İslam Ahlakının İnsanlara Kazandırdığı Üstün Estetik
ve Sanat Anlayışı
Kuran'da öğretilen gerçek din insanlara olabildiğince
özgür ve geniş bir düşünce ufku kazandırır. İnsanları Allah korkusu
dışındaki tüm korkulardan, tedirginliklerden özgürleştirir. Bu özgürlük
içinde de bilim, sanat ve düşünce alabildiğine gelişir. İnsanlar
Allah'ın Kuran'da öğrettiği gibi derin düşünür, evreni, doğayı ve
karşılaştıkları olayları hep akıllarını kullanarak değerlendirirler.
Ayrıca din, Allah'a ve dine hizmet anlayışını yerleştirerek, insanlara
sanat, bilim ve fikir üretmek için çok büyük bir şevk, heyecan ve
istek kazandırır. Nitekim İslam dünyasının ilk yüzyıllarında bu
sayede büyük bir "altınçağ" yaşanmıştır.
Her insanın çevresinde çok rafine bir zevk anlayışına
sahip, güzelliklerden zevk alan, en kısıtlı şartlarda dahi olsa
insanın ruhuna hitap eden ortamlar oluşturabilen kişiler vardır.
Ancak bir insan ne kadar zevkli olursa olsun, ya da sanattan ne
kadar zevk alırsa alsın her sanat dalına aynı ilgiyi aynı derecede
ilgi göstermesi mümkün değildir. Zevkler, estetik ve dekorasyon
anlayışları kişiden kişiye çok güyük değişiklikler gösterebilir.
Bir insan ne kadar tecrübeli olursa olsun veya ne kadar yüksek bir
kültür seviyesine ulaşırsa ulaşsın, bilgisi yine de sınırlı kalır.
Çünkü tüm bilgi Allah’a aittir, insan ancak O’nun dilediği ve takdir
ettiği kadar bilgiye sahip olabilir.
(Melekler) Dediler ki: “Sen yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen,
herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.” (Bakara Suresi,
32)
Bu sebeple, dünya hayatında güzel bir yaşam sürmek
isteyen kişi, herşeyin en doğrusunu bilen ve herşeyin yaratılışı
Kendisi’ne ait olan Allah’ın indirdiği Kuran doğrultusunda bir yaşam
tarzını benimsemelidir. Bu sayede kişi, düşünen ve Allah’tan korkan
insanlara mahsus olan “akıl”a sahip olur, son derece şerefli bir
hayat yaşar, mutlu ve huzurlu olur, hepsinden önemlisi böyle bir
kişinin yaşamının büyük bir anlamı olur ve daha bunlar gibi türlü
güzellikleri birarada yaşar. Yapması gereken yalnızca, Allah’a ve
Kuran’a tam bir teslimiyet içerisinde olmak, bununla birlikte Kuran’ın
emir ve tavsiyelerini ve bunların altında gizlenen incelikleri araştırmak,
görmek ve hayata geçirmektir.
Kuran ayetlerinden iman sahiplerinin çok üstün
bir sanat anlayışına sahip olduklarını görürüz. Allah insanın ruhunda,
güzelliğe karşı bir duyarlılık hissi yaratmıştır. Çünkü güzelliklerden
ve estetikten zevk almak insana ait bir özelliktir. Ancak, bu estetik
anlayışının açığa çıkması ve gelişmesi, insanın imanı ve aklı ile
doğru orantılıdır.
Müminler karşılaştıkları bütün güzellikleri yaratanın
Allah olduğunu bildikleri için, bu güzellikler karşısında heyecan
duyarlar. Kendilerine bunların tümünü sunan Allah’ın gücünü ve sanatını
gereği gibi takdir edebilmeye çalışırlar. Cennete karşı duydukları
özlem de, güzelliklerden zevk alma kabiliyetlerini artırır. Allah’ın
Kuran’da haber verdiği cehennem ortamını düşünüp kıyas yaptıklarında
ise, ruha zevk veren estetiğin değerini daha iyi kavrarlar.
