
MEHDİ DÖNEMİNDE HZ. SÜLEYMAN VE HZ.
ZÜLKARNEYN
DÖNEMİYLE OLAN BENZERLİKLER
Mehdilik, Hz. Süleyman'ın ve Hz. Zülkarneyn'in
üstün ahlaklarının, ahir zamanda yeniden, daha değişik ve
geniş bir zeminde hayat bulmasıdır. Hz. Süleyman'ın ve Hz.
Zülkarneyn'in şahs-ı manevileri, ruhları, mantıkları, akıl
tecellileri, sosyal tecellileri ahir zamanda kendini gösterecektir.
Hz. Süleyman, Hz. Zülkarneyn ve Mehdi dönemleri,
İslam'ın, güzel ahlakın yeryüzünde yaygın şekilde yaşanmasıdır.
Her üçü de Allah'ın beğendiği dönemlerdir. Kuran'da ve Peygamberimiz
(sav)'in hadislerinde bildirilen Buhtunasr, Nemrut ve Firavun
dönemleri ise şeytaniyetin ve imansızlığın hakim olduğu dönemlerdir.
Bu dönemlerin hemen ardından Allah nasıl İslam ahlakını hakim
ettiyse, ahir zamanda yani dünyanın son döneminde de Rabbimiz
İslam ahlakının hakim olduğu bir dönemi kullarına yaşatacaktır.
İşte bu Altınçağ'dır.
Bu çağ, Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn devirlerinin
daha geniş çaplı bir yansıması ve tecellisidir. Bir başka
deyişle Mehdilik; huzur, mutluluk, sevgi, kardeşlik, vefa,
barış, fedakarlık, insancıllık, yardımseverlik gibi özelliklerin
dünyaya hakim olmasıdır.
Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn ile Altınçağ dönemi
arasındaki benzerliklerden bazı örnekleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Mehdi'nin Dünya Hakimiyeti
Daha önce de vurguladığımız gibi Hz. Süleyman
ve Hz. Zülkarneyn İslam ahlakını dünyaya hakim kılmışlardır.
Çok geniş bir coğrafyaya hükmetmiş, çok güçlü bir orduya sahip
olmuşlardır ve onların dönemi bu yönüyle Altınçağ ile çok
büyük benzerlikler göstermektedir.
Altınçağ dönemi de İslam ahlakının tüm dünyaya
hakim olacağı, insanların akın akın Müslüman olacakları, inkarcı
ideolojilerin yeryüzünden silineceği, dinin Peygamberimiz
(sav) dönemindeki şekliyle yaşanacağı bir dönemdir. Bazı hadislerde
Altınçağ dönemindeki hakimiyet şu şekilde tarif edilmektedir:
(Mehdi) bütün dünyaya malik olacaktır.
(Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.
10)
Mehdi doğu ile batı arasındaki her yeri
fetheder. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamat-il Mehdiyy-il Muntazar,
s. 56)
Mehdi'nin Sahip Olduğu
Özel İlim ve Hz. Süleyman'a ve Hz. Zülkarneyn'e Bağışlanan
Büyük İlimler
Kitabın önceki bölümlerinde Allah'ın Hz. Süleyman'a
çeşitli ilimler lütfettiğinden bahsettik. O, Allah'ın dilemesiyle
cinlere ve şeytanlara hükmetmiş, kuşlarla konuşmuş, karıncaların
kendi aralarındaki konuşmalarını duyabilmiş, rüzgar ve bakır
madeni onun emrine verilmiştir. Bunların her biri Hz. Süleyman'ı
diğer insanlardan ayıran mucizevi özelliklerdir. Hz. Zülkarneyn
için de Kuran'da, "İşte böyle,
onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" (veya
yanında olup-biten herşeyi) Biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık."
(Kehf Suresi, 91) şeklinde bildirilmektedir. Bundan da anlaşıldığı
gibi Allah'ın ilim verdiği kullardandır.
Mehdi de aynı bu iki kutlu insan gibi çok özel
ilimlere sahip olacaktır. Taşköprülüzade Ahmet Efendi, Mevzuatu'l
ulum isimli eserinde (11/246) Mehdi'nin cifr ilmine vakıf
olacağını kaydetmiştir. Bir diğer hadiste ise Mehdi hakkında
şu bilgi verilmektedir:
O kimsenin bilemediği gizli bir duruma
kılavuzlandığı için kendisine Mehdi denilmiştir. (Kitab-ül
Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 77)
Peygamberimiz (sav) ayrıca Mehdi'nin tıpkı Hz.
