Cennetteki
Doğa Güzelliği
İnsanın ruhu estetikten, simetriden,
güzellikten, temizlikten, düzenden, renk uyumundan
kısacası mükemmellikten zevk alacak şekilde yaratılmıştır.
Nitekim doğadaki tüm renkler, görüntüler de insanın
ruhundaki bu zevke hitap eden en yakın uyum ve
güzelliği yansıtırlar.
İnsanların dinlenmek, rahat etmek
için tercih ettikleri mekanlar da hep doğal güzelliklerle
iç içedirler. Yeşillik, ormanlık, deniz kenarı
ya da nehir kıyısı gibi yerlerde temiz hava, toprak
ve su ile yakın olmak insanlara huzur ve mutluluk
verir.
Güneş ışınlarının, temiz havanın
doğrudan girmediği, doğal güzelliklerden uzak
ortamlar ise genellikle insanların hoşuna gitmez.
Allah
onlar için, süresiz kalacakları, altından
ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte
büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur.
(Tevbe Suresi, 89) |
İnsanın doğal güzellik arayışı içinde
olmasının sebeplerinden biri, Allah'ın insanı
cennet güzelliklerinden zevk alacak şekilde yaratmış
olmasıdır. İnsan farkında olsa da olmasa da aslında
cennet nimetlerinin beklentisi içindedir. Ayetlerde
cennetin doğal güzelliklerle iç içe olacağı şöyle
haber verilmektedir:
Şüphesiz iman edip salih amellerde
bulunanlara gelince; onlar için altından ırmaklar
akan cennetler vardır. İşte büyük 'kurtuluş ve
mutluluk' budur. (Büruc Suresi, 11)
Çeşit çeşit 'inceliklere
ve güzelliklere' (veya her türden sık ağaçlara)
sahiptirler. (Rahman Suresi, 48)
Cennet Ağaçları:
Ağaçlık mekanlar insanların, içinde
bulunmaktan ruhen zevk aldıkları yerlerdendir.
İnsanlar her ne kadar binaların yoğunlukta olduğu
şehir merkezlerinde yaşasalar da, genellikle ağaçlık,
yeşillik mekanlarda bulunmak isterler. Ağaçlık
bir yere ait bir görüntü izlemek ya da böyle bir
fotoğrafa hatta tabloya bakmak dahi insanlar için
bir zevktir. Dünyada pek çok faydasıyla yaratılmış
olan ağaçlar, Rabbimiz'in insanlara sunduğu nimetlerdendir.
Görkemli görünümleri, benzersiz türleri, çeşitli
renkleri, serinletici gölgelikleri ile ağaçlar,
insanlara zevk verecek şekilde yaratılmışlardır.
Allah'ın "Boyları birbiriyle yarışan ve içiçe
girmiş ağaçlı bahçeler" (Abese Suresi, 30) ayetiyle
bildirdiği ağaçlar, ahirette cennete has üstün
özellikleriyle yaratılmıştır. Solmadan, kurumadan,
yaprakları dökülmeden, ihtişamlı görünümleri ile,
ağaçlar da cennetteki kusursuzluk içinde yaratılmışlardır.
Aşağıdaki hadislerde ise ağaçların özellikle gölgesinden
bir cennet nimeti olarak sıkça bahsedilir:
Cennette öyle bir ağaç var ki bir
süvari gölgesinde yetmiş yahut da yüz sene gider
(de bitiremez). O huld -ebedilik- ağacıdır...
Cennette bir ağaç var ki, bir kimse dört yaşına
girmiş bir dişi deve yavrusuna yahut da beş yaşına
girmiş olan bir dişi deveye binmiş olsa da sonra
ağacın dip tarafındaki gövdesini dönmeye başlasa
hareket ettiği yere ulaşmadan deve ihtiyarlayarak
düşer... Onun taze dalları cennet surlarının ötesindekilere
ulaşmaktadır. Cennetteki her ırmak muhakkak o
ağacın dibinden çıkmaktadır... [Tezkireti'l Kurtubi,
s. 311/513]
Kendileri
ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde
yaslanmışlardır.
(Yasin Suresi, 56) |
Cennette bir ağaç vardır ki, binekli
bir kimse yüzyıl gölgesinde yürüse onu katedemez.
İsterseniz şu ayeti okuyun: "Daimi gölgededirler,
çağlayıp duran su başlarındadırlar." [(Tirmizi),
Kütüb-i Sitte-14, s. 427/9]
Kuran'da "gölge içinde olmak"tan
bir cennet nimeti olarak şöyle bahsedilir:
İman edip salih amellerde bulunanları,
altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları
cennetlere sokacağız... Ve onları, 'ne sıcak-ne
soğuk, tam kararında gölgeliğe' sokacağız. (Nisa
Suresi, 57)
Takva sahiplerine vaat edilen
cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri
ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakınanların
(mutlu) sonudur, inkar edenlerin sonu ise ateştir.
(Rad Suresi, 35)
Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde,
tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. (Yasin Suresi,
56)
Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde
ve pınar-başlarındadır; (Mürselat Suresi, 41)
Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır.
Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu
bir soğuk görürler. (İnsan Suresi, 13)
Muharref İncil'de de cennetten
bahsedilirken, Kuran'daki tariflerle mutabık "...
Ne güneş ne de kavurucu bir sıcaklık onları çarpacak."
ifadesi yer almaktadır. (Yuhanna'ya Gelen Esinleme,
7. bölüm, 16)
Cennetteki doğal güzelliklerin tarif
edildiği pek çok hadiste Tuba ağacından ve onun
özelliklerinden bahsedilir. Bu ağaç hakkında Peygamberimiz
(sav)'in tarifleri şöyledir:
... Tuba cennette bir ağaçtır.
Büyüklüğü yüz yıllık yer tutar. Ve cennet elbiseleri
de onun tomurcuklarından yapılır. [Ramuz el-Ehadis-2,
s. 313/7]
Tuba ağacı benzersiz özelliklere
ve görülmemiş bir genişliğe sahiptir. Bunun yanı
sıra dünyadaki sebeplerin geçerli olmadığı cennet
ortamında cennet elbiselerinin de bu ağaçtan yapıldığı
ifade edilmektedir. Başka hadislerde de Peygamberimiz
(sav)'in cennetteki ağaçlarla ilgili tarifleri
ise şöyledir:
... Cennet ağaçlarının dip gövdesi
inci ve altın, yukarısı da meyvedir. [Tezkireti'l
Kurtubi, s. 315/523]
Cennette hiçbir ağaç yoktur ki
gövdesi, altından olmasın. [(Tirmizi), Kütüb-i
Sitte-14, s. 427/10]
Cennette Allah'ın benzersiz, sonsuz
yaratmasına şahit olacağımız için herşey mümkün
olabilir. Örneğin cennet ağaçlarının meyveleri
yakut, elmas, safir gibi değerli taşlar şeklinde
görünüp, ele alındığında yenecek hale geliyor
olabilir.
Cennetteki ağaçların mahiyetini soran
bir sahabeye Peygamberimiz (sav)'in şöyle söylediği
rivayet edilmiştir:
Bu ağaçların dalları kurumaz, yaprakları
dökülmez, suyu kaybolmaz, meyvesi tükenmez. [İlahi
Dinlerde Cennet İnancı, s. 54]
Cennetteki Irmaklar ve
Denizler:
Su kaynakları bulundukları bölgeye
bereket verir, orayı canlandırıp temizlerler.
Ayrıca suya yakın mekanlarda iklim de hem yaşamaya
daha elverişlidir, hem de insanların hoşlarına
gidecek ılımanlıktadır. İşte bu nedenle insanların
dinlenmek üzere seçtikleri mekanlar da deniz,
göl ya da nehir kenarlarına yakın yerler olur.
Nitekim Kuran'da takva sahibi olanların Allah'tan
bir nimet olarak "cennetlerde ve pınar başlarında"
(Hicr Suresi, 45) oldukları bildirilmiştir.
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde
cennetteki nehirlerden sıkça bahsedilmektedir:
Cennet ırmakları, misk dağlarının
yahut da misk tepelerinin altından çıkar. [Tezkireti'l
Kurtubi, s. 307/501]
Cennette, bal denizi, şarap denizi,
süt denizi ve su denizi bulunmaktadır. Diğer nehirler
bunlardan çıkacaktır. [(Tirmizi), Büyük Hadis
Külliyatı-5, s.409/10097]
Hadiste cennette baldan, sütten,
şaraptan denizlerin olacağından bahsedilmektedir.
Ancak burada bahsedilen süt, bal ve şarap dünyadakinden
çok farklı, cennete has özellikleriyle yaratılmıştır.
Cennette bunların her biri tertemiz, lezzet ve
rahatlık veren içkilerdir. Örneğin cennette sunulan
şarap, dünyadakilere benzememektedir. Cennet ehlini
sarhoş etmeyecek, içenlerin şuurunu bulandırmayacaktır.
Allah'ın cennet için hazırladığı içki,
"Bembeyaz; içenlere lezzet (veren bir içki). Onda
ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip,
akılları çelinir" (Saffat Suresi, 46-47) ayetleriyle
Kuran'da tarif edilmektedir.
Ayrıca bu örnekler -süt, bal ve şaraptan
ırmaklar- cennette Allah'ın kendilerinden razı
olduğu kullarını bekleyen çok farklı güzelliklerin
olabileceğine işaret etmektedir. Süt çabuk bozulan
bir besin olmasına rağmen, cennette sütten deniz
ve ırmakların olması oradaki nimetlerin kusursuzluğuna
çarpıcı bir örnektir. Cennet ehli dilediği takdirde
böyle görüntülerin yaratılması Allah için çok
kolaydır.
