEHDİ'NİN ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERİ
Cennetle
Müjdelemesi
|
...Enes
b. Malik (r.a.) den, şöyle demiştir:
Ben, Resulullah (s.a.v.)'dan işittim,
buyurdu ki: Biz Abdulmuttalib'in çocukları
cennet halkının büyükleriyiz. Ben, hamza,
Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi.
Sünen-i İbni Mace, 10/349 |
|
|
|
Zamanın En Hayırlısı Olması
|
İbn-i
Cerir, Tehzib-il Asar'da şöyle tahric etti:
Muhammed ümmetinin en hayırlısı ve sizin
zorlukları gideren veliniz olan kimseye
katılın.. O Mehdi'dir.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 57
Devrinde
yeryüzünün en hayırlısı kendisi olacaktır.
El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Muntazar, 27
Naim b.
Hammad, Kab'dan tahric etti, buyurdu ki:
Mehdi (zamanındaki) insanların en hayırlısıdır.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 58 |
|
|
|
İsminin Peygamberlere
Gelen Kitaplarda Geçmesi
|
Naim
buyurdu ki: Ben Mehdi'yi Peygamberlerin
suhufunda şöyle bulurum: "Mehdi'nin amelinde
ne zulüm ne de ayıp yoktur."
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 21
Peygamberlere
dair olan kitaplarda, "Mehdi'nin işi zulüm
ve kötülük değildir" şeklinde işaret edilmiştir.
El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Muntazar, 49 |
|
|
|
|
İbni
Münavi diyor ki: "Danyal (a.s.)in kitabında
şöyle yazılıdır" Süfyanlar 3 tanedir, Mehdiler
de 3’tür. 1. Süfyan çıkıp adı sanı yayıldığında
ona karşı 1. Mehdi, 2. Süfyana karşı 2.
Mehdi, 3. Süfyana karşı da Hz. Muhammed
Mehdi çıkacak ve Allah-u Teala daha önce
fesada uğrayanları ve iman ehlini onunla
kurtaracaktır. Sünnetler onunla ihya edilecek
bidat ateşleri de onunla sönecektir. Onun
zamanında insanlar aziz olacak ve kendi
muhaliflerine galip geleceklerdir. Güzel
bir hayat sürülecek, yer ve gök bereketini
artıracak, bu durum 7 yıl sürdükten sonra
Mehdi
vefat edecektir. (*)
(*)Bu hadis Kitab-ül
Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman
isimli kitabın Süleymaniye Kütüphanesinde
bulunan el yazılı bir nüshasında mevcuttur.
|
|
|
|
Peygamberimiz ashabinin (r.a.) Tevrat
ve İncil'de müjdelenmeleri gibi, Mehdi (a.r.) da diğer peygamberlere
indirilmiş kitaplarda müjdelenmektedir, ondan övgüyle bahsedilmektedir.
Güzel
Ahlaklı Olması
|
Mehdi
Allah'a karşı son derece boyun eğicidir.
Ahlak bakımından Peygambere benzer.
Kıyamet Alametleri, s.163
İbni Mesud'un
rivayetinde, Resulullah şöyle buyurdu: Ahlakı
benim ahlakım olan bir evladım çıkacak.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman,21 |
|
|
|
|
İşari manada
ayet meali:
3/159- Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara
yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli
olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi..."
68/4- Ve şüphesiz sen, pek büyük bir
ahlak üzerindesin. |
|
|
|
Herkes
Tarafından Çok Sevilmesi
|
Allah
(c.c.) bütün insanların kalplerini onun
muhabbetiyle dolduracaktır.
El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Muntazar, 42
Ümmet'i
Muhammed'den memnun olmadık hiçbir fert
kalmayacaktır.
Kıyamet Alametleri, 163
Mehdi zuhur
eder, herkes sadece O'ndan konuşur, O'nun
sevgisini içer ve O'ndan başka bir şeyden
bahsetmezler.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 33
Onun hilafetinden
yer ve gök ehli, hatta havadaki kuşlar bile
razı olacaktır.
