Hz. İsa(as)'ın Yeryüzüne Geliş Alametleri

101. Kimi Gençlerin Din Ahlakından Uzaklaşması

 

Hz. Ali (ra) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün): "Gençlerinizin fıska düştüğü, kadınlarınızın azdığı zaman haliniz ne olur?" diye sormuştu. (Kütüb-ü Sitte, hadis no: 4752; Heysemi, Mecma'u'z-Zevaid'de kaydetmiştir (7, 281))

 

 

Gençlerin din ahlakından uzaklaşmaları ahir zaman özelliklerindendir. Telkine ve yönlendirmeye daha açık olan genç insanlar, kolaylıkla din ahlakına uygun olmayan akımların etkisi altına girebilmekte ya da son derece dejenere bir hayata yönelebilmektedirler. Bunun temelinde gerçek din ahlakının insanlara gereği gibi öğretilmiyor olması vardır. Bazı Batı ülkelerinde veya uzun yıllar komünist rejimle yönetilmiş ülkelerde bu durum daha açık olarak görülmektedir.


Cumhuriyet, 17 Nisan 2003, "Gençlik çıldırmış olmalı"
Cumhuriyet, 25 Haziran 2003, "Dünya gençliği nereye gidiyor"
Vakit, 8 Temmuz 2002, "Zengin ama mutsuzlar"


102. Ahlaki Çöküş

İçinde bulunduğumuz zamanda dünya toplumlarının sosyal yapılarını tehdit eden çok büyük bir tehlike söz konusudur. Bu tehlike insan bedenini ölüme götüren virüslere benzer şekilde sinsi bir faaliyet göstererek toplumları yıkıma sürüklemektedir. Bu, bir insan topluluğunu ayakta tutan ahlaki değerlerin yozlaşmasıdır.

Ahir zamanda ahlaki çöküşün yaygınlaşacağı Peygamberimiz (sav)'in hadislerinden anlaşılmaktadır. Fuhşun açıkça yapılmasının bir kıyamet alameti olduğunu Peygamberimiz (sav) bir hadiste şöyle belirtmiştir:

 

Fuhuş açık olmadan… kıyamet kopmaz. (Ramuz-El Ehadis, 91/7)

 

Günümüzde de eşcinselliğin, fuhuş ticaretinin, evlilik dışı cinselliğin, cinsel suçların, tecavüz vakalarının ve cinsel hastalıkların artışı ahlaki çöküşün bazı önemli göstergeleridir.

Bahsi geçen konular sürekli olarak dünya kamuoyunun gündemindedir. Bazı insanlar çevrelerinde olup bitenlerin, tehlikenin boyutlarının farkında değildirler veya bu olayları sosyal hayatın bir parçası olarak değerlendirme gafletine düşmektedirler. Ancak istatistikler tehlikenin boyutlarının görülmemiş bir şekilde her geçen gün büyüdüğünü göstermektedir.

Cinsel hastalık oranları insanlığın önündeki sorunların büyüklüğünü gözler önüne seren önemli bir kriterdir. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) kayıtlarına göre, cinsel yoldan bulaşan hastalıklar en çok rastlanan hastalık gruplarından birini oluşturmaktadır; 1997 yılı raporları her yıl tahmini olarak 333 milyon yeni vakanın meydana geldiğini göstermekteydi.53 Bunlara ek olarak, AIDS büyük bir sorun olma konumunu korumaktadır. WHO 2000 yılı istatistikleri o döneme kadar 18.8 milyon insanın bu hastalıktan hayatını kaybettiği gerçeğini ortaya koymaktaydı.54 Dünya Sağlık Örgütü'nün AIDS ile ilgili 2000 yılı raporundaki şu ifadeler konuyu özetlemektedir: "AIDS sosyal, ekonomik ve demografik yapılar üzerindeki yıkıcı etkisiyle benzersizdir."55

Düşündürücü gelişmeler arasında eşcinselliğin yayılışı da oldukça dikkat çekicidir. Eşcinsellerin bazı ülkelerde resmi olarak evlenebilmeleri, evliliğin getirmiş olduğu sosyal haklardan istifade edebilmeleri, dernek ve partiler kurmaları, dünya çapında yapılanmaları, kutsal inançlara karşı gelmeleri, dini değerlere savaş açmaları, Peygamberimiz (sav)'in döneminden bu yana geçen on dört yüzyıllık süre zarfında sadece çağımıza mahsus olaylardır.

