ATATÜRK’ÜN İSLAM’I ÖVEN SÖZLERİ
Biz ne Bolşevikiz, ne de Komünist. Ne biri, ne diğeri olamayız. TÜRKLER MİLLİYETPERVER VE DİNLERİNE HÜRMETKAR BİR MİLLETTİR.
Mustafa Kemal’in Cumhurbaşkanı seçildikten sonra TBMM’ye teşekkür konuşmasını şu şekilde bitiriyor:
Ancak böylelikle ve ALLAH’IN YARDIMIYLA, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri iyi bir biçimde yapabileceğimi umarım. “MİLLETİMİZ, DİN VE DİL GİBİ KUVVETLİ İKİ FAZİLETE SAHİPTİR. Bu faziletleri hiç bir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, sf.66)
“Büyük bir inkilap yaratan HAZRETİ MUHAMMED’E KARŞI BESLENİLEN SEVGİ, ANCAK ONUN ORTAYA KOYDUĞU FİKİRLERİ, ESASLARI KORUMAKLA tecelli edebilir.” (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, sf.4)
...DİNZİS MİLLETLERİN DEVAMINA İMKAN YOKTUR. HER FERT DİN VE DİYANETİNİ, İMANINI ÖĞRENMEK İÇİN BİR YERE MUHTAÇTIR. Orası mekteptir. Fakat nasıl ki her hususta yüksek mektep ve ihtisas sahipleri yetiştirmek lazımsa, dinimizin hakikatini tetkik, tetebbu (derinlemesine araştırma) ilmi ve fenni kudretine sahip olacak güzide ve hakiki ulema yetiştirecek yüksek müesseselere sahip olmalıyız.
ALLAH, DÜNYA ÜZERİNDE YARATTIĞI BU KADAR NİMETLERİ, BU KADAR GÜZELLİKLERİ İNSANLAR YARARLANSIN VARLIK VE BOLLUK İÇİNDE OLSUN DİYE YARATMIŞTIR.
ATATÜRK VE DİNDARLIĞI
- Suudi Arabistan yönetimi Vahabi inancı gereği tüm mezarları düzenleyip yok ederken, Eğer Hz.Muhammed’in mezarına dokunurlarsa askerleriyle savaşmaya geleceğini bildirmiş ve böyle tek başına Hz. Muhammed’in mezarının kalmasının sağlamıştır...
- Kuran’ın Türkçe mealini TBMM’ye yaptırmıştır.
- Diyanet İşleri Başkanlığı’nı devlet içine yerleştirmiştir.
- Aydın din adamı yetişsin diye imam Hatipler açmıştır.
- Anıtkabir’de sergilenen cep Kur’an’ı hep üzerinde taşımıştır.
- Döneminde Milli Eğitim Bakanı’nın getirdiği ateist fikirler işleyen bir kitabın okullarda okutulmak istenmesinden dolayı şiddetle bakanı eleştirmiş ve kitabın yazarı olan öğretmenin de meslekten uzaklaşırılmasını istemiştir.
- Atatürk ile Fransız gazetesinin röportajında, gazeteci devrimlerinin din karşıtı olduğu şeklinde bir yorum yapınca bu yorumu reddedip Türk milleti daha dindar olmalıdır. Bütün sadeliği ile daha dindar olmalıdır demek istiyorum diye savunmuştur...
- İslam dini kurallarına göre defnedilmesini vasiyet etmiştir.
ATATÜRK'ÜN SÖZLERİ
EZAN VE KURAN’I Türklerden başka hiç bir Müslüman ulus bu kadar güzel okumuyor.
... Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. ALLAH’IN EMRETTİĞİ ŞEY, MÜSLÜMAN ERKEKLE, MÜSLÜMAN KADININ BERABERCE DİN ÖĞRENEREK EĞİTİLMESİDİR. KADIN VE ERKEK BU İLİM VE EĞİTİMİ ARAMAK VE NEREDE BULURSA ORAYA GİTMEK VE ONUNLA MÜCEHHEZ (DONATILMIŞ) OLMAK ZORUNDADIR.
