Allah'ın
Cennet Ehli İçin Hazırladığı Nimetler
İnsanlar var olmasını istedikleri,
fakat dünya şartlarında mümkün olmayan şeyleri
kimi zaman filmlere, romanlara konu yaparlar.
Bu tür fikirleri fantastik, ütopik gibi sıfatlarla
nitelendirerek gerçekdışı olduklarını vurgularlar.
Çoğu insan bu hayal ürünü mükemmelliklerin gerçek
olmasını ister, bunlara özenir. Ancak dünya şartlarında
bunların gerçekleşmesinin olanaksız olduğunu bilmek
ve bu güzellikleri sadece hayal etmek onların
ruhunda derin bir zevk oluşturmaz. Aksine yaşadıkları
ortamdaki eksikliklerin biraz daha farkına vararak
dünyanın gerçek yüzünü görmelerine, bu da kendi
deyimleriyle "keyiflerinin kaçmasına" sebep olur.
Elbette ki tarif ettiğimiz bu ruh hali iman etmeyen
kişiler için söz konusudur.
Ahiretin varlığına kesin bir bilgiyle
iman eden müminler ise, hayal gücünün sınırlarını
zorlayan tüm ihtimallerin Allah'ın "ol" demesiyle
gerçekleşebileceğini, ahirette cennet nimeti olarak
karşılarına çıkabileceğini bilirler. O halde insan,
dünyada "olsa ne güzel olur" diye düşündüğü her
güzellik ve nimete cennette kavuşabilmeyi umabilir.
Bu umut içindeki insan, istediği herşeye kavuşabileceği
cenneti hak edebilmek için ciddi bir çaba göstermeye
başlar
Bir hadiste Peygamberimiz (sav),
Allah'ın salih kulları için ahirette "hiçbir gözün
görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir
beşerin kalbine gelmeyen birtakım nimetler" olacağından
bahsetmiştir. [Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman
Alametleri, s. 306/497]
Böylelikle
Allah, dediklerine karşılık olarak içinde
ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan
cennetler verdi. Bu, iyilik yapanların karşılığıdır.
(Maide Suresi, 85) |
Allah cenneti tarif edip tanıttığı
ayetlerle insanlara dünyadakilerle kıyaslanmayacak
bir nimet ufku açmaktadır. "Orada
diledikleri herşey onlarındır; Katımız'da daha
fazlası da var." (Kaf Suresi, 35) ayetiyle
cennetteki bu nimet genişliği haber verilmektedir.
Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde müminlere,
kendilerini bekleyen cennet nimetleri hakkında
şu ayeti hatırlatmıştır:
Artık hiçbir nefis, yaptıklarına
karşılık olmak üzere kendileri için gözler aydınlığı
olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını
bilmez. (Secde Suresi, 17) [Tezkireti'l Kurtubi,
s. 306/498]
Allah'ın cennette sunacağı nimetler
düşünülürken unutulmaması gereken önemli bir nokta
da insan aklının çok sınırlı olduğudur. Bundan
dolayı kişi, kendisine vaat edilen nimetlerin
bolluğunu, çeşitliliğini, benzersiz güzelliklerini
zihninde tam olarak canlandıramayabilir. Kuran'da
ve hadislerde bildirilen nimetler, yapılan tasvirler
insanlara açıklayıcı olması bakımından, dünyadaki
güzelliklerin yer aldığı benzetmelerle tarif edilmektedir.
Ancak bunlar cennette çok daha mükemmel halleriyle
olacaklardır. Çünkü Allah, sonsuz aklının bir
tecellisi olarak cenneti tüm kusurlardan arındırılmış
mükemmel bir mekan olarak yaratmıştır.
İnsanın sınırlı düşünme ufkunu şöyle
bir örnekle anlatabiliriz. İnsan, görme duyusuna
sahip olmasa sadece tat alma, koklama, işitme
ve dokunma duyularıyla yaratılmış olsa; göze hitap
eden nimetler kendisine ne kadar tarif edilip
anlatılsa da bunları kavraması mümkün olmazdı.
Renkten, aydınlıktan, estetikten, simetriden,
ihtişamdan bahsedildiğinde bu kişi tüm bunları
anlayamayabilirdi. Aynı şekilde şu anda bizim
bilmediğimiz ama Allah'ın cennette var edeceği
ve bize yepyeni ufuklar kazandıracak başka duyular
olabilir. Dolayısıyla sadece beş duyumuzla sınırlı
olduğumuz bu dünyada ne tür nimetlerden habersiz
olduğumuzu tam olarak kavramamız da mümkün olmayabilir.
"İşte,
yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız
cennet budur."
(Zuhruf Suresi, 72) |
Görüş, düşünce ve hayal ufkumuzdaki
sınırlılığı, penceresiz bir evin içinden hiç dışarı
çıkmadığını varsaydığımız bir kimsenin durumuna
da benzetebiliriz. Evin dışındaki güzelliklerden
-dağların, nehirlerin, ağaçların görünümünden,
birbirinden estetik çiçeklerden, sevimli hayvanlardan,
berrak bir gökyüzünden, gün ışığının aydınlığından...-
habersiz olan bu kişi, nasıl bir nimet eksikliği
içerisinde olduğunun da farkında olmaz. Kaldı
ki bu kıyas dünyadaki güzellikler üzerinden yaptığımız
bir kıyastır. Dünyanın nimet ve güzellikleri ise
cennet nimetlerinin yanında son derece eksik ve
kusurludur. Bu bakımdan iman eden bir kiş,i cenneti
de sahip olduğu sınırlı bilgiler dahilinde, dar
bir görüşle değerlendirmekten kaçınmalı, bu yanılgıya
düşmemelidir. Çünkü insan, Rabbimiz'in bildirdikleri
dışında cennetle ilgili ayrıntıların, cennet ehli
için hazırlanmış sürprizlerin neler olabileceği
hakkında yorum sahibi bile değildir. Kuran'da
bu duruma dikkat çekilen ayetlerden birinde Allah
"Orada diledikleri herşey
onlarındır; Katımız'da daha fazlası da var." (Kaf
Suresi, 35) buyurmaktadır.
Bir rivayete göre ise Peygamberimiz
(sav) cennet nimetlerini şöyle tarif etmiştir:
Cennete koşan yok mu? Çünkü cennette
akla hayale gelmeyen nimet vardır. [Tezkireti'l
Kurtubi, s. 306-307/499] |