El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Muntazar, 29 |
|
|
|
Mücadeleci
Olması
|
Mehdi
işi sıkı tutacak.
Kıyamet Alametleri , 175
İnsanlar
hakka dönünceye kadar mücadelesine devam
edecektir.
El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Muntazar, 23
Fitneleri
önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin
de onu vazgeçiremeyeceği Ehli Beytime mensup
birisi (Mehdi) sahip olmadan günler geceler
bitmeyecektir.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 12
Mehdi hesabını
çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden
dönmeyecektir.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 24
Mehdi Doğu
tarafindan çıkacak. Karşısına dağlar bile
dikilse onları ezip geçecek, o dağlarda
kendisine yol bulacaktır.
El-Kavlu'l
Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar,
39 |
|
|
|
|
İşari
manada ayet meali:
15/94-
Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle
ve müşriklere aldırış etme.
25/52- Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara
(Kur'an'la) büyük bir cihad ver.
3/172- Kendilerine yara isabet ettikten sonra,
Allah ve elçisinin çağrısına icabet edenler,
içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için
büyük bir ecir vardır. |
|
|
|
. .
İrşadı (Tebliğ Gücü)
|
Hz.
Mehdi, kuru bir ağacı diktiğinde
de agaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır.
El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Muntazar, 43
O (Mehdi)
kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek,
anında yeşillenip yaprak verecek.
Kıyamet Alametleri, 165
Mehdi
bir yere kuru bir dalı diker ve dal yapraklanıp
yeşillenir.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 67 |
|
|
|
.
Bir tevili şudur ki:
Hz. Mehdi (a.r.) "kuru bir agaç'a benzetilen bir insana teveccühüyle
ve onu irşad etmesiyle; önceleri aynı kuru bir ağaç gibi etrafına
faydalı olamayan böyle bir insanın, bu sefer yeşillenmiş ve
meyve vermiş bir ağaç gibi etrafına, yani dinine ve bütün
insanlığa faydalı hale geleceğine işaret edilmiştir. (Allahualem)
Aşağıdaki hadis-i şerifte de benzer bir şekilde; önceleri cahil,
cimri ve korkak olan bir insanın, ahir zamanın büyük mürşidinin
irşad ve tedrisiyle bilgili, cömert ve cesur bir hale geleceğine,
adeta önceleri kuru ve faydasız olan bir ağacın yeşerip yaprak
vermesi gibi şahsiyetini değiştireceğine işaret edilmiştir.
(Allahualem)
|
Asrında
cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen
alim, cömert ve cesur olacak.
Kıyamet Alametleri, 186 |
|
|
|
İmam Rabbani hazretleri de irşad esinde
kendisine verilen gücü aynı teşbihle ifade etmektedir.
|
Allah-ü
Taala, hidayet işinde; bana büyük bir güç
verdi. O kadar ki: Kuru bir ağaca teveccüh
etsem; o kuru agaç hemen filizlenir.
Mektubat-i Rabbani, 1/18 |
|
|
|
|
İşari manada
ayet mealleri:
16/125- Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır
ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele
et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı
bilendir ve hidayete ereni de bilendir.
2/83- Hani İsrailoğullarından, "Allah'tan
başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya,
yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle
davranın, insanlara güzel söz söyleyin,
namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye
misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç,
döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.
20/43-44 "İkiniz Firavun'a gidin, çünkü
o, azmış bulunuyor. Ona yumuşak söz söyleyin,
umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar."
|
|
|
|
Vehbi İlmi
|
Kab'dan
rivayet edildi ki:
O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün
sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir.
Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman |
|
|
|
Bir tevili şudur ki:
Bütün zahiri ilimler, istenildiğinde herkes tarafından okuyarak,
araştırılarak öğrenilebilir. Bir de çalışılarak elde edilemeyen,
ancak Hz. Allah'ın bir lütfu olan ve onu istediği kuluna
verdiği "Vehbi" ilim vardır. Yukarıdaki rivayette "kimsenin
bilemediği" denilerek Mehdi'nin böyle bir ilme sahip olduğu
anlatılmak istenmiştir. (Allahualem)
Bu ilmin "Ledün ilmi" olması da muhtemeldir. Kehf suresinde
Musa (a.s.) ile ismi verilmeyen mübarek bir şahis arasında geçen
kıssada, benzer bir ilimden bahsedilmektedir. (Rivayetlerde
bu şahsın Hızır a.s. olduğu anlatılır.)
|
18/65-
Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz
ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz
kullarımızdan bir kulu buldular.
18/66- Musa ona dedi ki: "Doğru yol (rüşd)
olarak sana öğretilenden bana öğretmen için
sana tabi olabilir miyim?"
18/67- Dedi ki: "Gerçekten sen, benimle birlikte
olma sabrını göstermeye güç yetiremezsin."
18/68- (Böyleyken) "Özünü kavramaya kuşatıcı
olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?"
18/69-(Musa:) "İnşaallah, beni sabreden (biri
olarak) bulacaksın. Hiç bir işte sana karşı
gelmeyeceğim" dedi.
18/70- Dedi ki: "Eğer bana uyacak olursan,
hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben
sana öğütle-anlatıp söz edinceye kadar."
|
|
|
|
Ledün: Garip bir ilim ismidir. Ona vakıf olan şahıs,
giz ve sırları Allah'ın izin verdiği ölçüde keşfedeceği gibi,
çeşitli ilahi esrarlardan da haberi olur. (TÜR-DAV, Büyük Lugat
, 558) Bu kıssada Musa (a.s.)'ın birlikte yaşadıkları
üç olay anlatılmaktadır. Hz. Musa, bu ilmi bilmemesi sebebiyle
Hızır (a.s.) 'ın ilk anda hatalı ve garip gibi görünen üç davranışına
itirazda bulunarak, ona karşı çıkmaktadır. Fakat ayrılacakları
vakit Hızır (a.s.)'dan yaptıklarının içyüzünü öğrenince (18/78-82.
ayetler) itirazlarında aceleci davrandığını anlayarak, ona hak
vermektedir. Bu kıssanın Kehf suresinde anlatılması pek
manidardır. Çünkü bu surede anlatılan diğer iki kıssanın (Ashab-ı
Kehf ve Zülkarneyn kıssalarının) Mehdi ile olan yakın ilgisine
peygamberimiz (s.a.v.) çeşitli hadisleriyle dikkat çekmiştir.
Musa (a.s.) ve Hızır (a.s) kıssasının da özellikle yine bu surede
yer alması, aralarında geçen olayların yukarıdaki hadislerde
olduğu gibi Mehdi ile yakından ilgisi olabileceğine, ayrıca
Hızır (a.s.)'ın ilminin Mehdi'de de bulunabileceğine bir işarettir.
Muhyiddin Arabi aşağıdaki izahında Mehdi'nin 9 özelliğini saymaktadır.
Dikkat edilirse bunların hiçbiri nakil ilminde olmayan, daha
ziyade hikmet, anlayış, ledün gibi vehbi ilme ait özellikleri
taşımaktadır.
|
- 1. Basiret sahibi
olması
2. İlahi Kitabı anlaması
3. İlahi Kelam'ın manasını bilmesi
4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini
bilmesi
5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten
ayrılmaması
6. Varlıkların sınıflarını bilmesi
7. İşlerin girift taraflarını bilmesi
- Çünkü bunlardan haberi
olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz.
Mehdi kıyas ilmini onunla hükmetmek için
değil, ondan kaçınmak için bilir. Çünkü
verdiği hüküm doğru bir ilham neticesi
olacak. Yani Muhammed (s.a.v.) getirdiği
şeriat üzere hükmedecek. Bu sebepledir
ki peygamber (s.a.v.) onu vasfederken
"Benim izimi takip edecek, hataya düşmeyecek"
demiştir. Bundan anlıyoruz ki, Mehdi,
şeriat sahibi değil şeriata uyandır.