Atatürk Hafız Yaşar’ın ilmini kıraatini sever ve çok beğenirdi. Bazı zamanlar ‘Hafızı çağırın’ derdi. Salonda Hafız Yaşar’ın makamı ile okuduğu Kuran-ı Kerim surelerini huşu ile dinlerken gözlerinden yaş aktığına şahit olunmuştur. Atatürk bazı kereler çalışırken okuduğu tefsirlerin çok tesirinde kalırdı ve de ‘HEY BÜYÜK ALLAH’IM.. KURAN’A İNANMAYAN KAFİRDİR, BİZE NASIL YOL GÖSTERİYOR? BUNLARI TÜM DÜNYAYA OKUTMALIYIZ’ DİYE SÖYLERDİ. SONRA O AN YANINDAKİLERE ‘OKURKEN RUHUM COŞUYOR, SİZE DE OLUYOR MU? ‘ diye sorardı.
Uhud savaşında hazreti Resulullah düşmana yalnız gitti; neye güveniyordu? Neye sığınıyordu? ALLAH’A DEĞİL Mİ? BEN DE ALLAH’A SIĞINIYORUM.
Uhud Savaşı’nın planını çizdikten sonra İnönü’ye dönerek şöyle devam etmiştir: ‘BİR KOMUTAN OLARAK BAK BAKALIM BUNDAN DAHA MÜKEMMEL BİR SAVAŞ YAPABİLİR MİYDİN?’ ‘..HZ. MUHAMMED’İN HAYATINA AİT BİR KİTABIN TERCÜME EDİLMESİ İÇİN DE EMİR VERDİM...’ Yakın arkadaşlarından Hafız Yaşar Okur, Atatürk’ün PEYGAMBER EFENDİMİZ’DEN HER ZAMAN BÜYÜK TAKDİRLERLE BAHSETTİĞİNİ ve O’nun yaşadığı yıllar için hep ‘HZ. PEYGAMBER’İN ZAMAN-I SAADETLERİNDE...’ şeklinde saygı ifadeleri kullandığını aktarmıştır. ....Cedlerimizin, Selahaddin’in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hakimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, ALLAH’IN İNAYETİ İLE KUVVETLİYİZ. Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek (sahiplenmek) için yapacağı ilk adımda bütün İslam aleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur.’ Atatürk’ün Uşağı Cemal Granda Anlatıyor: İNANIŞI SAMİMİYDİ. ALLAH’A İNANIYORDU... Herkes çekilip yapayalnız kalınca gökyüzüne bakar, KENDİ KENDİNE ‘ALLAH’ DERDİ...

ATATÜRK’ÜN PEYGAMBER EFENDİMİZE DUYDUĞU HAYRANLIK
Muhammed Mustafa, peygamber olmadan evvel kavminin sevgisine, saygısına, güvenine erişti… Fahrıâlem Efendimiz, sonsuz tehlikeler içinde, tükenmez sıkıntılar ve zorluklar karşısında yirmi sene çalıştı ve İslâm dinini kurmaya ait peygamberlik görevini yapmayı başardıktan sonra ... cennetin en yüksek katına erişti.
1922 (Atatürk'ün S.D.l, s. 262-263)
Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dinî gerçekleri bildirmeye memur ve elçi olmuştur. Anayasası, hepimizce bilinir ki, şanı büyük olan yüce Kur'an'daki naslardır*. İnsanlara gelişme ve aydınlanma ışığı vermiş olan dinimiz, son dindir, en eksiksiz dindir.