Kuran’da yer alan cennet hakkındaki ayetler de
müminler için yol gösterici bir nitelik taşımaktadır. Çünkü cennet
ayetlerinde, Allah’ın müminler için seçip beğendiği, uygun gördüğü,
kullarını bunlar ile mükafatlandıracağını vaat ettiği bir ortam
ile güzellik ve estetik anlayışı tarif edilmektedir. Mümin, Kuran’daki
bu işaretleri dünya şartlarında olabilecek en uygun şekilde hayata
geçirerek, güzelliklerle dolu bir yaşam modeline ulaşabilir.
Kuran’da Övülen Sanat Anlayışı
İnsanı “en güzel surette” yaratan Allah, ona sanattan,
güzellikten, estetikten zevk almayı da öğretmiştir. Canlıların içinde,
“güzel” kavramının farkında olan tek varlık insandır. İnsan, hem
güzel olan şeyleri sever, hem de kendi yaptığı şeylerde estetik
bir yön olması isteğiyle hareket edip kendisi de güzel şeyler ortaya
çıkarmaya çalışır.
Kuran’ın işaretleriyle, estetik, güzellik ve inceliğe
dair pek çok detay müminler arasında da teşvik edilmiştir. Allah
bir ayetinde, “kulları için çıkardığı ziynet ve temiz rızıklar”
için “… dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca
onlarındır…” diye haber vermiştir. (Araf Suresi, 32)
Allah’ın ayetinde bildirdiği gibi yeryüzündeki
tüm incelik ve güzellikler, onları takdir edebilen müminler içindir
ve bunlarla kıyaslanmayacak nicesi de ahirette yalnız inananlara
verilecektir.
Var olan her güzellik, onu Yaratan Rabbimiz'in
eserlerindendir. Bu yüzden mümin güzellikten etkilenir, şükreder
ve her nimet onu Rabbimiz'e daha da yakınlaştırır. Kuran’da Hz.
Süleyman’ın hayatı ile ilgili verilen detaylar bu konularda çeşitli
işaretler içermektedir. Hz. Süleyman, Allah’ın verdiği zenginlikten,
güçten ve ihtişamdan çok zevk aldığını söyler ve bunun nedenini
de şöyle açıklar:
O da demişti ki: “Gerçekten ben, mal (veya at)
sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim...” (Sad Suresi,
32)
Buradan anlaşıldığı gibi, inanmayanlar için saptırıcı
bir etkiye sahip olan mal, mülk, ihtişam ve zenginlik, mümin için
bir hayır, güzellik ve Allah’ın rızasını kazanmak, şükretmek için
bir vesile olmaktadır.
Hz. Süleyman’ın yaptırmış olduğu eserler de onun
sanat zevkini ortaya çıkarmaktadır. Bugün Kudüs’te yer alan ve sadece
bir duvarı ayakta olan Süleyman Mabedi, Tevrat, İncil ve Kuran ile
o döneme ait tüm tarihi belge ve yazmalarda bahsedilen, görkemli
bir saraydı. Kendisini ziyarete gelen Sebe Melikesi sarayın içine
girdiğinde tüm zeminin camla kaplı olduğunu anlamamış zemini su
zannetmişti. Bu, insanların alışık olmadığı bir teknikti. Sebe Melikesi
saraydaki ihtişamı görünce Hz. Süleyman’ın aklına, sanatına ve bilgisine
teslim olmuş ve iman etmişti.
Hz. Süleyman kıssası müminler için çok dikkat çekici
bir örnektir. Müslümanların yeryüzünü nasıl güzel eserlerle donatabileceklerini,
sanatta ve estetikte nasıl ilerleyebileceklerini göstermek açısından
önemli bir delil oluşturur. Nitekim yakın tarihimizde de bu yönde
bir uygulama gerçekleştirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan
ihtişam ve sahip oldukları sanat anlayışı buna güzel bir örnektir.