8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması
- Çünkü onların her türlü
işlerini görmek için Allah onu diğer insanlar
üzerine seçmiştir. Liderlerin davranış
ve faaliyetleri de kendilerinden ziyade
halkın menfaatine göre olmalıdır..
9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen
gaibi ilimlere vukufu bulunması. Çünkü
ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek
meseleleri halledebilir.
Kıyamet Alametleri, 189
|
|
|
 |
Mehdi'nin vehbi ilme ait bir başka özelliği de ebced hesabını
ve ona ait sırları bilmesidir.
Cifr
(Ebced) İlminin Bilinmesi
Taşköprülüzade Ahmet Efendi "Mevzuatu'l-Ulum" isimli eserinde
(11/246) Mehdi'nin cifr ilmine
vakıf olacağını kaydetmiştir:
|
Bazıları
dediler ki, bu kitabı kemal-i vukuf ahirzamanda
hurucu muntazar Hz. Mehdi'nin hurucuna
mevkuftur ki, onlar cifr
ilmine vakıf ve sırlarına arif olurlar.
Kitab-ı enbiyayı salifeden dahi
bu ilim varid olmuştur.
Mehdilik ve İmamiye , 252 |
|
|
|
Islah Edilmesi
|
Hz.
Ali'nin rivayetine göre, Resulullah (s.a.v.)
şöyle buyurdu.
Mehdi bizden Ehl-i Beyttendir. Allah onu
bir gecede ıslah eder (yani tevbesini
kabul eder veya feyizler ve hikmetlerle
donatır.)
Sünen-i İbni Mace, 10/348
Naim Ebu
Said-il Hudri'den tahric etti. Peygamber
(s.a.) buyurdu:
Allah, Mehdi'yi bir gecede ıslah eder.
(olgunlaştırır)
Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman,54/19
Ebu Nuaym'in
rivayetinde Resul-i Ekrem (s.a.v.) şöyle
buyurmuştur:
Ey Ehl-i Beyt! Mehdi bizdendir. Aziz ve
celil olan Allah onu bir gecede ıslah
ve irşad edecek.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri,
437 |
|
|
|
|
İşari manada
ayet meali:
93/7 "Ve seni yol bilmez iken, 'dogru yola yöneltip
iletmedi mi?" |
|
|
|
.
Nübüvvet Yolunda Olması
|
Hz.
Huzeyfe'den rivayet edilmiştir:
Aranızda "Nübüvvet" Allah'ın istediği
kadar sürer sonra onu kaldırmayı istediği
zaman da kaldırır. Ve Allah'ın murad ettiği
kadar devam eden "Şiddetli bir Meliklik"
idaresi gelir. Sonra onu kaldırmayı
istediği zaman kaldırır. Sonra zorba bir
idare gelir. Sonra da "Nübüvvet yolu üzere
bir hilafet" gelir.
Ramuz El-Ehadis, 1/257 (Ebu Davud "Tayalisi"
-Ahmet b. Hanbel "Müsned"inden)

İsa aleyhisselam
ve Mehdi aleyhirridvan ise, birinci yoldan
vasıl olmaktadırlar. Birinci yol ise,
kurb-ü nübüvvetten ibarettir. Tavassut
muamelesi orada yoktur. Her kim bu yoldan
vasıl olur ise, onun için arada bir hail
ve bir vasıta yoktur. Hatta o, feyizleri
ve bereketleri herhangi bir kimsenin tavassutu
olmadan alır. Zira tavassut ve hail, ancak
diğer yoldadır. Bu yerin muamelesi ise,
diğerinden ayrıdır.
Mektubat-i Rabbani, 534 Mektup, 2/763-764

Sual:
Müceddid için böyle nasıl söylenebilir?
Çünki, Hazret-i İsa gökten inecek ve müceddid
olacaktır. Hazret-i Mehdi de, çıkacak
ve müceddid olacaktır. Bunların, verecekleri
feyzleri ve bereketleri herhangi bir kimsenin
tavassutu olmadan alır. Zira tavassut
ve hail, ancak diğer yoldadır. Bu yerin
muamelesi ise, diğerinden ayrıdır.