1923 yılında Balıkesir Zağnos Paşa Camii'nde minberden söylemiştir:
1923 (Atatürk'ün S.D.11, s. 94)
"Din insanların gıdasıdır. Dinsiz adam boş bir eve benzer. İnsana hüzün verir. Mutlaka bir şeye inanacağız. Bu dinlerin en sonuncusu, elbette en mükemmelidir. İslam dini hepsinden üstündür. Onun hak peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar. Hz. Muhammed'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir Meydan Muharebesi'nde kazandığı zafer, fâni insanların kârı değildir. Onun peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.
(Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.2 … Bence, dinsizim diyen mutlaka dindardır. İnsanın dinsiz olmasının imkânı yoktur… Dinsiz kimse olmaz…
02. 02. 1923, İzmir, Türkiye’nin Geleceği Üzerine Konuşma.
"Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler." (Urduca Yayınlarda Atatürk, A.Ü. Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Yayını, 1979, s. 70-71)
"Büyük bir inkılap yapan Hazreti Muhammed (sav)'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s.)
"O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir; fakat sonuca kadar O, ölümsüzdür." (Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, Atatürk ve Din Eğitimi, A. Gürtaş, s. 26)

ATATÜRK’ÜN İSLAM DİNİ HAKKINDAKİ SÖZLERİ
"Ey Millet! Allah birdir. Şanı büyüktür. Allah'ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. Koyduğu esas kanunlar, Kur'ân-ı Azimüşşan`daki ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhunu vermiş olan dinimiz son dindir. Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi ve tabii kanunlar arasında aykırılıklar olması gerekirdi. Bütün ilahi kanunları yapan Cenab-ı Hak`tır." (Atatürk`ün S ve D. c. 2, s. 93)
'Milletimiz din gibi kuvvetli bir fazilete sahiptir. Bu fazileti hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.'
Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur.
Türk Ulusu daha dindar olmalıdır. Yani tüm sadeliği ile dindar olmalıdır. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum... (Atatürkün Söylev ve Demeçleri, cilt 3, s. 69-70, 29.10.1923, Fransız yazar Maurice Pernotya verdiği demeç
ATATÜRK’ÜN DİNİN ÖNEMİNİ VURGULAYAN UYGULAMALARI
- Suudi Arabistan yönetimi Vahabi inancı gereği tüm mezarları düzenleyip yok ederken, Eğer Hz.Muhammed’in mezarına dokunurlarsa askerleriyle savaşmaya geleceğini bildirmiş ve böyle tek başına Hz. Muhammed’in mezarının kalmasının sağlamıştır...
- Kuran’ın Türkçe mealini TBMM’ye yaptırmış.
- Diyanet İşleri Başkanlığı’nı devlet içine yerleştirmiştir.
- Aydın din adamı yetişsin diye imam Hatipler açmıştır.
- Anıtkabir’de sergilenen cep Kuran’ını hep üzerinde taşımıştır.
- Atatürk ile Fransız gazetesinin röportajında, gazeteci devrimlerinin din karşıtı olduğu şeklinde bir yorum yapınca bu yorumu reddedip Türk milleti daha dindar olmalıdır. Bütün sadeliği ile daha dindar olmalıdır demek istiyorum diye savunmuştur...
- İslam dini kurallarına göre defnedilmesini vasiyet etmiştir.
ATATÜRK'ÜN KURAN HAKKINDAKİ SÖZÜ
Kuran 'Kitab-ı Ekmel'dir.( En mükemmel kitap )
ATATÜRK’ÜN KOMÜNİZMLE İLGİLİ BİR SÖZÜ
“Komünizm Türk milletinin en büyük düşmanıdır. Her görüldüğü yerde mutlaka ve behemahal ezilerek yok edilmelidir”
ATATÜRK’LE İLGİLİ ANLATIMLAR
Atatürkün manevi kızı Sabiha Gökçen Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatıyor:
"Atanın elini öpmek üzere yanına girdim. ...
-"Sen dindar mısın" diye sordu?