Osmanlı sanatını bu kadar değerli kılan en önemli unsur, ilhamını
bizzat Kuran’dan alması, Allah’ın Kuran’da işaret ettiği güzellikleri
kullanmış olmasıdır.
Kuran’da dekorasyonda kullanılabilecek inceliklerle
ilgili pek çok detay bildirilmiş, çeşitli örnekler verilmiştir.
Evlerin üzerine kurulduğu mekanlardan, iç dekorasyonlarına kadar
insanın hoşuna gidecek noktalara dikkat çekilmiştir.
Allah özellikle cenneti tarif eden ayetlerinde
bu yönde işaretler sunmuştur. Zira Allah, cenneti insan ruhunun
en hoşlanacağı ve en etkileneceği malzemelerle donatmıştır. Kuran
ayetlerinde, cennetteki bu aksesuarlar detaylı olarak anlatılırken,
aslında insanlara dünyada da en hoş mekanları nasıl elde edebilecekleri
konusunda yol gösterilmektedir.
Kuran’da dikkat çekilen ve övülen dekorasyon örneklerinden
bir kısmını şöyle sıralayabiliriz:
Yüksek Tavanlar
Ma’mur eve, yükseltilmiş tavana, (Tur Suresi, 4-5)
Yüksek tavanlı yerler, içinde bulunan kimseye ferahlık
ve genişlik hissi verirler. Estetik açıdan da son derece görkemlidirler.
Bunun tam aksine alçak tavanlı, basık yerler de insanın ruhuna sıkıntı
veren yerlerdir. Hatta bu özelliğin cehennemde bir azap çeşidi olarak
kullanılacak olması da oldukça dikkat çekicidir. Cehennem’in tarif
edildiği ayetlerde basık, dar ve sıkışık yerlere dikkat çekilmesi
insanlara, dünyada da dar ve basık ortamların tercih edilmeyeceği
yönünde işaretler sunar.
Gümüş Tavanlı Mekanlar ve Yüksek Merdivenler
… Evlerine gümüşten tavanlar ve üzerinde çıkıp-yükselecekleri
merdivenler yapardık. Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp-dayanacakları
koltuklar, ve (daha nice) çekici-süsler (de verirdik). Bütün bunlar,
yalnızca dünya hayatının metaıdır. Ahiret ise, Rabbin’in katında
muttakiler içindir. (Zuhruf Suresi, 33- 35)
Allah’ın güzel olduğuna işaret ettiği dekorasyon
modellerinden biri de, gümüşten tavanlar ve yüksek merdivenlerdir.
Yukarıdaki ayetlerde Allah, bunları da “çekici süsler”den biri olarak
nitelendirerek son derece değerli olduklarına işaret etmiştir.
Kapılar
Evlerine
kapılar ve üzerinde yaslanıp-dayanacakları koltuklar ve (daha nice)
çekici süsler (de verirdik)… (Zuhruf Suresi, 34-35)
Yine Zuhruf Suresi’ndeki bu ayette görülen “evlerine
kapılar” ifadesi, kapıların da estetik ve sanat açısından önemli
bir rol üstlendiğine dikkat çeker. İşlevsel kullanımının yanısıra,
gümüş, altın, cam süslemeler ya da ahşap oyma gibi çok çeşitli malzemelerle
yapılabilen kapılar, evin giriş bölümünde veya çeşitli yerlerinde
aksesuar olarak kullanılabilirler. Nitekim Osmanlı sanatında bu
uygulama gerçekleştirilmiş ve göze son derece hoş gelen çeşitli
boyutlarda, desenlerde kapılar sarayları, köşkleri, konakları süslemiştir.