Günümüzde eşcinselliğin bu yayılışı, geçmişte eşcinselliği ile tanınmış Lut halkının başına gelenleri akla getirmektedir. Kuran'da anlatıldığı gibi, Allah Hz. Lut'un doğru yola davetine azgınlıkla karşılık veren Lut şehri ve halkını büyük bir felaketle helak etmiştir. Bu sapık toplumdan geri kalanlar halen bir ibret belgesi olarak Lut Gölü'nün suları altında durmaktadır.

Ahir zaman toplumlarındaki ahlaki dejenerasyonu tasvir eden hadislerin bugünün dünyasında tam anlamıyla ortaya çıktığı açık bir gerçektir. Bu da bizlere bir kez daha, Allah'ın izniyle, Hz. İsa'nın yeniden dünyaya gelişinin oldukça yakın olduğunu hatırlatmaktadır.

103. Zinanın Artması

Toplumda evlilik dışı cinsel ilişkilerin yaygınlaşmasının da kıyametin yani Hz. İsa'nın gelişinin bir işareti olduğu Peygamberimiz (sav) tarafından şu şekilde dile getirilmiştir:

Ahlaki değerlerin, utanma duygusunun zayıflaması ise hadislerde şöyle tasvir edilmiştir:

 

Zinanın çoğalması kıyamet alametlerindendir. (Buhari, Tecrid: 1/16)

 

Kıyamet yaklaşınca... kadınla yolun ortasında cinsel münasebette bulunacak kadar haya ortadan kalkar. (Taberani, Hakim; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 111)

Zina çocukları çoğalacak. O kadar ki kişi sokak ortasında kadınla zina edecek. (Kıyamet Alametleri, s.140)

Bir zaman gelecek kadınla yolun ortasında zina yapılacak. Kimse buna itiraz etmeyecek. (Kıyamet Alametleri, s. 142)

Son dönemde herkesin gözü önünde açıkça yol ortalarında fuhuş yapmakta olan insanlara, gazete ve televizyon haberlerinde sıkça rastlanmaktadır. Burada, hadiste kıyamet alameti olarak belirtilen bir olay daha tam dikkat çekildiği şekilde ortaya çıkmakta ve pek çok insan bu gerçeğe şahit olmaktadır.








Milliyet, 13 Mayıs 2001, "Almanya fuhuş, meslek"
Cumhuriyet 11 Kasım 2001, "Refah toplumunun çocuk fahişeleri"
Vatan, 01 Eylül 2002, "Ahlaki çöküntü ekonomik çöküntüyü de geçti!..."
Evrensel, 6 Eylül 2001, "Fuhuşun nedeni küreselleşme"
Akşam, 18 Eylül 1999,"Fuhuş tuzağı"
Sabah, 13 Ocak 2002, "Seks ruleti"

104. Eşcinselliğin Kabul Görmesi

Hadisler göstermektedir ki eşcinselliğin normal bir yaşam biçimi olarak kabul edilmesi kıyamet öncesindeki dönemin önemli bir belirtisidir:

 

Erkekler kadınlara benzeyecek, kadınlar erkeklere benzeyecek. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 451)

 

Erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla yetindiklerinde… kıyamet yaklaşmış olacaktır. (Ramuz-El Ehadis, 448/8; Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 480

Sabah, 30 Haziran 2003,"Eşcinseller, hakları için sokaklara çıktı"
Güneş, 15 Ocak 2002, "Erkek bakan erkekle evlendi"
Sabah, 30 Haziran 2003, "Evlenebilme özgürlüğü istiyorlar"
Şok, 30 Temmuz 2003, "ABD'de bir ilk 'Homoseksüel Lisesi"