-"Evet dindarım" dedim. ... Cevabım hoşuna gitmişti.
"Çok iyi, Allah, büyük bir kuvvettir. Ona inanmak lazımdır" dedi. Ve bu konuda uzun uzun izahat verdi.
Atatürkün diğer manevi kızı Ülkü Adatepe anlatıyor:
... Atatürk Ezan dinlemeyi o kadar çok severdi ki, büyük bir huşu içerisinde ezan dinler, her savaşa ellerini Allah'a açıp dua ederek gidermiş." dedi.
Atatürk, Ağustos’ta Kocatepeye çıktığı zaman orada şöyle dua ediyor: "Allah’ım senin bana verdiğin fikir ve zeka ile ben bütün planlarımı gerçekleştirdim. Bundan sonrası artık Senin mukadderatın (kaderin)." O, Allah’ına inanan bir insandı. Paşa, Ramazanda Dolmabahçe’de veya Çankaya’da olduğunda anneme "Vasfiye oruç tutuyor musun?" diye sorarmış, annem "tutuyorum" dediğinde çok memnun kalırmış. Bana hastalandığımda dua ettirirdi, kendi de ederdi. Çok iyi hatırlıyorum, tifo geçiriyordum. çok üzülmüş. beni kurtarması için Allah’a dua etmiş. Annesi Zübeyde Hanım da çok dindarmış. Anneme daha 7 yaşındayken Kuran dersi aldırmaya başlamış. Kız kardeşi Makbule hanımın da devamlı namaz kıldığını biliyorum." Safiye Ayla anlatıyor:
"Annesi Zübeyde Hanım da ablası Makbule Hanım da çok dindar insanlardı. Namaz kılarlardı. Tam dindar bir aile ortamında yetişti. Atatürk de dindar bir insandı. Çok beğendiği Hafız Yaşar vardı. O Kuran okurken gözlerinden yaşlar okunurdu. Hatta bütün hocaları toplayıp ayetleri okuyup izah ederek incelemeler yapardı. Bana "Allah’ın sana verdiği lütfu unutma ve bununla şımarma, mütevazi ol, daima Allah’a şükret" derdi. Kendisine "Paşam şunu yaptın, bunu yaptın" diyenlere "Bana Allah yardım etti, ben talihli bir insanım” derdi.
....
Atatürk, 1923 yılında Konya’da Dar’ül Hilafet’ül Aliye Medresesinde ahlak dersinin okutulduğu bir sınıfa girmiş ve Hamdi Zade Hamdi adlı bir öğrenciden “İnnallahe ye’mürüküm en tüeddü’lemaneti, ila ehliha...(Nisa Suresi 58) (Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor…) ayetini yorumlamasını ve ayetten çıkan ahlak ilkelerini açıklamasını istemiştir. Öğrencinin açıklamalarının ardından Atatürk, öğretmen ve öğrencilere “Bu ayet-i kerimeyi muvaffakiyatımız için yegane bir delil hayr eylerim” diyerek duygu ve düşüncelerini açıklamıştır. (Her Yönüyle Atatürk, Altıner, Ankara, 1962, s. 487, Mahmut Yağmur’dan naklen)
Kurtuluş Savaşı’nın en zor günlerinde Kerim Paşa, Kuran’da geçen “Allah’ın eli onların üzerindedir” ayetini yorumlamış ve bu ayette belirtildiği gibi Allah’ın yardımıyla sıkıntılardan aşılacağını söylemiş. Bunun üzerine Atatürk şöyle karşılık vermiştir:
“Azizim, ‘Yedullahi fevka eydihim’ (Allah’ın eli bütün ellerden üstündür). … Millet Allah’ın buyruğunu yerine getirecektir ve buyurduğunuz gibi milletçe elde edeceklerimiz hayırlı ve uğurlu olacaktır. Lütufkar dualarınızın eksik edilmemesini rica ederim. Gayret bizden, yardım ve kolaylık ölümsüz Allah’tandır.”(Atatürk’ün Bütün Eserleri, 4. Cilt, s. 137. Ayrıca Atatürk bu bölüme Nutuk’ta da yer vermiştir.)