Cevap:
Feyz için vasıta olmak, yukarıda bildirdiğimiz
iki yoldan yalnız ikincisindedir. Birinci
yolda, yani (kurb'i nübüvvet) denilen
yolda, feyz ve hidayet, vasıta ile gelmez.
Bu yolda yükselen, arada vasıta ve perde
olmadan vasil olur. Hiçbir kimse vasıta
ve perde olmaksızın feyzlere ve bereketlere
kavuşur. Vasıta olmak ve perde olmak
(Kurb-i vilayet) denilen yoldadır. Bu
iki yolu birbirine karıştırmamalıdır.
Hazret-i İsa (a.s.) ve Hazret-i Mehdi
(a.r.) nübüvvet yolu ile vasıl olurlar.
Seyhayn, yani hazret-i Ebu Bekir ile hazret-i
Ömer (r.a.) da, nübüvvet yolu ile kavuşmuşlardır.
Resulullahın (s.a.v.) himayesi altındadırlar.
Şanları çok yüksekdir.
Saadet-i Ebediye H.Hilmi Isik, 836 (Mektubat-i
Rabbani'den 123.Mektup) |
|
|
 |
Nübüvvet "nebi" kökünden gelip, peygamberlerin
Allah'ın emriyle vazifeli olarak insanları doğru yola davet etmeleri
görevini tarif eder.
Allah dilediği kuluna Nübüvvet vazifesi verir. Peygamberlik
çalışma ve istemeyle elde edilmez. Mehdilik görevi de aynı şekilde
Allah'ın dilemesiyle onun istediği şahsa verilir. Mehdi bu makama
kendi gayreti ile gelmeyecektir. Velayet makamıina ulaşmak için
bir gayret ve çaba gerekirken Nübüvvet yolu için böyle bir şart
yoktur, burada seçilmek sözkonusudur. Nübüvvet yolunun
Velayet yolundan diğer farkları ise:
1. Bu yolda hidayetler, feyzler dogrudan onlara ulaşır,
arada herhangi bir vasıta (mürşid) yoktur.
2. Nübüvvet yolu peygamberlerin yoludur, onların tebliğ metodu
ve mücadele tarzı bu kelime ile ifade edilir. Mehdi de bu yoldan
olacağına göre onun mücadele şekli de aynen peygamberler gibi
olacaktır.
3. Velayet yolunda genellikle içe dönük bir yapı mevcuttur.
Tarikatlar bu gruba girer. Bağlıların kendi nefislerini ıslaha
çalışmaları, bu yolun esasıdır. Nübüvvet yolu ise peygamber
yolu oldugu için devamlı mücadele ve tebliğ ile yani bütün
insanlara yönelik sosyal bir yapı ile karşımıza çıkar.
Sıkıntı
ve Zorluklarla Karşılaşması
.
|
Mehdi,
bizden, Ehl-i Beyt'tendir.
...Abdullah b. Mesud (r.a.) dan;
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
...Biz öyle bir ev halkıyız ki;
Allah bizim için ahireti dünyaya tercih
etmiştir. Benim Ehl-i Beytim muhakkak
benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne
uğrayacaktır.
Benden
sonra Ehl-i Beytim bela ve mihnetlerle
karşılaşacaklar ve darbe maruz kalacaklardır.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 14 |
|
|
|
.
Bütün enbiya (a.s.) ve evliya (r.a.) Allah-u Teala'nın gönderdiği dini
tebliğ etmek ve yaymak yüzünden insanlar tarafindan anlaşılamamış,
onların çeşitli itham ve iftiralarına maruz kalmışlardır.
