
Fatih Sultan Mehmed'in ölümünden sonra sarayda
gelişen ölen sultanların giysilerini bohçalayarak saklama geleneği
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi işlemelerini 15. yüzyılda kısa bir
boşluktan sonra 16. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar kopmadan
izlememize olanak sağlamaktadır.
Osmanlı sultanları giyim-kuşama önem verir, lüks
kumaşlardan dikilmiş kaftanlar giyerlerdi. Onların kalite arayışları
dokumacılığın gelişmesinde önemli bir yer tutar. Saray kıyafetleri
ve mefruşat için kullanılan kumaşlar saray bünyesindeki atölyelerde
hassa nakkaşları tarafından hazırlanan desenlere göre dokunurdu.
Bu atölyeler yeterli olmadığı zamansa İstanbul ve Bursa'daki diğer
atölyelere sipariş verilirdi. İpekliler devlet tarafından kontrol
altında tutulur, çözgü tellerinin sayısından boyasına dek her detayın
esaslarına uygunluğuna bakılırdı.
Görkemli giyecekler kemha (brokar), kadife, çatma
(bir kadife türü), seraser (altın ve gümüş alaşımlı telle dokunmuş
ipekli kumaş), diba, atlas, canfes, tafta, vala, çuha, sof ve şal
gibi kumaşlarla oluşturulurdu. Topkapı Sarayı'nın sayıları 1550'yi
bulan giyim-kuşam koleksiyonu ölen padişahın üzerinden çıkan ve
sahip olduğu diğer giysilerinin saklanmasıyla oluştu. Padişah elbiseleri
hazine eşyası sayıldığından Hazine'de saklanırdı. Ölen sultan, hanedan
mensubu yüksek rütbeli devlet memuru ve din büyüklerinin eşyalarının
türbesine konulması bir gelenekti ve bu türbelerden toplanan giysiler
de Saray'daki koleksiyona katılırdı. Osmanlı sarayındaki ipekli
ve pamukluların bir bölümünün menşei Hint, İran ve Mısır'dır.
Aşağıda yer alan kaftan örneklerini detaylı olarak görebilmek
için resimlere tıklayınız.

|