
İSLAM AHLAKI YERYÜZÜNDE
HAKİM OLACAKTIR
Allah,
şirk koşmadan katıksız olarak Kendisine kulluk eden, O'nun
rızasını kazanmaya yönelik hayırlı işler yapan müminleri "güç
ve iktidar sahibi" yapacağını müjdelemektedir:
Allah içinizden iman edenlere ve salih amellerde
bulunanlara vaat etmiştir. Hiç şüphesiz onlardan öncekileri
nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde
'güç ve iktidar sahibi' kılacak; kendileri için seçip beğendiği
dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları
korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar yalnızca
bana ibadet ederler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim
bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi,
55)
Hak dini içtenlikle yaşayan salih kulların yeryüzüne
mirasçı kılınmasının İlahi bir kanun olduğu da ayetlerde şöyle
bildirilir:
Andolsun, Biz Zikir'den sonra Zebur'da
da "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varis olacaktır"
diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105)
"Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka
yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden
korkana ait (bir ayrıcalıktır)." (İbrahim Suresi, 14)
Andolsun, sizden önceki nesilleri, resulleri
kendilerine apaçık deliller getirdiği halde, zulmettikleri
ve iman etmeyecek oldukları için yıkıma uğrattık. İşte Biz,
suçlu-günahkar olan bir topluluğu böyle cezalandırırız.
Sonra, nasıl yapıp-davranacaksınız diye gözlemek için, onların
ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık. (Yunus Suresi,
13-14)
Musa kavmine: "Allah'tan yardım dileyin
ve sabredin. Gerçek şu ki arz Allah'ındır; ona kullarından
dilediğini mirasçı kılar. En güzel sonuç muttakiler içindir."
dedi. Dediler ki: "Sen bize gelmeden önce de geldikten
sonra da eziyete uğratıldık." (Musa) "Umulur ki
Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde
halifeler (egemenler) kılacak, böylece nasıl davranacağınızı
gözleyecek." dedi. (Araf Suresi, 128-129)
Allah yazmıştır: "Andolsun, Ben galip
geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük
kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi,
21)
Yukarıdaki ayetlerde verilen müjde ile birlikte
Allah, müminlere çok önemli bir vaatte daha bulunmaktadır.
İslam dininin bütün dinlere üstün kılınmak için insanlığa
gönderildiği Kuran'da şöyle bildirilir:
Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar.
Oysa kafirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan
başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı)
bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak
dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 32-33)
Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek
istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler
hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen
O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere
karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saf
Suresi, 8-9)
Hiç kuşkusuz Allah, vaadinin gerçekleşeceğinde
şüphe olmayan ve vaadinden dönmeyendir. Sapkın felsefeleri,
çarpık ideolojileri ve batıl din anlayışlarını ortadan kaldıracak,
insanları karanlıklardan aydınlığa çıkaracak olan güzel ahlak
İslam ahlakıdır. Yukarıdaki ayetlerde vurgulandığı gibi, inkarcıların
ve müşriklerin bu büyük olayı engelleyebilmesi ise söz konusu
değildir.
İslam ahlakının tam anlamıyla yaşanacağı bu dönem
sevginin, fedakarlığın, yardımlaşmanın, dürüstlüğün, sosyal
adaletin, güven ve huzurun hakim olacağı bir zaman olacaktır.
Cennet benzeri özellikleri nedeniyle Altınçağ olarak adlandırılan
böyle bir dönem bugüne kadar yaşanmamıştır. Bu kutlu dönem
kıyamet öncesinde yaşanacaktır; şu an Allah'ın takdir ettiği
zamanı beklemektedir. |