Allahu alem Ehl-i Beyt'ten gelecek olan Hz. Mehdi (a.r.)
de bu gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacaktır. Aşağıdaki
peygamberimizin hadisi böyle bir durumu "Mehdi'nin biat
sırasında kendisinin birçok kahr
ve haksızlığa uğradığını insanlara açıklayacağını" haber
vermektedir.
|
Naim
b. Hammad Hz.Ali'den (r.a.) rivayet etmiştir:
...Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile,
insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı
ve çıkışından ümit kesildigi bir sırada
çıkar. İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce
şöyle der: "Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed
ve bilhassa onun ehl-i beyti çok belalar
gördü, ve bizler kahr ve haksızlığa maruz
kaldık."
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 55

Resulullah
(s.a.v.) efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
- Dininde kavi, güçlü olanın başına
gelecek belalar büyük olur.(1)
-Hak Teala bir kulunu sever veya kendine
yaklaştırmak isterse, üzerine bela ve musibetleri
ardı ardına gönderir.(2)
-Hak Teala bir kimseye bir hayır diledimi,
ona bela ve musibet verir (3)
(1) Ibni Hibban (2) Ibni Ebi'd Dünya
(3) Imam Malik ve Buhari |
|
|
|
Aşağıdaki hadis-i şerifte de İstanbul'u fethedecek Hz.Mehdi
(a.r.) ve yardımcılarında, fetihten önceki devrede hastalık
sıkıntı ve üzüntülerin bulunacağı ve daha sonra bu sıkıntının
kaldırılacağı bildirilmektedir.
|
Allah
Konstantiniyye'yi (Istanbul'u) çok sevdiği
dostlarının ehline fethedecek... Onlardan
hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak
Kıyamet Alametleri, 181 |
|
|
|
Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim'de birçok peygamberin yalanlanmak,
delilik ve büyücülükle suçlanma, hastalık, haksız yere zindana
atılma... gibi çeşitli sıkıntı ve eziyetlerle karşılaştığını,
fakat bütün bunlara sabır edilmesi gerektigini haber vermektedir.
|
İşari manada
ayet mealleri:
6/34- "Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı; onlara,
yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları
ve eziyete uğratıldıkları şeye sabrettiler..."
44/14- Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler
ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir."
51/52- İşte böyle; onlardan öncekiler de
bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü
ve cinlenmiş" demişlerdir.
23/25- "O, kendisinde delilik bulunan bir
adamdan başkası değildir, onu belli bir
süre gözetleyin."
26/29- (Firavun) dedi ki: "Andolsun, benim
dışımda bir ilah edinecek olursan, seni
mutlaka hapse atacağım."
33/69- Ey iman edenler, Musa'ya eziyet edenler
gibi olmayın; ki sonunda Allah onu, demekte
olduklarından temize çıkardı. O, Allah katında
vecihti.
37/97- Dediler ki: "Onun için (yüksekçe)
bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan
ateşin içine atın."
68/51- O inkar edenler, zikri (Kur'an'i)
işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle
devireceklerdi. "O, gerçekten bir delidir"
diyorlar.
46/35- Artık sen sabret; Resullerden azim
sahiplerinin sabrettikleri gibi, Onlar için
de acele etme..."
|
|
|
 |
Gözetlenmesi-Takip Edilmesi
|
Ebu
Said El-Hudri'nin (r.a.) rivayetinde,
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Deccal çıkınca, ona karşı müminlerden
bir adam (Mehdi) yönelir. Derken
o mümin kimseye birçok silahlılar, Deccal'ın
merkezlerde gözetleme yapan silahlıları
karşı çıkarlar.
Mehdilik ve Imamiye 37, (Sahih-i Müslim,
11/393'den nakil) |
|
|
|
Not: Bu hadis uzun bir hadistir, tamamı ileride izah edilecektir.
Hadisin başlangıcında Mehdi'nin Deccal 'in silahlı adamları
tarafindan gözetlendiği ve takip edildiği bildirilmektedir.