105. Salgın Hastalıklar

 

"Ey Malik oğlu Avf! Kıyamet öncesi altı (alamet) sayayım mı?" Dedim ki: "Onlar nelerdir ya Resulullah?" O da şöyle buyurdu: "...Sizin aranızda kolera ve şarbon gibi ölümcül iki hastalık yaygınlaşacaktır." (Sahih-i Buhari; Beklenen Mehdi, 3. baskı, s.147)

 

Veba gibi salgın hastalıklar, yani koyun (davar) kıran denilen hayvan hastalığı ki, o siz yakalayacak... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 417, no. 761)

Sizin içinizde Ikasu'l-Ğanem (*) hastalığı gibi (can) alıcı iki hastalık (olacaktır). (Camiu'l-Usul, 10/412)

(*) Ikasu'l-Ğanem, öldürücü ve salgın olan bir hayvan hastalığıdır.

Salgın hastalıklar dönem dönem tüm dünyada insanlar arasında etkili olmuştur. Ancak günümüzdeki hastalıkların, geçmiştekilerle karşılaştırıldığında, çok daha hızlı yaygınlaştıkları görülmektedir. Geçmişte sadece belirli bölgelerde etkili olan hastalıklar, günümüzde ulaşımın kazandığı hız oranında birçok ülkeye bir anda yayılabilmektedir.

Ayrıca günümüzde sık sık yeni ve bilinmeyen salgın hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Son 20-30 yıl içinde en çok duyulan salgın hastalıklardan birkaçı AIDS, Sars, Ebola, Deli dana gibi hastalıklardır. Bunların insanlar için ne kadar büyük tehlike oluşturdukları çok iyi bilinmektedir.

Ortadoğu, 17 Ekim 2002,"100 milyon AIDS'li"
Tercüman, 12 Nisan 2003,"SARS, savaştan beter"
Habertürk, 19 Nisan 2003,"SARS 167 can aldı!"
Güneş, 27 Kasım 2002,"5 saniye'de bir kişi AIDS oluyor"
Şok, 22 Ekim 2002,"Berlin'de her yıl 100 kişi AIDS'ten ölüyor"
Güneş, 29 Nisan 2003,"İnsanlık böyle bela görmedi"

2002-2003 yıllarında salgın hastalıkların tehlikeleri ile ilgili basın-yayın organlarında yer alan haberlerden sadece birkaçı şöyledir:

Etiyopya'da sıtma salgını: 4200 ölü

Yerel yetkililer, Mayıs-Ağustos ayları arasında bataklıklarda sivrisineklerin çoğalmasıyla ortaya çıkan sıtma salgınında 4200 kişinin öldüğünü kaydettiler. (10.09.2003, www.ntvmsnbc.com)

'AIDS'ten ölümler, 70 milyonu bulabilir'

Araştırmacılar, AIDS hastalığından ölümlerin 2020 yılında 70 milyon kişiyi bulacağı uyarısında bulundu. (27.06.2003 www.ntvmsnbc.com)

SARS'ın kronolojik seyri

Akut solunum yetmezliği sendromunun (SARS), bazı ülkelerde kontrol altına alınabildiği, bazı ülkelerde ise yavaşladığı haberleri gelmesine karşın, SARS hala korkutucu olmayı sürdürüyor. (29.04.2003 www.ntv-msnbc.com)

İran'da salgın hastalık

İran'da ölümcül bir virüsün sığırların yüzde 30'una bulaştığı belirtilerek, halk, virüsün sebep olduğu ''Kırım-Kongo hummas?'' olarak bilinen salgın hastalığa karşı uyarıldı. İRNA'nın haberine göre, Sağlık Bakanlığı Hastalık İdaresi Merkezi Başkanı Muhammed Mehdi Guya, virüsün geçen yıldan bu yana 140'tan fazla kişiye bulaştığının tespit edildiğini, bu kişilerden 20'sinin öldüğünü söyledi. (25.05.2002, www.hürriyetim.com.tr)

 

106. Ani Ölümlerin Çoğalması

 

Kıyametten evvel altı (şey) say: Ölümüm, Beyt-i Makdis'in fethi, sonra koyunun kuası (göğüste beliren öldürücü sancı) gibi, sayısız ölüm hadiseleri… (Kıyamet Alametleri, s.123)

 


Günümüzde ani ölümlere sebep olan hastalıkların sayısında artış vardır.

