Cennet
Ehlinin Özellikleri
Pek çok ayet, namaz, oruç,
zekat gibi belli başlı ibadetlerin yanı sıra güzel
ahlaka ilişkindir. Allah insanlara hem kendilerinin
güzel ahlaklı yaşamalarını, hem de diğer insanlara
bunu tavsiye etmelerini emreder. Allah'ın emir
ve tavsiyelerine uyulduğu ve herkesin güzel ahlak
sahibi olduğu topluluklarda cennet hayatındakine
benzer bir ruh hali yaşanır.
Müslümanlar Allah'ın muhlis kullarıdır.
Her düşüncelerinde, tavırlarında ve konuşmalarında
Allah'ın rızasını gözetir ve O'ndan korkup sakınarak
hareket ederler. Şeytanın telkin ettiği gizli
açık hiçbir olumsuzluğa asla izin vermeyen, aklı
ve vicdanı temiz kişilerdir. Ahirete de bu temiz
vicdanla giderler.
Allah, "Hani
o, Rabbine arınmış (selim) bir kalp ile gelmişti."
(Saffat Suresi, 84) ayetiyle Müslümanların
ruhlarındaki bu temizliği bildirirken, "İçlerinde
ebedi kalacakları altından ırmaklar akan Adn Cennetleri
de (onlarındır). Ve işte bu, arınmış olanın karşılığıdır."
(Taha Suresi, 76) ayetiyle cennetini bu kullarına
vaat etmiştir.
Samimi Müslümanlar hırs, kin, kıskançlık
gibi kötü ahlak özelliklerinden arınmış, kalplerini
Allah'a bağlamış şekilde yaşarlar. Allah'ın
"Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle
mutmain olanlardır..." (Rad Suresi, 28)
ayetiyle bildirdiği kişilerdir ve "İman
edip salih amellerde bulunanlar ve 'Rablerine
kalbleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar', işte
bunlar da cennetin halkıdırlar. Onda süresiz kalacaklardır."
(Hud Suresi, 23) ayetinde bildirdiği gibi
cennetle müjdelenmektedirler. Başka ayetlerde
de Allah, "Ey mutmain (tatmin
bulmuş) nefis, Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut
edilmiş olarak dön. Artık kullarımın arasına gir.
Cennetime gir." (Fecr Suresi, 27-30) buyurmakta
ve dünyada arınarak nefsi mutmain bulmuş kullarını
cennetine çağırmaktadır.
Allah'ın razı olduğu bu özelliklere
sahip olan iman sahiplerinin düşünceleri ve fiilleri
imanlarının derinliğini yansıtır. Allah sevgisi
ve korkusuyla hareket ettikleri için her halleri
güzeldir. Sahip oldukları bu güzellik Allah'a
samimi olarak kulluk etmelerinden kaynaklanan
bir nurdur. Bu kişiler Allah'ın
"... Onları, rüku edenler, secde edenler olarak
görürsün; onlar, Allah'tan bir fazl (lütuf ve
ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri,
secde izinden yüzlerindedir. İşte onların Tevrat'taki
vasıfları budur: İncil'deki vasıfları ise: Sanki
bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş,
derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy
atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider..." (Fetih
Suresi, 29) ayetinde bildirdiği gibi yüzlerindeki
secde izinden tanınırlar.
İman
edip salih amellerde bulunanlar ise cennet
halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır.
(Bakara Suresi, 82) |
Bakışları, Allah'ın lütfuyla son
derece güzel ve anlamlıdır. Konuşmaları Allah'ın
rızasına uygundur ve sözleri daima güzeldir. Allah'ın,
"Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir:
Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun
kökü sabit, dalı ise göktedir. Rabbinin izniyle
her zaman yemişini verir..." (İbrahim Suresi,
24-25) ayetlerinde bildirdiği gibi sarf ettikleri
sözler hep güzel sonuçlar doğurur. İtaatli, yumuşak
başlı, uyumlu, candan, samimi ve sıcak bir tavır
içindedirler. Bu nedenle de güzel bir hayat içinde,
dostluğu, sevgiyi en fazlasıyla yaşayan insanlardır.
Onlara dünyada bu nimet ve güzellikleri yaşatan
Allah'tır. Ahirette ise Allah bu nimetlerin sonsuzunu
verecektir.