Önceki devirlerde de tevhid mücadelesinde bulunmuş bazı
peygamberlerin de benzer şekilde gözetlendiğini böylece
kontrol altında tutulmak istendiğini Kur’an-ı Kerim'den
öğrenmekteyiz.
|
23/25-
"O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan
başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin." |
|
|
|
"Mehdilik ve İmamiye" isimli araştırmanın sahibi bu hadisin
tamamı hakkında şu izahları yapmaktadır. Ebu İshak ve
Ma'mer gibi raviler bu zattan maksad Hızır (a.s.)dır demişlerse
de , biz Hz.Mehdi (a.s.) olduğu kanaatindeyiz. Hadis-i Şerifin
siyah ve sibaki bunu göstermektedir. Hadis-i Şerifin baş tarafinda
deccalin merkezde gözetleme yapan silahlı askerlerinden bahsediliyor.
Şu halde deccal büyük bir orduya veya hükümet kuvvetine sahip
olacaktır. Kendi anlayışına karşı çıkan Mehdi'ye kuvvetini kullanarak
eziyet etmekte ve tesirsiz hale getirmeye çalışmaktadır. Hadis-i
şerifin ifadesine göre artık o zatın sırtı ve karnı döve
döve genişletilir. Yani durmadan etrafa ilan edilip yayılmaktadır.
Bu arada Mehdi'yi tesirsiz hale getirdiğini zanneden Deccal
karşısında Mehdi'nin ordusu çiğ gibi gelişini görür. Artık Deccal
Mehdi'yi mahkum edemiyor, bu noktayı hadis-i şerif şöyle ifade
ediyor: "Ey insanlar şu muhakkak ki, artık Deccal bana yaptığı
bu işi insanlardan hiçbir kimseye yapamayacaktır. Tam bu sırada
o müminin boynu ile köprücük kemiği arası bir bakır levha haline
gelir de, artık Deccal onu kesmeye hiçbir yol bulamaz."
Su son ifadeler çok dikkate değerdir. Boyun ile köprücük kemiğine
gelince, hepimiz biliriz ki, idam edilecek adamın suçları bir
kağıda yazılıp boynuna asılır. Şu halde hadiste bu kısım
bakır levha haline geliverir dediğine göre Deccal Mehdiye artık
kılıç geçiremeyecektir (ona hiçbirşey yapamayacaktır) demektir.
(Mehdilik ve Imamiye 39) Deccal'in
Mehdi'ye Eziyet Etmeye Çalışması
|
Ebu
Said El-Hudri'nin (r.a.) rivayetinde, Resulullah
(s.a.v) buyurdu ki: Deccal çıkınca, ona
karşı müminlerden bir adam (Mehdi) yönelir.
Derken o mümin kimseye birçok silahlılar,
Deccal'in merkezlerde gözetleme yapan silahlıları
karşı çıkarlar. Ve kendisine: Nereye gitmeyi
kasdediyorsun? diye sorarlar. O da: Şu çıkan
kimseyi (yani Deccal'e) karşı gitmeyi kasdediyorum,
der. Deccal'in taraftarı ona: Sen bizim
Rabbimize inanmıyor musun? derler. O zat
da: Bizim Rabbimiz de hiçbir gizlilik yoktur
der. Ötekiler de:
Bunu öldürün, derler. Bu söz üzerine taraftarların
bir kısmı diğerlerine:
Sizin Rabbiniz, kendi izni olmadan herhangi
bir kimseyi öldürmekten sizleri men etmiş
değil midir? Müteakiben o zatı Deccal'in
yanına götürürler:
Mehdilik ve Imamiye 37 |
|
|
|
Deccal, kendi anlayışına karşı çıkan Mehdi'yi öldürmek istemez,
ona sıkıntı verir eziyet eder. Önce onu insanların gözünde karalayarak
tesirsiz hale getirmeye çalışır, başarısız olduğunu görünce
bu sefer onu insanlardan ayırarak uzaklaştırır, hadisin ifadesiyle
firlatıp atar.
|
"Mehdilik
ve İmamiye" yazarı izahına şöyle devam ediyor:
Ayrıca onu zindanlarına atmakla bir ateş
içine attığını zanneder. Halbuki onu cennete
atmıştır. Zira mümin cehennemde olsa bile
gönlü cennettedir. Müslim-i Şerif'in mütercimi
Mehmed Sofuoğlu buradaki cennetin dünya
bahçelerinden bir bahçe olduğunu söyler.