Süleyman gibi hayvanların dilini bileceğini ve yine tıpkı
Hz. Süleyman gibi insanların yanı sıra cinler üzerinde de
hakimiyeti olacağını bildirmiştir:
O (Mehdi), doğrulanmış, kuş ve bütün
hayvanların dillerini bilen biridir. Onun için adaleti,
bütün insanlar ve cinlerce cari olacaktır. (Kıyamet Alametleri,
s. 188)
Hayvan Sevgisine Önem
Vermeleri
Kuran'da Hz. Süleyman'ın hayvanlara olan şefkatli
ve sevgi dolu tutumu ile ilgili bazı bilgiler de verilmektedir.
Önceki bölümlerde onun, karıncalara zarar vermekten dahi kaçınan
tutumunu, atlara olan sevgisini anlatmıştık.
Altınçağ döneminde de hayvanlara olan sevgi teşvik
edilecektir. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bu dönemde,
her türlü hayvanın rahatlıkla izlenebileceği ve sevilebileceği
ortamlar oluşturulacağı haber verilmektedir. Bu konudaki hadislerden
bazıları şöyledir:
... kişi, koyun ve hayvanlarına haydi
gidin otlayın diyecek, onlar gidecekler, ekinin ortasından
geçtikleri halde bir başak bile ağızlarına almayacak, yılan
ve akrebler kimseye eza etmeyecekler, yırtıcı hayvanlar
kapıların önünde duracak da kimseye zararları dokunmayacak...
(Kıyamet Alametleri, s. 245)
Yılanlar çocuklarla, inekler aslanlarla
geçinebilecek... (El Kavlu'l Muhtasar, s. 64)
Yukarıdaki hadislerde görüldüğü gibi Altınçağ
ile Süleyman dönemi arasındaki bir diğer dikkat çeken benzerlik
de, hayvanlar üzerindeki hakimiyettir. Hz. Süleyman kuşlar
başta olmak üzere çeşitli canlılar üzerinde nasıl hakimiyet
kurduysa, Altınçağ döneminde de hayvanlar üzerinde, yırtıcı
hayvanların dahi insanlara zarar vermesi engellenebilecek
şekilde bir hakimiyet olacaktır.
Andolsun, (peygamber olarak)
gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten
onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.
Ve hiç şüphesiz; bizim ordularımız, üstün gelecek
olanlar onlardır.
(Saffat Suresi 171-173)
|
Barış
Yanlısı Olmaları ve Diplomasi Yolunu Tercih Etmeleri
Hz. Süleyman'ın komşu ülkelerle
olan ilişkilerinde hoşgörülü, affedici ve barış yanlısı bir
tutum içinde olduğunu daha önce vurgulamıştık. O, sorunları
diplomasi yoluyla çözmeyi tercih etmekte ve demokratik yöntemler
izlemekteydi. Hz. Süleyman yaşadığı dönemde çok üstün bir
kültür oluşturmuş ve hakimiyetini de diplomasiyle, sanatla
ve kültürle sağlamıştır. Çok güçlü, karşı konulamaz ordulara
sahip olmasına rağmen, askeri gücünü kullanmamıştır. Hz. Zülkarneyn
ise çevresindeki halklar tarafından "yeryüzünde bozgunculuğu
ve fitneyi önleyen kişi" olarak tanınmış, insanlara barış
ve huzur getiren bir lider olmuştur. Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn
dönemleri bu yönüyle Altınçağ dönemiyle çok büyük benzerlikler
göstermektedir.
Altınçağ'da da insanlar kendi
istekleriyle Müslüman olacak, hiçbir savaşa gerek kalmadan
İslam ahlakı tüm dünyaya hakim olacaktır. Bu dönemi tasvir
eden hadislerde şu şekilde belirtilir:
Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak,
ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar
Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)
Mehdi, Peygamberin yolunda gidecek, uyuyan
kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. (Kıyamet Alametleri,
s. 163)
Hadislerde de belirtildiği gibi Mehdi tüm dünyaya
İslam ahlakını, barış yoluyla hakim edecek, savaş ve şiddetten
kaçınacaktır. Mehdi'nin izleyeceği yol tüm dünya çapında büyük
bir kültürel atılım ile insanların İslam ahlakına yöneltilmesi
olacaktır. O dönemde Allah'ın izniyle aşağıdaki ayetler tecelli
edecektir:
Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman
ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde,
hemen Rabbini
hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri
çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3)
Din Ahlakına Davet
Konusunda Kararlı Olmaları ve Hızlı Davranmaları
Hz. Süleyman aldığı akılcı ve seri kararlar ile
tüm müminler için çok önemli bir örnektir. Sebe Ülkesi'ni
iman etmeye davet etmek için yazdığı mektup onun tebliğ gücünü
gösterirken, ilim sahibi bir kişinin aracılığıyla Sebe Melikesi'nin
tahtını getirtmesi hızlı karar alma konusuna verdiği önemi
ortaya koymaktadır. Hz. Zülkarneyn'in Yecüc ve Mecüc isimli
kavmin bozgunculuğunu önlemek için hemen kıyamete kadar yıkılamayacak
kadar güçlü bir set inşa etmesi de onun gücünün ve akılcılığının
bir göstergesidir. Altınçağ da bu yönüyle Hz. Süleyman ve
Hz. Zülkarneyn dönemine çok büyük benzerlik gösterecektir.