Sütunlar
‘Yüksek sütunlar’ sahibi İrem’e? Ki şehirler içinde
onun bir benzeri yaratılmış değildi. (Fecr Suresi, 7-8)
Kuran’da adı geçen Ad kavmine ait İrem şehri görkemli
mimarisi ve yüksek sütunlarının ihtişamıyla dikkat çekmiştir. Kuran’da
anlatılan bu kıssa “yüksek sütunların” güzelliğine ve gösterişine
yönelik bir anlam da içermektedir.
Mücevher İşlenmiş Tahtlar
Cennet
ile ilgili ayetlerde tahtlardan sık sık bahsedilmekte ve tahtlar
Allah’ın razı olduğu kullarına verdiği bir mükafat olarak tanıtılmaktadır:
Orada yükseklerde kurulmuş tahtlar
da vardır. Konulmuş (içecek dolu) kaplar. Dizi dizi yastı klar.
Ve serilmiş yaygılar. (Gaşiye Suresi, 13-16)
Hem görünüm, hem de kullanımda sağladığı rahatlık
açısından tahtlar, insan için ideal oturma malzemelerindendir. Bunun
yanısıra, tahtları süslemelerle donatmak ve daha ihtişamlı bir hale
getirebilmek de mümkündür. Buna örnek olarak ayetlerde şöyle bildirilmektedir:
‘Özenle işlenmiş mücevher’ tahtlar üzerindedirler.
Karşılıklı yaslanmışlardır. (Vakıa Suresi, 15-16)
Cennette oturma yeri olarak bildirilen bir başka
detay da, rahatlıkla yaslanılabilen koltuklar, tahtlar olmasıdır.
Ayetlerde bu güzellik ve rahatlık şöyle haber verilmiştir:
Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır.
Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler.
(İnsan Suresi, 13)
Gerçek şu ki, bugün cennet halkı,
‘sevinç ve mutluluk dolu’ bir meşguliyet içindedirler. Kendileri
ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. (Yasin
Suresi, 55-56)
Adn cennetleri; kapılar onlara açılmıştır.
İçinde yaslanıp-dayanmışlardır… (Sad Suresi, 50-51)
Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır…
(Tur Suresi, 20)
Yüksek Döşekler ve Ağır İşlenmiş Atlastan Yataklar
Yükseklere-kurulmuş
döşekler (sedirler). (Vakıa Suresi, 34)
Allah’ın cennette yer alacağını belirttiği yükseklere
kurulmuş döşekler ve sedirler, alçak bir zemine yerleştirilen düzenlere
kıyasla görüntüyü çok daha geniş açılı alırlar. Bu yönleriyle son
derece ferahlatıcı bir özelliğe sahiptirler.
Astarları, ağır işlenmiş atlastan yataklar üzerinde
yaslanırlar. İki cennetin de meyve-devşirmesi (ordakilere) yakın
(kolay)dır. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
(Rahman Suresi, 54-55)
Yukarıdaki ayet, dekorasyonda kullanılan taht,
döşek, koltuk ya da yatak gibi malzemelerde ağır işlenmiş atlas
kullanmanın güzelliğine dikkat çekmiştir. İpeğin daha ağır ve kalın
dokunmuş bir formu olan atlas, son derece estetik bir kumaş çeşididir.
Atlasın ağır ve gösterişli iplik ve motiflerle işlenmiş olması,
üzerine serildiği tahtın ya da yatağın görünümünü çok daha etkileyici
hale getirecektir.
Yeşil Yastıklar
Yeşil yastıklara ve çarpıcı güzellikteki döşeklere
yaslanırlar. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
(Rahman Suresi, 76-77)
Allah’ın Kuran’da söz ettiği bir başka güzellik
de yastıklardır. Bu ayetlerde yastıkların yanısıra insan ruhuna
huzur ve rahatlık verdiği bugün bilim tarafından da onaylanan yeşil
rengin önemine de dikkat çekilmiştir.