Atatürk’ün en çok üzerinde durduğu surelerden biri Şura Suresidir.
Atatürk bir konuşmasında Şura suresine şöyle vurgu yapmıştır:
“Kuran ayetlerine ve Peygamberimizin sözlerine göre hükümetin yalnız esasları ifade edilmiştir. Onlar şunlardır: Danışıp konuşma, adalet ve devlet başkanına itaat.”
“Şura, muamelat-ı nası (insanlara ait davranışları) ifa ederken adilane ifa edecektir. Çünkü adaletten mücerred (ayrılmış) olan şura, Allah’ın emrettiği bir şura olamaz.”
Atatürk, cumhuriyete giden süreçte sıkça Şura Suresine göndermeler yapmıştır.
Atatürk bir keresinde “Senin şanını yükseltmedik mi?” ayetini de içeren İnşirah Suresi’nin tefsirini yapmıştır.
Atatürk’ün kütüphanecisi Nuri Ulusu aktarıyor:
“Atatürk bazı kereler çalışırken okuduğu tefsirlerin çok etkisinde kalırdı ve de “Hey büyük Allah’ım... Kuran’a inanmayan kafirdir, bize nasıl yol gösteriyor? Kuran’ı’ tüm dünyaya okutmalıyız” derdi. Sonra o an yanındaki bizlere “Okurken ruhum coşuyor, size de oluyor mu?” diye sorardı.
Nuri Ulusu aktarıyor:
Atatürk bir gece bahçede dolaştıktan sonra köşkün kapısına geldiklerinde kapının tam önündeki kayısı ağacına gözü takılıverdi. Dallarında kayısılar olmuş öylece duruyorlardı, şöyle bir baktı, sonra alçak olan bir daldan eliyle tutarak bir kaç tane kayısı koparttı. Sonra eliyle ovalayıp yemeye başladı ve yerken de ‘Oh oh ne kadar da güzelmiş, Allah’ın hikmetine bakın, neler yaratıyor neler, inanmayanlar kafirdir’ diyerek içeri girdi.”
Mithat Cemal Kuntay ve Nuri Ulusu ayrı ayrı aktarıyorlar:
Manevi kızı Nebile’ye sık sık ezanı ve Yasin Suresi’sini yüksek sesle okumasını istiyor. Nebile Yasin Suresi’ni ezbere biliyordu.
ATATÜRK İLE ALLAH ARASINDA
(Sinan Meydan, İnkılap Yayınları)
Hafız Yaşar Okur da, Atatürk’ün Ramazan aylarındaki davranışlarını şöyle gözlemlemiştir:
“... Ramazanların Atam için çok büyük bir önemi vardı... Beni huzurlarına çağırır, Kuran-ı Kerim’den bazı sureler okuturdu. Ben okurken gözleri bir noktaya takılır, derin bir huşu içinde dinlerdi, ruhunun çok mütelezziz olduğu her halinden anlaşılırdı.
Ramazanlarda bir ay müddetle Hacı Bayram-ı Veli ve Zincirlikuyu Camiilerinde şehitlerin ruhuna Hatim-i Şerif okumamı emrederlerdi.”
Nuri Ulusu, Atatürk’ün 30 Ramazan gecelerine büyük önem verdiğini şöyle anlatmaktadır:
“Atatürk, otuz ramazan geceleri, ... o devrin hafızları olan beyleri davet ederdi... Atatürk davet ettiği bu hafızlardan tet tek din hususunda bilgiler alırdı. Ayrıca çok üzerinde durduğu Türkçe Kuran-ı Kerim hakkında görüşlerini de sorardı.
