
KIYAMET SAATİ YAKINDIR
İnsanların
büyük bir bölümü kıyamet günü hakkında bilgi sahibidir. Hemen
hemen herkes kıyamet saatinin dehşetinden az veya çok haberdardır.
Buna rağmen, insanların böylesine hayati bir konuda gösterdikleri
ortak bir tepki vardır; kıyamet üzerine düşünmek veya konuşmak
istemezler. Kıyamet saati geldiğinde yaşanacak korkuyu akıllarına
getirmemek için yoğun bir çaba sarf ederler. Gazetede okudukları
bir afet haberinin veya bir felaketi gösteren bir filmin kendilerine
kıyameti hatırlatmasına dahi tahammül edemezler. Bu günün
mutlaka karşılaşılacak olan büyük bir gerçek olduğunu düşünmekten
kaçınırlar. Bu konudan bahseden kişileri dinlemek, bu büyük
günü anlatan yazıları okumak istemezler. Bunlar, kıyamet düşüncesinin
neden olduğu korkudan kaçmak amacıyla geliştirdikleri yöntemlerden
bazılarıdır.
Çoğu insan da kıyamet saatinin gerçekleşeceğine
ciddi anlamda ihtimal vermez. Bunun bir örneğini Kehf Suresi'nde
anlatılan zengin bağ sahibinin ifadelerinde de görmekteyiz:
Kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum.
Buna rağmen Rabbime döndürülecek olursam, şüphesiz bundan
daha hayırlı bir sonuç bulacağım. (Kehf Suresi, 36)
Bu ifadelerde Allah'a inandığını söyleyen, fakat
kıyamet gerçeğini düşünmeyen, üstelik ayetlere zıt iddialar
ileri sürenlerin gerçek zihniyetleri gözler önüne serilmektedir.
Başka bir ayette de kıyamet saati ile ilgili
olarak kuşkuya kapılan, şüpheye düşen inkarcılardan şöyle
söz edilmiştir:
"Gerçekten Allah'ın vaadi haktır,
kıyamet-saatinde hiçbir kuşku yoktur." denildiği zaman
siz: "kıyamet-saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz
yalnızca bir zanda (ve tahmin) bulunup zannediyoruz; biz
kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz." demiştiniz.
(Casiye Suresi, 32)
Bir kısım insanlar da kıyamet saatini bütünüyle
inkar ederler. Böyle bir tavır gösterenler ise Kuran'da şöyle
bildirilmiştir:
Hayır, onlar kıyamet-saatini yalanladılar;
Biz kıyamet-saatini yalan sayanlara çılgınca yanan bir ateş
hazırladık. (Furkan Suresi, 11)
Gerçeği öğrenmek amacıyla, bizlere yol gösterecek
tek kaynak olan Kuran'a baktığımızda apaçık bir gerçekle karşılaşırız.
Kıyamet hakkında kendini kandıran insanlar büyük bir hata
yapmaktadırlar. Çünkü Allah ayetlerinde, kıyamet saatinin
yakın olduğunu ve bu konuda hiçbir şüpheye yer olmadığını
haber vermektedir:
Gerçek şu ki kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir,
onda şüphe yoktur... (Hac Suresi, 7)
Biz gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakileri
hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz
o kıyamet-saati de yaklaşarak-gelmektedir... (Hicr Suresi,
85)
Şüphesiz kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir,
bunda hiçbir kuşku yok... (Mümin Suresi, 59)
Kuran'ın kıyamet ile ilgili mesajının üzerinden
1400 sene kadar uzun süre geçtiğini, bu sürenin de bir insanın
hayatına kıyasla uzun olduğunu düşünenler olabilir. Ancak
burada söz konusu olan, Dünya'nın, Güneş'in, yıldızların,
kısacası tüm kainatın sonudur. Evrenin milyarlarca senelik
geçmişi göz önüne alındığında, on dört yüzyıllık bir zaman
diliminin çok kısa olduğu kesindir.
Yakın tarihimizin büyük İslam alimi Bediüzzaman
Said Nursi de benzer bir soruya hikmetli bir teşbih ile şöyle
cevap vermiştir:
Kuran, "kıyamet yakındır"
ferman ediyor. Bu kadar sene geçtikten sonra gelmemesi,
yakınlığına zarar vermez. Zira kıyamet dünyanın ecelidir.
Dünyanın ömrüne nispeten bin veya iki bin sene, bir seneye
nispetle bir iki gün veya bir iki dakika gibidir. Kıyamet
saati yalnız insaniyetin eceli değil ki onun ömrüne nispet
edilip uzak görülsün.
(Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, 1990,
s.318, İsmail Mutlu, Kıyamet Alametleri, Mutlu Yayıncılık,
İstanbul, 1996, s.214)
|