HZ. İSA'YI BEKLEMEK
Hıristayanlar ve Müslümanlar
İçin Ortak Bir Müjde
Bizler, Hz. İsa'yı çok seven, onun tüm mucizelerine
ve yüksek ahlakına inanan ve onun yakında dünyaya dönerek insanlığı
kurtaracağını bilen, bu büyük müjdeyi şevkle bekleyen Müslümanlarız.
Çünkü İslam, bizlere bu müjdeyi vermektedir. Kuran'da
dikkat çekici bir biçimde Hz. İsa'nın ölmediği bildirilmekte ve
yeniden dünyaya döneceğine işaret edilmektedir. Peygamberimiz Hz.
Muhammad ise Hz. İsa'nın dünyanın son dönemlerinde mucizevi bir
biçimde yeryüzüne döneceğini, Hıristiyanları ve Müslümanları ortak
bir din ve ahlakta birleştirerek yeryüzüne barış, adalet ve mutluluk
getireceğini çok detaylı olarak haber vermiştir. Bu Allah'ın büyük
mucizesi ve vaadidir; gerçekleşeceğine kuşku yoktur.
Dahası, peygamberimiz Hz. Muhammed ve onun sözlerini
yorumlayan İslam büyükleri, Hz. İsa'nın çıkışı öncesindeki alametlerin
neler olduğunu anlatmış ve bu çıkış için belirli bir zaman dilimine
de işaret etmişlerdir.
Ve bu alametlerin tamamına yakını gerçekleşmiştir.
İşaret edilen zaman dilimi ise, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın
ilk yarısıdır. (İslam takvimine göre 14. yüzyılın ortaları.)
Hz. İsa'nın yeryüzüne yeniden gelecek olması, biz
Müslümanlar için çok önemlidir. O Allah'ın bir mucizesiyle babasız
olarak doğmuş, İsrailoğulları'nı doğru yola davet etmiş, onlara
pek çok mucizeler göstermiş olan bir peygamberdir. Mesih'tir ve
Kuran'a göre "Allah'ın Kelimesi"dir.
(Kuran, 4:171) Onun yeniden yeryüzüne gelmesi ile birlikte ise,
gerçekte aynı şekilde Allah'a inanan, aynı ahlaki değerleri paylaşan
ve Kuran'a göre birbirlerine insanlar içinde "sevgice
en yakın olan" (Kuran, 5:82) Hıristiyanlar ve Müslümanlar
arasındaki anlaşmazlıklar giderilecek ve dünyanın bu en büyük iki
dini cemaati birleşecektir. Yeryüzündeki üçüncü İlahi dinin mensupları,
yani Yahudiler de gerçek Mesihleri olan Hz. İsa'ya iman ederek hidayet
bulacaklardır.(Kuran, 4:159) Böylece üç İlahi din birleşecek, yeryüzünde
Allah'a iman ve O'nun peygamberi Hz. İsa'ya itaat temelinde tek
bir din kalacak, bu din, Allah'ı inkar eden felsefeleri ve putperest
inançları fikren yenilgiye uğratacak, böylece dünya savaşlardan,
çatışmalardan, ırkçılıktan ve etnik düşmanlıklardan, zulüm ve haksızlıklardan
kurtulacak, insanlık barış, mutluluk ve huzur içinde bir "Altınçağ"
yaşayacaktır.
Bu, kuşkusuz, dünya tarihin en büyük olayıdır. Üç
İlahi dinin birleşeceği bu ortam, tüm Amerika kıtasının, Avrupa'nın,
İslam Dünyası'nın, Rusya'nın, İsrail'in ortak bir inançla ittifak
kurması anlamına gelir ki, böylesine bir birlik tarihte hiç sağlanmamıştır.
Bu birliğin dünyaya getireceği barış, huzur, istikrar, mutluluk
hiç bir devirde sağlanmamış, bunun eşi ve benzeri görülmemiştir.
Dahası, Hz. İsa'nın yeryüzüne dönecek olması, dünya
tarihinin en büyük mucizesidir de.
Mucizeler peygamberler eliyle yapılır ve gerçekleşen
son mucizeler, Hz. İsa'nın bundan 2000 yıl önce Filistin topraklarında
gösterdiği; ölülerin diriltilmesi, körlerin ve cüzzamlıların iyileştirilmesi,
cansız maddelere can verilmesi gibi (Kuran, 5:110) harikalıklardır.
Hz. Muhammed, Allah'ın takdiri gereği, herhangi bir mucize göstermemiş,
tek mucize olarak insanlara Kuran-ı Kerim'i getirmiştir.
Hz. İsa'nın 2000 yıl sonra yeniden dünyaya dönmesi,
annesiz ve babasız olarak olgun yaşında yaşama yeniden başlaması
ise başlı başına çok büyük bir mucize olacaktır. Dahası, Hz. İsa
insanlara yeni mucizeler de gösterecektir. Böylece bilimsel ve felsefi
düzeyde zaten çökme noktasına gelmiş olan materyalist felsefe, tüm
dünya insanlarının gözü önünde, geri dönülemez biçimde yıkılacak,
insanlar Allah'ın varlığının ve kudretinin apaçık kanıtlarını göreceklerdir.
İşte, Kuran'ın işareti, peygamberimizin hadisleri
ve İslam büyüklerinin yorumları ışığında, bizler bu kutlu dönemin
çok yakın olduğuna inanıyoruz. Bir Müslüman olarak, Hz. İsa'nın
yakında gelecek olmasından dolayı büyük bir heyecan duyuyor, kendimizi
ve dünyayı bu kutlu misafire hazırlamak için elimizden geleni yapıyoruz.