Altın Tepsiler ve Testiler
Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle
dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk)
aldığı herşey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız. İşte, yaptıklarınız
dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet budur. (Zuhruf Suresi, 71-72)
Allah cennette ikram için kullanılan kapları da
bir sanat ve estetikle yaratacağını bildirmiştir. Ayetin devamında
da belirtildiği gibi, bu malzemeler “nefislerin arzu ettiği ve gözlerin
lezzet aldığı” nimetlerdir.
Gümüşten Billur Kaplar, Kupalar ve Kadehler
Cennette altın tepsiler ve altın testilerin yanında
kullanılacağı bildirilen bir başka ikram malzemesi de gümüşten yapılmış
billur kaplar ve kupalardır. Cenneti tasvir eden ayetlerde bu konu
şöyle anlatılmaktadır:
Çevrelerinde gümüşten billur kaplar, kupalar dolaştırılır.
Gümüşten billur kaplar ki, onları belli bir ölçüyle tespit etmişlerdir.
(İnsan Suresi, 15-16)
Hayatlarını Allah’ın istediği şekilde geçiren kişilere,
sonsuz bir cennet hayatı ve orada nefislerine hoş gelecek sonsuz
güzellikte nimetlerle karşılık verilecektir. Öyle ki müminlere,
köşkleriyle, bahçeleriyle, dekorasyonuyla eşsiz bir ortamda altın
tepsiler içerisinde billur kaplarla, kadehlerle cennete has kaynaklardan
doldurulma içkilerle sonsuza dek hizmet edilecektir. Bir diğer ayette
de, müminlere kadehler içerisinde yapılan bu ikrama dikkat çekilmektedir:
Birbirlerine karşı, tahtlar üzerinde (otururlar).
Kaynaktan (doldurulmuş) kadehlerle çevrelerinde dolaşılır. (Saffat
Suresi, 44-45)
Elbetteki tüm bunlar cennete has ve dünyadakilerle
kıyas edilemeyecek güzellikte nimetlerdir. Ancak Allah, kullarına
dünyada da cennettekileri andıran nimetler ve imkanlar sunmuştur.
Buna karşılık müminin yapması gereken, kendisine verilen her türlü
güzelliği takdir edip, ondan zevk almak ve sonsuz ikram sahibi Rabbine
karşı boyun eğici ve şükredici olmaktır.
Allah’ın Güzelliğine Dikkat Çektiği Ortamlar
Allah Kuran’da cennetle ilgili ayetlerde, insanlar
için güzellikler içeren ortamlara da dikkat çekmiştir. Bu ortamlardan
biri de alabildiğine uzanan yeşilliklerdir:
Bu-ikisinin ötesinde iki cennet daha var. Şu halde
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Alabildiğine yemyeşildirler.
(Rahman Suresi, 62-64)
İnsanı Allah yaratmıştır ve onun ruhuna zevk verecek
şeyleri de en iyi Allah bilmektedir. İşte, alabildiğine uzanan yeşilliklere
karşı insanda oluşan zevk de bunun göstergelerinden biridir.
Ancak Rablerinden korkup-sakınanlar ise; onlara
yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir.
Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah’ın va’didir. Allah,
va’dinden dönmez. (Zümer Suresi, 20)
Altından ırmaklar akan yerlere, Kuran’da cennet
tasvirlerinin yapıldığı ayetlerde dikkat çekilir. Cennetteki evlerin
ve köşklerin hep böyle mekanlarda yer aldığı bildirilir. Allah’ın,
razı olduğu kullarını cennette altından ırmaklar akan mekanlarla
ödüllendirmesi, dünyada da buraların en güzel yerler olduğuna açık
bir işarettir.
Kuran’da güzelliğine ve üstünlüğüne dikkat çekilen
bir başka güzel mekan örneği de çeşitli ürünlerle bezenmiş bahçeler
ve meyveliklerdir. Allah kupkuru topraktan her biri birbirinden
güzel olan, çarpıcı kokularda, renklerde ve tatlarda meyveler çıkartır.