Takva
sahiplerine va'dedilen cennetin misali (şudur):
İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen
sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren
şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar
vardır ve orda onlar için meyvelerin her
türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret
vardır... (Muhammed Suresi, 15) |
Bu nimetler tarif edilirken ırmak
ve deniz ifadelerinin kullanılması da özellikle
cennetteki bolluğu vurgulamaktadır. İnsanlar dünyada
bu nimetleri hep sınırlı miktarlarda görürler.
Kavanozlarda, cam şişelerde veya farklı ambalajlarda
satın aldıkları bu ürünlerin cennette bir kaynak
şeklinde karşılarına çıkması, bozulmadan, kirlenmeden,
olabilecek en mükemmel lezzette kendilerine bol
bol ikram edilmesi, heyecan verici bir nimet ve
güzelliktir.
Kuran'da da bu ırmakların özelliklerinden
detaylı olarak bahsedilmektedir:
Takva sahiplerine va'dedilen
cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan
ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler
için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan
ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin
her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır...
(Muhammed Suresi, 15)
Ayette süt, bal, şarap gibi
birkaç nimet örnek olarak verilmiştir. Ancak insanın
hoşuna giden herhangi bir nimetin ırmak şeklinde
akması, su gibi bol, temiz olması, bozulmadan
kalması da mümkün olabilir. Ayrıca Allah cennette
içkilerin kadehlerle sunulduğunu ve bu içkilerden
cennet ehlinin başların ağrımayacağını, kendilerinden
geçip akıllarının çelinmeyeceğini bildirir. Allah
bir başka ayette "kaynaktan
(doldurulmuş) kadehlerle çevrelerinde dolaşılır"
(Saffat Suresi, 45) şeklinde buyurmaktadır. Müminler
için cennette "sonu misk olan, karışımı tesnimden,
mühürlü, katıksız bir şarap" (Mutaffifin Suresi,
25-27) hazırlanmıştır. (Tesnim: Cennetteki çeşmelerden
birinin adıdır.)
Ayetlerde de belirtildiği gibi bu
içecekler aynı zamanda güzel kokular da içermektedir.
Öte yandan cennette denizlerin altında, nehirlerin
dibinde bizim hayal edemediğimiz olağanüstü güzellikler
olabilir. Allah dileyenin nefes alma sorunu olmadan
dalmasını, çıplak gözle berrak bir görüntüyle
deniz altındaki güzellikleri görmesini mümkün
kılabilir. Dünyada ancak belgeseller sayesinde
haberdar olunan denizaltı güzellikleri, cennette
müminlerin kolaylıkla görebileceği ve çok zevk
alacakları şekilde olabilir.
Cennet Toprağının Güzelliği:
Cennetteki toprağın güzelliği Peygamberimiz
(sav)'in hadislerinde şöyle ifade edilmiştir:
Cennetin dikilecek ağaçlarını çok
ekin. Zira onun suyu tatlı, toprağı güzeldir...
[Ramuz el-Ehadis-1, s. 72/14]
Cennet binalarının bir tuğlası
altın, bir tuğlası gümüş, harcı misk, çakılı inci
ve yakut ve toprağı da safrandır... [Ramuz el-Ehadis-1,
s. 200/6]
Gerçekten
iman edip salih amellerde bulunanlar ise;
onlar için nimetlerle-donatılmış cennetler
vardır. (Lokman Suresi, 8) |
Hadiste cennetteki toprak safran
isimli, kıymetli bir bitkiden elde edilen bir
baharata benzetilmiştir. Bu bitki vanilya benzeri
aroması, canlı, parlak altın sarısı rengi ile
baharatlar arasında son derece özel bir yere sahiptir.
1 kg safran elde etmek için 70.000 ile 250.000
arası çiçek toplamak gerekmektedir. Günümüzde
safran üretimi her geçen gün azalmaktadır. Bunu
etkileyen en önemli faktör ise bitkinin yetiştirilmesindeki
zorluktur. Çünkü safrandan 3-4 yıl gibi sürede
ürün alınmaktadır. Dünya şartlarında yetiştirilmesi
çok zor ve zahmetli olan bu değerli bitkinin,
cennette toprağı oluşturacak kadar bol miktarda
olması orada nimetin hesapsızca olacağına işaret
etmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Cennetteki Genişlik:
Allah Teala cennet ehlini cennette
iskan ettiğinde, geriye geniş bir mekan kalır.
Allah Teala oraya, her biri, yaratıldığından sona
ereceği güne kadarki dünyadan daha büyük olan,
üç yüz altmış alemi iskan eder. [Ramuz el-Ehadis-1,
s. 30/5]
Peygamber Efendimiz (sav)'in bu hadisinde
dikkat çektiği gibi cennette genişlik, ferahlık
vardır. Kuran'da cehennem için tarif edilen dar
yerlerin, sıkışıklığın tam tersine cennet geniş
mekanlardan oluşur. Çünkü insanın ruhu, ufkunun
açık olmasından, ferah mekanlardan hoşlanacak
şekilde yaratılmıştır. Kuran'da cennetin genişliğinden
şöyle bahsedilmektedir:
Rabbiniz'den olan mağfiret ve
eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak
için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır.
(Al-i İmran Suresi, 133) |