Altınçağ döneminde insanlar akın akın İslam'a
yönelecek, bunun için çok geniş kapsamlı ve seri çalışmalarda
bulunulacaktır. Toplumlar birbiri ardına İslam ahlakını benimseyecek,
inkarcı ideolojiler hızlı ve kalıcı girişimlerle dünya üzerinden
kalkacak, her türlü zulüm sistemi tarihin karanlıklarına gömülecektir.
Bu konu ile ilgili olarak büyük İslam alimi Muhyiddin Arabi
şunları bildirmektedir:
Allah ona (Mehdi'ye) o kadar güç
verecek ki, bir gece içinde zulmü ve ehlini ortadan kaldıracak,
dini ikame edecek, İslamı ihya edecek, önemsenemez bir hale
geldikten sonra ona tekrar kıymet kazandıracak, ölümünden
sonra onu diriltecek... Asrında cahil, cimri ve korkak olan
bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak... Dini, Resulullah
(sav)'ın zamanında olduğu gibi aynen tatbik edecek... (Muhyiddin
Arabi el-Endülüsu, Futuhat-ül Mekkiye, Bab 66, Kıyamet Alametleri,
s. 186)
İmar İşlerine Büyük
Önem Verilmesi
Hz. Süleyman'ın imar çalışmalarına verdiği önemi
kitabın önceki bölümlerinde detaylı olarak incelemiştik. O,
emri altında çalışan bina ustası cinleri ve şeytanları kullanarak
kaleler, heykeller, çanaklar ve kazanlar yaptırmıştır. Onun
görkemli sarayını her gören insan, -başta Sebe Melikesi olmak
üzere- hayran kalmıştır. Hz. Zülkarneyn'in inşa ettiği setin
yapımında ise, Allah'ın dilemesi dışında yıkılamayacak kadar
güçlü bir teknik kullanılmıştır.
Peygamber Efendimizin hadislerinde, Altınçağ'da
da imar işlerine çok büyük önem verileceğine dikkat çekilmektedir.
Bu dönemde şehirlere huzur ve barışın yanı sıra, üstün bir
medeniyet de götürülecektir. Bu hadislerden biri şu şekildedir:
Mehdi Konstantiniyye ve diğer beldelerin
imarına çalışır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il
Muntazar, s. 40)
Zenginliği ve İhtişamı,
İslam'ın Menfaati, Allah'ın Rızası İçin Kullanmaları
Hz. Süleyman sahip olduğu zenginlikleri Allah'ın
dinini anlatmak ve İslam ahlakını dünya üzerinde yaymak için
en güzel şekilde kullanmıştır. Fethettiği ülkelerde yaşayan
insanları öncelikle Allah'a iman etmeye ve teslim olmaya davet
etmiştir. Sebe Ülkesi'ne gönderdiği İslam'a davet mektubu
bu konuda çok önemli bir delildir. Hz. Zülkarneyn de "...
Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı
(güç, nimet ve imkan) daha hayırlıdır..." (Kehf
Suresi, 95) ayetinden de anlaşıldığı gibi, Allah'ın nimetiyle
sağlam bir iktidara sahiptir. Ve bu büyük gücü, yeryüzünde
bozgunculuğu engellemek için kullanmıştır.
Altınçağ döneminde de insanlar çok büyük bir
zenginliğe, refaha ve huzura kavuşacaklardır. Mehdi yeryüzünün
tüm zenginliğini Allah'ın dinini yeryüzüne hakim kılmak için
kullanacak, fethettiği ülkelerde güzel ahlakı ve barışı esas
alacaktır. Onun eşi ve benzeri olmayan uygulamaları insanların
İslam ahlakına karşı kalplerinin yumuşamasına vesile olacak
ve İslam ahlakı çok kısa bir sürede tüm dünyaya hakim olacaktır.
Bu konudaki hadislerden bazıları şu şekildedir:
Ümmetim arasında Mehdi çıkacak, Allah onu
insanları zengin kılmak için gönderecektir. Ümmet nimetlenecek,
hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını çıkaracak...
(Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.
15)
... Biattan önce, insanlar grup grup ona
akın edecekler ve oraya giden herkes ondan bereket kazanacaktır.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s.
25)
|