Yine bir Ramazan ayı gecesinde ... (Hafızlar geldiğinde hep birlikte) salona girdiler.... Konu yine Türkçe Kuran-ı Kerim’di. Atatürk hepsiyle ayrı ayrı ilgilendi. Kuran-ı Kerim’den okudukları duaları zevkle dinledi.” Atatürk:
“Halbuki elhamdülillah hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız...” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II sayfa 131.) Atatürk’ün namaz kıldığı, özellikle Cuma namazlarına titizlik gösterdiğiyle ilgili bilgiler:
Atatürk Edirne’de fırka kumandanı olarak görev yaptığı sırada cuma namazlarını Selimiye Camii’nde kılmıştır. Burada yine bir cuma namazında tanıştığı bir hafızla arasında şöyle bir konuşma geçmiştir:
“Oğlum terbiye görmüş güzel bir sesin var. Okuduğun ezanı çok beğendim ve duygulandım. Seni tebrik ederim. Oğlum Edirne’de kaldığımız süre içinde ben cuma namazına hangi camiye gidersem sen de o camiye gelecek ve iç ezanı okuyacaksın...”
Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı yıllarında da namaz kılacaktır. Örneğin, TBMM’nin açıldığı 23 Nisan 1920’de Ankara’da Hacı Bayram Camii’nde öğle ve cuma namazlarını kılmış, 7 Şubat 1923’te de Balıkesir Paşa Camiinde minbere çıkıp “Allah birdir, Şanı büyüktür. Hz Muhammed O’nun kulu ve elçisidir” diye söze başlayarak hutbe vermiş ve cemaatle birlikte namaz kılmıştır.
PROF. DR. TOKTAMIŞ ATEŞ ATATÜRK’ÜN DİNDAR YÖNÜNÜ ŞÖYLE ANLATIYOR:
Atatürk, İslam peygamberi Hz. Muhammed`e hayrandı. Ayrıca ben Atatürk`ün samimi bir Müslüman olduğuna da inanırım. Mesela, Kuran`ın şimdiye kadar yapılmış olan en mükemmel Türkçe tercümesini Elmalı Hamdi `ye o yaptırmıştır. Şu anda da ondan daha iyi bir yorum, daha iyi bir tefsir bulamazsınız. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu `nun okullarında eğitim almış bir Osmanlı paşasının, ki Atatürk netice olarak bir Osmanlı paşasıdır, cumhuriyeti kuran ve onun devamını getiren bir insan olmasına rağmen, Müslüman olmaması mümkün değildir. Atatürk samimi olarak cuma namazından sonra Meclis`i açıyor... Meclis`te her önemli olaydan sonra dua okunuyor, Kuran okunuyor. Mesela, Büyük Taarruz `dan sonra Kuran okunuyor Meclis`te. Ben Atatürk`ün samimi bir Müslüman olduğunu düşünüyorum. Ama bu fotoğrafı daha sonra kaldırdı ortadan. İstismar edileceğinden çekindi zannederim.
İşte Elmalı`nın Kuran tefsiri. Dine karşı olsa bunu yapmaz. Türkiye`deki inanmış her Müslüman biliyor ki, bugün ibadetini rahat rahat yapabiliyorsa bunu Atatürk`e borçlu. Bunu görmemek için kör olmak lazım.
CEMAL KUTAY’IN BİLİM ARAŞTIRMA VAKFI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ:
Omuzlarınızın üzerindeki dava büyük. Karşınıza birçok engel çıkaracaklardır. Sizleri gördüm, son uykumu rahat uyuyacağım.
“Seneler önce bir Atatürkçünün nasıl olması gerektiğini anlatan “Beklenen Adam” isimli bir kitap yazmıştım. Bugün burada anladım ki bu kitapta sizi anlatmışım”. (HİLTON, ALTINKUBBE SALONU, 16 MART 1990 - “Atatürk ve Tük Milliyetçiliği” Konferansı) |