Hıristiyanlara çağrımız ise, onların da bu konuda
olabildiğince duyarlı, bilinçli ve şevkli olmalarıdır.
Hıristiyan Dünyası İsa'ya Hazır mı?
Hz. İsa sevgisi, Hıristiyanlara tarih boyunca güzel
ahlak kazandırmıştır. Allah Kuran'da Hıristiyanları "insanlar
içinde... iman edenlere sevgi bakımından en yakın" olanlar
olarak tarif eder ve arkasında şöyle buyurur:
... Bu, onlardan (birtakım) papaz ve rahiplerin
olması ve onların gerçekte büyüklük taslamamaları nedeniyledir.
(Kuran, 5:82)
Bir diğer ayette ise Hıristiyanların olumlu ahlakından
şöyle söz edilir:
Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri
ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik;
ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat
ve merhamet kıldık... (Kuran, 57:27)
Hz. İsa'ya duydukları sevgi uğruna, tarih boyunca
Hıristiyanlar türlü zulümlere katlanmış, dünya zevklerinden ellerini
çekerek çile dolu hayatları tercih etmiş, büyük fedakarlıklarda
bulunmuşlardır. Tüm bunlar, önemli bir samimiyetin göstergeleridir.
Ancak Hz. İsa'nın dönüşünün yakın olduğu bu çağda, bu samimiyetin
daha da güçlü gösterilmesi, Hz. İsa'nın dinine hizmetin daha da
etkili bir biçimde yürütülmesi gerekmez mi?
Bu soruyu soruyoruz, çünkü günümüzdeki bazı Hıristiyanlar,
Hz. İsa'nın yaklaşan dönüşü karşısında yeterince duyarlı değillermiş
gibi bir izlenim vermektedirler. Oysa ki;
• Hıristiyan kaynaklarına
göre de Hz. İsa yeryüzüne dönecek değil midir?
Yeni Ahit'te defalarca Hz. İsa'nın yeryüzüne yeniden
döneceği haber verilir. İbranilere Mektup'ta yazıldığına göre, "Mesih
ikinci kez... kurtuluş getirmek için kendisini bekleyenlere görünecektir."
(9:28) Daha pek çok Yeni Ahit pasajında İsa'nın yeniden geleceği
müjdelenir. Bu vaad kesin olduğuna göre, Hıristiyanların bunu "dünya
görüşleri"nin temeli haline getirmeleri, bu İkinci Geliş'i
her zaman için beklemeleri ve dünya üzerinde buna göre bir faaliyet
yürütmeleri gerekli değil midir?
• Hıristiyan kaynaklarına göre de Hz. İsa'nın dönüşü
yakın değil midir?
Pek çok Hıristiyan, İkinci Geliş'in çok yakın olduğu
kanaatindedir. Çünkü Yehi Ahit'te ve Eski Ahit'te Mesih'in gelişi
ile ilgili kehanetlerin tamamına yakını gerçekleşmiştir. Tüm dünyada
dinin yükselişi, ateist felsefelerin çökmeye yüz tutması, insanların
inanca yönelişi de önemli bir alamettir. Durum bu iken, Hıristiyanların
Hz. İsa'nın İkinci Gelişi konusunda kayıtsız kalmaları doğru olur
mu?
• Hıristiyan kaynaklarına göre de Hz. İsa'nın
dönüşü, tarihin en büyük olayı olmayacak mıdır?
İkinci Geliş Hıristiyan kaynaklarına göre de kesin
ve yakın bir gerçek olduğuna göre, bunun tüm Hıristiyanlık aleminin
bir numaralı gündemi olması gerekmez mi? Bir ülkeye önemli bir devlet
başkanı bile geleceği zaman, bunun için büyük hazırlıklar yapılır.
Tüm devletlerin tüm başkanlarından çok daha önemli bir konuk olan
Hz. İsa yakında dünyaya geleceğine göre, bunun için hazırlık yapılması,
bu konunun sürekli gündemde tutulması gerekmez mi?
• Hz. İsa geldiğinde tüm inananları birleştireceğine
göre, zaten yakında hiç bir anlamı kalmayacak olan Hıristiyanlar
arası ayrılıkların, tartışmaların, husumetlerin bir kenara bırakılması
gerekmez mi?
• Hz. İsa geldiğinde, ona inanan tüm Hıristiyanlar
ve Müslümanlar ortak bir inançta birleşeceğine göre, Hıristiyanlar
ve Müslümanlar arasındaki önyargı ve güvensizliklerin aşılması için
şimdiden çalışmak gerekmez mi?
İncil'in en son bölümü olan "Esinlenme"
kitabında şöyle yazar: "Dünyanın egemenliği,
Rabbimizin ve O'nun Mesihinin oldu. Ve O sonsuzlara dek egemenlik
sürecek." (Esinlenme, 11:15)
Tüm Hıristiyanların yaklaşan bu büyük müjdenin bilinci,
heyecanı, aşkı, şevki içinde olması gerekmez mi?
İşte bu bilinci, heyecanı, aşkı ve şevki yaşayan Müslümalar
olarak Hıristiyanlara sesleniyoruz:
Gelin, Hz. İsa'nın yaklaşan dönüşüne elbirliği ile
hazırlanalım., Hz. İsa'nın bize zaten en doğruyu öğreteceğini bilerek,
aramızdaki inanç farklılıklarına saygı gösterelim. Onun görmek istediği
gibi, dünyayı barış, kardeşlik, merhamet ve sevgi ile doldurmaya
çalışalım. Ona düşman olan, Allah'ı inkar eden felsefe ve ideolojilere
karşı elbirliği ile fikri mücadele verelim.
Gelin, dünya tarihinin yaklaşan en büyük mucizesi
ve müjdesini birlikte bekleyelim.
|