Özellikle çeşitli beslenme ve yaşam şekli bozuklukları nedeniyle, kalp krizi oranlarının yükselmesi bu ani ölüm sebeplerinden biridir.

Ani ölümler de kıyamet alametlerindendir. (Kıyamet Alametleri, s.147)


107. Cinayetlerin Artması

 

"Cinayetler artmadıkça… kıyamet kopmaz." (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s. 468)

 

Liderlerinizi öldürmedikçe, dünyanızda kötüleriniz varis olmadıkça kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s. 141)

... fitneler, korkulu durumlar ve cinayetler görülmesi. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 39)

Resulullah: "Herc artmadıkça Kıyamet kopmaz!" buyurmuşlardı. (Yanındakiler:) "Herc nedir ey Allah'ın Resûlü?" diye sordular. "Öldürmek! Öldürmek!" buyurdular." (Müslim, Fiten: 18, 157)

"… kan dökülmesi… kıyamet alametlerindendir." (Kıyamet Alametleri, s.142)

Kıyamet kopmasından önce muhakkak birtakım herc vakaları vardır, buyurdu. Ben de: Ey Allah'ın Resulu, herc nedir, diye sordum. Resul-ü Ekrem; Öldürmektir, yani cinayetlerdir, buyurdu... Bu öldürmekten maksat, müşrikleri öldürmek değildir. Fakat birbirinizi öldürmenizdir. Hatta o derece ki, insanın komşusunu, amcasının oğlunu ve yakın akrabasını öldürmesidir, buyurdu. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 385, no. 711)

Cinayet olaylarındaki artış ahir zamanın alametlerindendir. Günümüzde kimi insanların adam öldürtmek için katil kiraladıkları, birtakım insanların yasa dışı örgütlenmelerle cinayet şebekeleri oluşturdukları göz önünde bulundurulursa, bu hadisin haber verdiği olayların gerçekleştiği de açıkça görülecektir.




Şiddet olayları ahir zamanın alametlerindendir. Özellikle gençler arasında yaygınlaşan bu olaylar, ahlaki çöküntü ve din ahlakından uzak yaşamanın sonuçlarıdır. Time dergisinin 3 Mayıs 1999 tarihli sayısında ABD'de 2 liseli gencin gerçekleştirdiği bir katliam konu edilmiştir. Yarı otomatik silahlar ve bombalarla okudukları liseye sebepsiz yere saldıran bu 2 genç, 13 kişinin ölümüne yol açmışlardır.
Time, 3 Mayıs 1999, "Time"
Hürriyet, 28 Mayıs 2003, "Ölüm makinası"
Akşam, 18 Şubat 2002, "5 çocuğunu boğarak katletti"


108. İntihar Vakalarının Artması

 

İnsanlar kendi canlarına kıyarlar ve yeryüzünü belalar kaplar. (Kitabü'n-Nihaye, İbn-i Kesir, 1/131)

 



Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'nun raporuna göre intihar vakaları giderek artmakta, dünya genelinde her 40 saniyede bir kişi intihar etmektedir. Oysa Allah, "Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin" (Nisa Suresi, 29) ayetiyle intiharı açıkça haram kılmıştır. Bir insanın, her ne sebeple olursa olsun, kendisini öldürmesi İslam'a göre yasaktır.
Gündem, 16 Aralık 2002, "Çin'de yılda 2 milyon kadın intihar ediyor"
Yeni Asya, 12 Eylul 2003, "Her 40 saniyede 1 kişi intihar ediyor"
Cumhuriyet, 27 Ocak 2002, "İntiharlar cinayetten fazla"
Sabah, 14 Mart 2002,
"İntihar köprüsü"

 