Şu halde anlaşılıyor ki, Deccal Mehdiyi
ıssız yerlere sürecek ama onun sürdüğü yerler
bağlık yerler olacaktır.
Mehdilik ve Imamiye 40 |
|
|
|
Hakkında
Olumsuz Propaganda Yapılması
|
Mümin
şahıs (Mehdi) Deccal'i görünce:
Ey insanlar! Resulullah'ın zikrettiği Deccal
işte budur, der. Deccal hemen onunla ilgili
emrini verir de, o zat karnı üzerine uzatılır
ve arkasından:
Onu alın da yaralayın! der. Artık o zatın
sırtı ve karnı döve döve genişletilir.
Bu sefer onu iki eli ve iki ayağı ile yakalar
da firlatır atar. İnsanlar Deccal'in onu
bir ateş içine attığını sanırlar. Halbuki
o bir cennet içine atılmıştır.
Mehdilik ve İmamiye 40 |
|
|
|
Hadiste Mehdi'nin "sırtı ve karnından dövüle dövüle genişletilmesi"
müteşabih olarak (benzetme yapılarak ) söylenmiştir. Mehdilik
ve İmamiye kitabının yazarı burası için; Mehdi'nin ünü "Durmadan
etrafa ilan edilip yayılmaktadır" demektedir. Fakat bunu Deccal taraftarları
yapacağı için bu propagandanın Mehdi'yi kötüleme şeklinde olacağını
söyleyebiliriz.
Peygamberimiz devrinde İslam düşmanları, onu kötülemek için
o devrin yayın organı sayılan şairleri kullanıyordu. Şairler,
panayırlarda, çarşılarda peygambere çeşitli hakaretler ediyor,
ona deli, büyücü, kahin diyorlardı. Şimdi de İslam düşmanı olan
Deccal yanlıları yazılı ve sözlü yayın organlarıyla Mehdi'yi
kötüleyecekler, halkın nazarında itibarını sarsmaya çalışacaklardır.
(Allahualem) Hadislerde Mehdi'nin başlangıç yıllarının
sıkıntı ve zorluklarla dolu mücadele yılları olduğunu gördük.
"Altın Çağ" olarak anlattığımız devre, Mehdi'nin halife olduğu
son dönemlerine aittir. Mehdi ve müslümanlar ancak bu devrede
rahata, bolluğa, huzura kavuşacaklar ve sevgiye, barışa, kardeşliğe
dayalı bir hayatı bu devrede yaşayacaklardır.
|
İşari manada
ayet meali:
93/4-5 " Şüphesiz senin için son olan, ilk olandan (ahiret
dünyadan) daha hayırlıdır. Elbette Rabbin
sana verecek, böylece sen hoşnut kalacaksın."
|
|
|
|
Hicreti
|
O
Kudüs'te hicret edecektir. Bu hicretten
sonra Medine tahrip edilip vahşilerin sığınağı
olacaktır.
(İmam Suyuti, Kıyamet Alametleri, Ölüm ve
Diriliş, s.1699, sf.174) |
|
|
|
Hilyesi
|
O,
açık alınlı, küçük burunlu, iri gözlü,
dişleri parlak ve seyrek bir kişidir.
Sağ yanağında, inciyi andıran, bir yıldız
gibi yüzünü aydınlatan bir işaret vardır....
(İmam Suyuti, Kıyamet Alametleri, Ölüm
ve Diriliş, s.1699, sf.174) |
|
|
|
Konuşması
|
Dilinde
ağırlık vardır. Yavaş ve ağır konuştuğu
zaman sağ elini sol dizine vurur. Kırk
yaşındadır.
(İmam Suyuti, Kıyamet Alametleri, Ölüm
ve Diriliş, sf.1699, sf.174) |
|
|
|
|