Peygamberimiz (sav) de pek çok hadisinde
cennete giren kişilerin güzel ahlaklarına dikkat
çekmiştir. Bunlardan biri şöyledir:
... Cennete girmelerini en çok sağlayan
şeyler nelerdir? Allah korkusu ve güzel ahlaktır...
[Ramuz el-Ehadis-1, s.12/8]
Peygamberimiz (sav) bir hadiste cennete
layık olabilmek için hatırda tutulması gereken
konuları da şöyle bildirmiştir:
... Allah'tan haya, kabirlerde
çürümeyi unutmamak, içinizi ve ondakileri unutmamak,
başı ve baştakileri unutmamanızdır. Kim ahiret
ikramını isterse, dünya ziynetini terk etsin.
İşte o vakit kul "Allah'tan hakkıyla haya etmiş"
olur. O vakit Allah'ın dostluğuna nail olmuş olur.
[Ramuz el-Ehadis-2, s. 343/2]
Güzel ahlak özellikleri olarak Peygamberimiz
(sav) "adaletli"; "merhametli", "sabırlı"; "cömert";
"nazif" (temiz); "iffetli, namuslu" ve "dilde
doğru" olmayı hadislerinde sıkça hatırlatmıştır.
Ayrıca Peygamberimiz (sav) cenneti
kazanabilmek için "gizli ve aşikarede (açık) hayırhahlık"ta
bulunmayı; "sözü hoş söyleme"yi; "genişlikte de
darlıkta da Allah'a hamd" etmeyi; "sadaka ver"meyi;
" Allah'a bir şeyi ortak koşmama"yı; "ilim peşinde
olma"yı; "Allah'tan kork"mayı; elçiye "itaat"
etmeyi; "kibir"den sakınmayı; "fakir olduğu halde
iffetini muhafaza edip dilencilik ve yüzsüzlüğe
düşme"meyi; "dosdoğru tacir" olmayı; Allah'tan
"mutmain ol"mayı ve "Allah için, dini için hayırhahlıkta
bulun"mayı hatırlatmıştır.
Peygamberimiz (sav)'in dikkat çektiği
tüm bu konular Kuran'da Allah'ın hoşnutluğunu,
sevgisini kazanmak için sahip olunması gereken
mümin özellikleri olarak bildirilir.
İncil'de ise cennete layık olanların
özelliklerinden şöyle bahsedilir:
... Göklerin egemenliği onlarındır...
Onlar teselli edilecekler. Ne mutlu yumuşak huylu
olanlara! Onlar yeryüzünü miras alacaklar. Ne
mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Onlar doyurulacaklar.
Ne mutlu merhametli olanlara! Onlar merhamet bulacaklar.
Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Onlar Allah'ı
görecekler. Ne mutlu barışı sağlayanlara!... Ne
mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Göklerin
egemenliği onlarındır. Sevinin, sevinçle coşun!
Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür... (Matta,
5. bölüm, 2-12)
Başka İncil pasajlarında ise cennete
girecek olanların özellikleri şöyle ifade edilir:
İsa yola çıkarken, biri koşarak
yanına geldi. Önünde diz çöküp ona, "İyi öğretmenim,
sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?" diye
sordu. İsa ona, "Bana neden iyi diyorsun?" dedi.
"İyi olan tek biri var, O da Allah'tır. O'nun
buyruklarını biliyorsun: `Adam öldürme, zina etme,
hırsızlık yapma, yalan yere tanıklık etme, kimsenin
hakkını yeme, annene babana saygı göster.'" Adam,
"Öğretmenim, bunların hepsini gençliğimden beri
yerine getiriyorum" dedi. Ona sevgiyle bakan İsa,
"Bir tek eksiğin var" dedi. "Git neyin varsa sat,
parasını yoksullara ver; böylece gökte hazinen
olur. Sonra gel, beni izle." (Markos, 10. bölüm,
17-21)
İşte
bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul
ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar)
cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara
va'dolunan doğru bir vaaddir.
(Ahkaf Suresi, 16) |
... Birbirinizi kardeşçe sevin.
Şefkatli ve alçakgönüllü olun. Kötülüğe kötülükle,
sövgüye sövgüyle değil, tersine kutsamayla karşılık
verin. Çünkü kutsanmayı miras almak üzere çağrıldınız.
