1956
yılında Ankara'da doğan Adnan Oktar, Türkiye'nin önemli fikir
adamlarından biridir. Milli ve manevi değerlerine son derece bağlı
olan ve inandığı mukaddes değerleri diğer insanlara anlatmayı
insani bir görev olarak kabul eden Adnan Oktar, fikri mücadelesine
1979 yılında, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki
eğitimi sırasında başlamıştır. Üniversite dönemi boyunca, çevresine
hakim olan materyalist felsefe ve ideolojilerin çarpıklıkları
hakkında, onları savunanlardan daha fazla bilgi ve yorum sahibi
olacak kadar detaylı araştırmalar yapmıştır. Bu bilgi birikiminin
sonucunda ise, milli ve manevi değerlerimizi tehdit eden, bölücü
ideolojinin temellerini oluşturan Darwinizm ve evrim teorisinin
ülkemize ve dünyaya getirdiği zararlar ve bu teorinin modern bilim
karşısındaki yenilgisi ile ilgili eserler hazırlamıştır.
New Scientist Dergisi'nin 22 Nisan 2000 tarihli sayısındaki
ifade ile evrim teorisinin yanlışlığının ve yaratılış gerçeğinin
anlatılması konusunda Sayın Oktar "uluslararası bir kahraman"
haline gelmiştir. Yazar ayrıca dünya tarihi ve siyaseti üzerindeki
olumsuz etkileri nedeniyle Siyonizm ve Masonluk hakkında da kitaplar
yazmıştır. Bu eserlerin yanısıra Kuran ahlakını ve imani konuları
anlatan eserleriyle birlikte yazar, iki yüze yakın kitabın sahibidir.
Cavit Yalçın müstear ismini de kullanan Adnan Oktar,
eserlerinin büyük bir bölümünü Harun Yahya müstear ismiyle yayınlamıştır.
Bu müstear isim, inkarcı düşünceye karşı mücadele eden iki Peygamberin
hatıralarına hürmeten isimlerini yad etmek için· Harun ve Yahya
isimlerinden oluşturulmuştur..
Yazar
tarafından kitapların kapağında Resulullah'ın mührünün kullanılmış
olmasının sembolik anlamı ise, kitapların içeriği ile ilgilidir.
Bu mühür, Kuran-ı Kerim'in Allah'ın son kitabı ve son sözü, Peygamberimizin
de hatem-ül enbiya olmasını remzetmektedir. Yazar da, yayınladığı
tüm çalışmalarında, Kuran'ı ve Resulullah'ın sünnetini kendine
rehber edinerek, inkarcı düşünce sistemlerinin tüm temel iddialarını
tek tek çürütmeyi ve dine karşı itirazlarını tam olarak susturacak
"son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve
kemal sahibi olan Resulullah'ın mührü, bu son sözü söyleme niyetinin
bir duası olarak kullanılmıştır.
Yazarın tüm çalışmalarındaki ortak hedef, insanlara
Kuran'ın tebliğini ulaştırmak ve böylelikle onları Allah'ın varlığı,
birliği ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düşünmeye
sevk etmek ve bazı önemli konuları hatırlatmaktır.
Harun Yahya'nın eserleri Hindistan'dan Amerika'ya,
İngiltere'den Endonezya'ya, Polonya'dan Bosna'ya, İspanya'ya ve
Brezilya'ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde beğeniyle okunmaktadır.
İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce,
Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boşnakça, Uygurca, Endonezyaca
gibi hemen her dile çevrilen eserler yurtdışında geniş bir okuyucu
kitlesi tarafından takip edilmektedir.
Dünyanın dört bir yanında olağanüstü takdir toplayan
bu eserler pek çok insanın iman etmesine, pek çoğunun da imanında
derinleşmesine vesile olmaktadır. Kitapları okuyan, inceleyen
her kişi, bu derin farklılığınve faydanın, eserlerdeki hikmetli,
akılcı, kolay anlaşılır ve samimi üslubun farkına varmaktadır.
Bu eserler süratli etki, kesin netice, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik
özellikleri taşımaktadır. Eserlerin her birinde hiç kimsenin reddedemeyeceği,
samimi, açık, ispatlı bir anlatım vardır. Kuşkusuz bu özellikler,
Allah'ın nasip ettiği bir hikmet ve anlatım çarpıcılığından kaynaklanmaktadır.
Bu gerçekler göz önünde bulundurulduğunda insanların
görmediklerini görmelerini sağlayan, hidayetlerine vesile olan
bu eserlerin okunmasının teşviki de elbette önemli bir hizmet
olmaktadır.
Ne var ki bu değerli eserleri tanıtmak yerine, insanlara
şüphe veren, karmaşa yaratan, hiçbir faydası olmayan eserlerin
savunuculuğunu yapanlar da vardır. Bu kişiler Müslümanların içinde
bulundukları durumu, çektikleri eziyetleri düşünmelidirler. Dünyada
süregelen zulüm ve kargaşalardan kurtulmanın tek yolunun Kuran
ahlakının yaşanması ve anlatılması olduğunu da unutmamalıdırlar.
Bilmelidirler ki, yazarın eserleri bu hizmette öncü rol üstlenmiştir
ve bu eserler, Allah'ın izniyle, 21. yüzyılda dünya insanlarını
Kuran'da tarif edilen huzur ve barışa, doğruluk ve adalete, güzellik
ve mutluluğa taşımaya bir vesile olacaktır
|