Bu meyvelerin dallarından sarktığı ağaçlar ve bu ağaçlarla bezenmiş
bahçeler ise dünyada olabilecek en güzel mekanlardandır. İşte cennetle
ilgili ayetlerde de bu bahçelerin sonsuz yaşamda ne kadar kusursuz
ve görkemli olacağı anlatılmıştır.
Ayetlerde dikkat çekilen meyve bahçelerinden bazıları
şöyledir:
O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini
bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş
taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış
salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden
ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa
eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda
gerçekten ayetler vardır. (Enam Suresi, 99)
Kuran’da “tomurcuğundan yere sarkmış salkımlar”
şeklinde ifade edilen hurma ağaçları, hem görüntülerinin hem de
lezzetlerinin güzelliğiyle dikkat çeker. Bunun yanında tatlarıyla
ve renkleriyle çeşitlilik gösteren üzüm bağları, zeytinden, nardan
bahçeler, gerçekten de ürün verdiklerinde ve dallarında olgunlaştıklarında
çarpıcı bir görünüme bürünürler.
Cennette Müminlerin Yaşadıkları Yerler
Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara içinde
ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde
güzel meskenler vaadetmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk ise en büyüktür.
İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. (Tevbe Suresi, 72)
Müminlerin dünya hayatlarını geçirdikleri evler,
daha önce de belirttiğimiz gibi "içinde
Allah'ın adının anılmasına izin verdiği" (Nur Suresi, 36)
mekanlardır ve yine Allah'ın emri doğrultusunda tertemiz tutulan,
özen gösterilen yerlerdir. Cennet evleri de bunun benzeri olarak
yine, müminlerin Allah'ı andıkları ve O'na şükrettikleri tertemiz
mekanlardır.
Müminlerin yaşadıkları güzel meskenler, evler,
köşkler bir önceki bölümde tasvir edilen doğal güzelliklerin içinde
kurulmuş olabileceği gibi, bunların son derece modern, üstün bir
teknolojiye ve estetik mimariye sahip şehirlerde inşa edilmiş olması
da mümkündür.
Kuran'da sözü geçen evler, genellikle doğal güzelliklerin
içine inşa edilmiştir. Bunu bildiren bir ayet şöyledir:
Ancak Rablerinden korkup-sakınanlar ise, onlara
yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir.
Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu), Allah'ın va'didir. Allah
va'dinden dönmez. (Zümer Suresi, 20)
Köşklerin yükseklerde olması karşılarındaki ve
aşağılarındaki manzara seyredilirken, görüntüye çok sayıda detay
girmesini sağlar. Böylece birçok güzelliği aynı anda algılama imkanı
doğar. Yükseklik değiştikçe görüntünün güzelliği de değişir. Her
metre farkta görünen güzelliklerin boyutu bir öncekiyle aynı olmayacaktır.
Cennette bazı köşkler daha yüksekte, bazıları daha alçakta olabilir,
böylece her birinin manzarasının ve dolayısıyla buralardan alınacak
zevklerin farklı olması mümkün olacaktır.
Ayette bahsedilen, yüksek yerlerde kurulmuş köşklerin
altlarından sular akar, bu manzarayı seyretmek için geniş pencereli
ya da dört bir tarafı camlardan inşa edilmiş salonlar olabilir.
Böylece insan ruhunun en çok zevk alacağı şekilde döşenmiş evlerde,
tahtlar üzerinde yaslanırken, ve en güzel meyvalar ve içeceklerle
rızıklandırılırken müminler, yükseklerden bakarak birbirinden muhteşem
manzaraları da seyretme zevkini tadarlar.