Şöyle ki, "Yaşamı sevmek ve iyi günler görmek
isteyen, dilini kötülükten, dudaklarını da hileli
sözlerden uzak tutsun. Kötülükten sakınsın ve
iyilik etsin. Esenliği arayıp onun ardınca gitsin.
(Petrus'un Birinci Mektubu, 3. bölüm, 8-11)
... Doğruluğun, Allah yolunun,
imanın, sevginin, sabrın ve uysallığın ardından
koş. İman uğrunda yüce mücadeleyi sürdür. Sonsuz
yaşama sımsıkı sarıl. Bunun için çağrıldın ve
birçok tanık önünde yüce inancı açıkça benimsedin.
Şimdiki çağda zengin olanlara gururlanmamalarını,
gelip geçici zenginliğe ümit bağlamamalarını buyur.
Zevk almamız için bize herşeyi bol bol veren Allah'a
ümit bağlasınlar. Onlara, iyilik yapmalarını,
iyilikten yana zengin olmalarını, cömert ve paylaşmaya
istekli olmalarını buyur. Böylelikle gerçek yaşama
kavuşmak üzere gelecek için kendilerine sağlam
temel olacak bir hazine biriktirmiş olurlar. (Pavlus'un
Timoteyus'a Birinci Mektubu, 6. bölüm, 11-19)
Cennet
Neşesini Yaşamak
Müslümanlar için dünyada en
önemli nimetlerden biri ahirette cenneti kazanmayı
umabilmeleridir. Allah dünyayı Müslümanların cennete
özlem duyacakları şekilde yaratmıştır. Allah'ın
ve ahiretin varlığına iman eden herkes, dünyada
var olan nimet ve güzellikler karşısında hep cenneti
hatırlayacak, bu nimetlerin geçici olduğunu bilerek
cennetteki asıllarını isteyecektir. Nitekim böyle
bir kimsenin cennete kavuşma isteği ve bundan
duyduğu heyecan, tavırlarından, konuşmalarından,
din ahlakını yaşama konusundaki samimi çabasından
hissedilecektir.
Müminler cennete kavuşma umudu taşımalarından
dolayı sürekli bir heyecan içindedirler. Heyecan
ve şevklerinin yanı sıra Rabbimiz'in benzersiz
nimetlerine mirasçı kılacağı kişilere vaat edilen
cennetle sevinç ve neşe içindedirler.
İncil'de cennet sevincinden şöyle
bahsedilir:
O gün sevinin, coşkuyla zıplayın!
Çünkü gökteki ödülünüz büyüktür... (Luka, 6. bölüm,
23)
…
Allah ise Kendi izniyle cennete ve mağfirete
çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar.
Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.
(Bakara Suresi, 221) |
İncil'in bir başka yerinde ise çok
az kişinin cennete layık olacağından söz edilir:
Biri ona... "Kurtulanların sayısı
az mı olacak?" İsa oradakilere şöyle dedi: "Dar
kapıdan girmeye gayret edin. Size şunu söyleyeyim,
çok kişi içeri girmek isteyecek, ama giremeyecek.
(Luka, 13. bölüm, 23-24)
İmanın kazandırdığı akıl ve vicdanla,
cenneti gereği gibi düşünebilen bir kimse, manevi
derinliği ölçüsünde de bu nimetin farkında olarak
yaşayacaktır. Cennetin önemine, hiçbir şeyle kıyas
olmayacak değerine dikkat çekilen hadislerden
bir kısmı şöyledir:
Cennetten bir kamçılık yer dünya
ve içindekilerden hayırlıdır. [Ramuz el-Ehadis-1,
s. 132/9]
Cennette, yay kadar bir yer, Güneş'in
üzerine doğduğu veya battığı şeyden (dünyadan)
daha hayırlıdır. [(Buhari, Müslim, Tirmizi), Kütüb-i
Sitte-14, s. 429/2]
Kitap boyunca Kuran ayetlerinden
ve hadislerden tariflerle değindiğimiz gibi, cennete
ait herşey dünyadakilerle kıyas olmayacak kadar
mükemmeldir. Cennetteki bu üstünlük, kusursuzluk
insanın dünya hayatı boyunca arayışı içinde olup,
yaşayamadığı bir güzelliktir. Dolayısıyla cennete
özlem duymak ve ona layık olabilme umudunu hissedebilmek
ve Rabbimiz'in cennet vaadinin neşesini yaşamak
ayrıca çok büyük bir nimettir.
|