109. İç Savaşlar-İhtilaflar

 

Şu muhakkak ki, yakın gelecekte fitne, tefrika ve ihtilaf(lar çıkaran birtakım insan)lar olacaktır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 376, no. 685)

 

Kişi, kardeşini öldürmedikçe kıyamet kopmaz. (Kıyamet alametleri, s. 141)

Kalpler birbirinden nefret etmedikçe, fikirler ayrılmadıkça, öz kardeşler dinde ihtilafa düşmedikçe kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s.142-143)

Zaire'de Hutu ve Tutsi kabileleri arasında yaşanan iç savaş, 20. yüzyılda yaşanan iç savaşlara çok önemli bir örnektir. 1964 yılında iktidara gelen Albay Joseph Mobutu ülkesinin elindeki tüm maden kaynaklarını batılı ülkelere açtı. Ülkenin sosyal düzeni için hiçbir şey yapmayan Mobutu yıllarca kendi servetini artırdı. Bunun üzerine başlayan kabile savaşları çok büyük bir soykırıma da sahne oldu. Yarım milyona yakın insan öldü.

Akşam, 23 Ağustos 2001

Etnik ırklar arasında yaşanan savaşlar, yani "soy koruyuculuğu", yalnızca Zaire'de değil pek çok ülke içinde vahşi sahnelerin yaşanmasıyla sonuçlandı. Allah Kuran'da din ahlakından uzak cahiliye insanlarının bu nefret dolu soy koruyuculuklarına şöyle dikkat çekmiştir:

Hani o inkar edenler, kendi kalplerinde, 'öfkeli soy koruyuculuğu'nu (hamiyeti), cahiliyenin 'öfkeli soy koruyuculuğunu' kılıp-kışkırttıkları zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü'minlerin üzerine '(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu' indirdi ve onları "takva sözü" üzerinde 'kararlılıkla ayakta tuttu." Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, herşeyi hakkıyla bilendir. (Fetih Suresi, 26)

Allah'ın yasakladığı bu düşmanlık ve kin ahir zamanın ilk döneminde de görülecektir. Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne dönmesi ise, tüm bu düşmanlıkların, savaşların, çatışmaların son bulduğu, dünyaya barış ve huzurun yerleştiği kutlu bir dönem olacaktır.

110. Okur-Yazarların Artması

 

Kıyametin yaklaşmasına doğru… okur-yazar çoğalır. (Müslim, Ahmed bin Hanbel; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 98; Ramuz-El Ehadis, 1/121)

 

 

20. ve 21. yüzyılı geçmiş yüzyıllardan ayıran önemli bir özellik de okur-yazarlık oranlarında kaydedilen ilerlemedir. Geçmiş dönemlerde okur-yazarlık toplumun belirli bir kesiminin sahip olduğu bir imtiyaz statüsünde kalmıştır. 20. yüzyılın sonlarına doğru ise başta UNESCO olmak üzere, hükümetler ve sivil toplum örgütleri dünya genelinde kampanyalar düzenlemişlerdir. Bu eğitim seferberliği, teknolojik yeniliklerin de insanlığın hizmetinde kullanılmasıyla birlikte günümüzde meyvelerini vermektedir. UNESCO'nun 2003 yılında yayınlanan raporuna göre, dünya nüfusunun %84'ü okur-yazar konumundadır.56

Bu rakam kuşkusuz, geçen ondört yüzyıl içindeki en yüksek orandır.



ileri >>>

53. WHO, "Young People and Sexually Transmitted Diseases", Fact sheet no: 186, Aralık 1997; http://www.who.int/inf-fs/en/fact186.html
54. WHO, "Report on the Global HIV/AIDS Epidemic", Haziran 2000,http://www.unaids.org/epidemic_update/report/Epi_report.htm#aids
55. WHO, "Report on the Global HIV/AIDS Epidemic", Haziran 2000,http://www.unaids.org/epidemic_update/report/Epi_report.htm#aids
56. UNESCO Statistical Yearbook, 1997-http://www.education.nic.in/htmlweb/arhrne.htm