Köşklerin tasarımı ve döşenmesi en kaliteli malzemeyle,
en uyumlu renklerle yapılmıştır. Rahat koltukları, karşılıklı oturulan
tahtları vardır. "Özenle işlenmiş mücevher
tahtlar üzerindedirler. Karşılıklı yaslanmışlardır." (Vakıa
Suresi, 15-16) ve "özenle dizilmiş
tahtlar üzerinde yaslanmışlardır..." (Tur Suresi, 20)
şeklindeki ayetlerden de anlaşılacağı gibi tahtlar zenginlik, ihtişam
ve kudret sembolüdür. Allah sonsuz cennet nimetlerini nasip ettiği
müminlere böyle güzellikleri layık görmüştür. Onlar cennetteki tahtlar
üzerinde kurulup yaslanırlar. Bu ortamda müminler sürekli Allah'ı
anarlar. Bunu haber veren ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada
altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların
elbiseleri ipek(ten)dir. Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok
eden Allah'a hamdolsun; şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır,
şükrü kabul edendir. Ki O, bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak
bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada
bize bir bıkkınlık da dokunmaz." (Fatır Suresi, 33-35)
İhtişamlı tahtlar üzerinde oturan müminler çevrelerini
"bakıp-seyretmektedirler." (Mutaffifin Suresi, 23)
Dünyada gördüğü güzel bir manzaranın, güzel bir görüntünün karşısından
ayrılmak istemeyen insan için cennetteki muhteşem manzaraların ve
güzelliklerin yalnızca seyredilmesi bile görsel bir ziyafet, büyük
bir nimettir. Müminlerin bakıp seyrettikleri bir eğlence, bir şölen
de olabilir.
Dünyanın yaratılışından yokoluşuna kadar yaşamış
ya da yaşayacak müminlerle bu zevkleri ve güzellikleri paylaşmak
sadece cennete has bir nimettir. Örneğin Hz. Musa ile, Hz. İsa ile
ya da salih müminler ve sahabelerle karşılıklı tahtlarda oturup
sohbet etmek, birlikte Allah'ı anmak dünyada nasip olabilecek bir
zevk değildir, bu zevk ancak cennete mahsustur.
Cennette müminlerin her diledikleri şey yaratılacaktır.
Allah dileklerinin kendilerine ulaştırılması için özel hizmetkarlar
görevlendirmiştir. Ayette şöyle buyrulur:
Kendileri için (hizmet eden) civanlar, etrafında
dönüp dolaşırlar; sanki (her biri) sedefte saklı inci gibi tertemiz,
pırıl pırıl. (Tur Suresi, 24)
Allah'ın cennetine layık kıldığı müminler son derece
değerli ve seçkin insanlardır. Müminlerin hizmet edilen, "ikram
görenler" (Saffat Suresi, 42) konumunda olmaları da Allah'ın
onlara verdiği değeri gösterir. Müminlere hizmet etmeleri için yaratılan
hizmetkarlar müminlerin arasında dönüp dolaşırlar, müminlerin bir
dediği iki edilmez. Sürekli, kesintisiz bir hizmet ve ikram yapılır.
Kuran'da cennettekilere hizmet için yaratılmış civanlardan şöyle
bahsedilir:
Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi
kılınmış civanlar dolaşır-durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış
birer inci sanırsın. (İnsan Suresi, 19)
Cennette müminlerin dilediklerinin anında sebepsiz
yaratılmasının yanı sıra, nimetlerin böyle kusursuz bir hizmet ve
ikram içinde sunulmaları da görkemli bir güzellik oluşturur. Hizmette
kullanılan eşyalar da çok değerli, kaliteli ve gösterişlidir. Ayetlerde
altın ve gümüş kullanıldığı anlatılır:
Çevrelerinde gümüşten billur kaplar,
kupalar dolaştırılır. Gümüşten billur kaplar ki, onları belli bir
ölçüyle tesbit etmişlerdir. (İnsan Suresi, 15-16)
Onların etrafında altın tepsiler ve
testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet
(zevk) aldığı herşey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız. (Zuhruf
Suresi, 71)
Müminlerin hedeflerinden biri de dünya hayatındayken
Kuran'da tarif edilen cennet nimetlerine, cennet hayatına yakınlaşmaktır.
Cennetteki kıyafetlerin, elbiselerin ve kumaşların mükemmelliğini
ayetlerden öğrenmekteyiz. Dünyada Allah giyinmeyi insanlara öğreterek
onların bu sayede hem örtünmelerini hem de şık ve estetik olmalarını
sağlamıştır. Bu durumu açıklayan bir ayet şöyledir:
Ey Ademoğulları, biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek
bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (varettik).
Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın
ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler. (Araf Suresi, 26)
Allah "Ey Ademoğulları,
her mescid yanında ziynetlerinizi takının. Yiyin, için ve israf
etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez." (Araf Suresi, 31)
ayetiyle iman edenlere şık ve temiz kıyafetler giymelerini tavsiye
etmiştir. İşte cennette müminlere giydirilecek kıyafetler de, dünyadakilerden
kat kat ihtişamlı ve gösterişli olacaktır.Kuran'da özellikle cennette
bulunan iki kumaşa dikkat çekilmiştir: İpek ve atlas. Bir ayette
cennettekiler için "hafif ipekten ve ağır
işlenmiş atlastan (elbiseler) giyinirler" (Duhan Suresi, 53)
denmiştir. Bu iki kumaş da dünya standartlarında az bulunan,
pahalı ve çok kaliteli kumaşlardır. Bunlardan yapılan elbiseler
de giyen kişiye estetik bir zevk vereceği gibi seyreden kişiye de
çok büyük bir zevk verecektir. Bu elbiselerin güzelliği ve ihtişamı,
onları taşıyanların kusursuzluğu ile bütünleşir ve ortaya muhteşem
bir manzara çıkar.
Elbette ki, cennetteki kumaşların ve kıyafetlerin
hepsi bu ikisiyle kısıtlı değildir, Allah bu büyük mükafatı nasip
ettiği müminlere daha nice güzel kumaşlardan nice güzel elbiseler
giydirecektir. Öyle ki, bizim henüz bilmediğimiz kumaş cinslerinden,
henüz bilmediğimiz modellerde elbiseler de cennette var edilebilir.
Kuran'da bize, bu güzel elbiselerin bazı takılarla
süslendiği ve gösterişlerinin artırıldığı haber verilir. Bu takılardan
özellikle dikkat çekilenler altından ve gümüşten bilezikler ve incilerdir.
Örneğin, Hac Suresi 23. ayette "... orada
altın bileziklerle ve incilerle süslenirler, oradaki elbiseleri
ipek(ten)dir" şeklinde bildirilmektedir.
Bir başka ayette ise "Onların
üzerinde hafif ipek ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler vardır.
Gümüşten bileziklerle bezenmişlerdir..." (İnsan Suresi, 21)
şeklinde bildirilir. Böylece güzel kıyafetler güzel takılarla tamamlanmış
ve müminlerin zevkine sunulmuştur.
Cennetteki malzemenin temeli "çeşit çeşit
incelik" ve "çarpıcı güzellikler"dir. Bunlar Allah'ın
sonsuz ilminin ve sanatının birer yansımasıdır. Örneğin tahtlar
mücevherli, yükseklere kurulmuş ve özenle dizilmiştir. Kıyafetler
ipekten ve atlastandır. Altın ve gümüş takılar bu kıyafetleri süslemektedir.
Allah Kuran'da cennetle ilgili pek çok detay vermiş,
ancak hayalgücünü açık bırakan ifadeler de kullanmıştır. Cennette
(Allah en doğrusunu bilir) her müminin kendi zevkine göre özel olarak
ayarlanmış türlü nimetler, görüntüler ve çeşit çeşit mekanlar olacaktır.
Kuşkusuz Allah, cennete layık ve ehil kıldığı değerli müminlere,
Kuran'da belirttiği nimetlerin dışında daha nice sürprizler hazırlamıştır.

|