ATATÜRK'ÜN TÜRK ORDUSUNA VERDİĞİ ÖNEM
VE DEĞER
"Ordumuz,
Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin
çelikleşmiş bir ifadesidir."
-Mustafa Kemal Atatürk-
Vatanına, özgürlüğüne ve şerefine düşkün olan Türk Milleti'nin milli
varlığı ve istiklal uğruna gösteremeyeceği kudret ve fedakarlık yoktur.
Bu güven ile "Ya istiklal, ya ölüm" diyerek milli mücadeleyi
başlatan Atatürk, milli ve bağımsız bir devlet oluşturarak, milletini
çağdaş medeniyetler düzeyine taşımada, Türk ordusunu bir teminat olarak
göstermiştir. Bu düşüncesini ifade ettiği sözleri şöyledir:
"Ordu, Türk ordusu, işte bütün milletin göğsünü
itimat (güven), gurur duygularıyla kabartan şanlı adı. Ordumuz, Türk birliğinin,
Türk kudret ve kabiliyetinin Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir.
Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek (gerçekleştirmek)
için sarfetmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilenmesi imkansız
teminatıdır." (Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen: Cihat İmer, Remzi
Kitabevi, 1989, s. 131)
Vatan evlatlarının vatanın bölünmez bütünlüğü için bir araya geldiği,
mazisi şanlı, geleceği parlak Türk ordusunu Atatürk şu sözleriyle tanımlamaktadır:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ordusu, istilalar
yapmak veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde ihtiras aleti olmaktan
münezzehtir (şunun bunun elinde tutku aracı olmayacak kadar temizdir).
İnsanca ve müstakil (bağımsız) yaşamaktan başka gayesi (amacı) olmayan
milletin aynı ideale bağlı ve yalnız onun emrine tabi (onun emrinde) ve
sadık öz evlatlarından mürekkep (oluşan) muhterem ve kuvvetli bir heyettir
(saygın ve güçlü bir kuruluştur)." (Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen:
Cihat İmer, Remzi Kitabevi, 1989, s. 136)
Atatürk'ün büyük bir güven ve saygı duyduğu, milli egemenliği tek amaç
edinmiş Türk ordusu, kanının son damlasına kadar vatan toprakları uğrunda
mücadele etme azmi göstermiştir. Güvene ve övgüye layık olan Kahraman
Türk ordusu büyük bir zaferle; düşmandan arındırıp, kanlarıyla suladığı
Türk toprağını, yüce Türk Milleti'ne armağan etmiştir. Başkomutan Atatürk
kahraman Türk ordusunun büyük zaferini şu sözleriyle Türk halkına müjdelemiştir:
"Büyük
Türk Milleti, ordularımızın kabiliyet ve kudreti, düşmanlarımıza dehşet,
dostlarımıza güven verecek bir mükemmelliyetteydi. Millet orduları ondört
gün içinde büyük bir düşman ordusunu yok etti. Dört yüz kilometre aralıksız
bir takip yaptı. Anadolu'daki işgal edilmiş bütün topraklarımızı geri
aldı." (Atatürk Bir Çağ'ın Açılışı - Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak, s.384)
Türk ordusunun, düşman süngüsüne gözünü kırpmadan, vatan uğruna göğüs
gererek kahramanca savaşmasından duyduğu büyük gururu Atatürk sözlerinde
şöyle ifade etmiştir:
"Tarihte bütün bir vatanı, çok üstün düşman kuvvetleri
karşısında son toprak parçasına kadar karış karış kahramanca ve namuskarane
müdafaa etmiş ve yine varlığını koruyabilmiş ordular görülmüştür. Türk
ordusu, o cevherde böyle bir ordudur. Yeter ki ona kumanda edenler, kumanda
edebilmek evsafına haiz bulunsun." (Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen:
Cihat İmer, Remzi Kitabevi, 1989, s. 135)
"Kahraman Türk ordularının kazandıkları büyük zaferlerden, şahsıma
düşmüş olan vazifeleri yapabilmişsem çok bahtiyarım. Yalnız bu noktada
bir gerçeği açıklamak için söylemeliyim ki: Benim ordularımı ve sevk ve
tevcih ettiğim (gönderdiğim ve yöneltiğim) hedefler, esasen ordularımın
her erinin, bütün subaylarının ve kumandanlarının görüşlerinin, vicdanlarının,
azimlerinin, mefkurelerinin (ülkülerinin) yönelmiş olduğu hedefler idi."
(Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen: Cihat İmer, Remzi Kitabevi, 1989,
s. 137)
Başkomutanlığını yaptığı Kurtuluş Savaşı zaferinin tek sahibi olarak
Türk ordusunu gösteren Atatürk, Türk erinden duyduğu memnuniyet ve güveni
şu sözleriyle dile getirmiştir:
Türk neferi kaçmaz, kaçmak nedir bilmez. Eğer Türk neferinin
kaçtığını görmüşseniz, derhal kabul etmelidir ki, onun başında bulunan
en büyük komutan kaçmıştır." (Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen:
Cihat İmer, Remzi Kitabevi, 1989, s. 137)
"Öleni
görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur (yılgınlık)
bile gösteremiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuran'ı Kerim,
Cennete girmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler, kelime-i şahadet getirerek
yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak
ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini
kazandıran bu yüksek ruhtur." (Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen:
Cihat İmer, Remzi Kitabevi, 1989, s. 136)
Atatürk, Türk askerinin, vatan sevgisini ve imanını anlatarak, eşsiz
özelliklerin tarifini bu sözlerinde yapmıştır. Türk askerlerinin birlik
olup oluşturduğu, üstün gücü ise şöyle tarif etmiştir:
"Benim için ordumuzun kıymetini ifadede ölçü şudur:
Türk ordusunu bir kıtası muadilini behemahal mağlup eder. İki mislini
durdurur ve tespit eder (ve yerine çiviler)." (Atatürk'ten Seçme
Sözler, Derleyen: Cihat İmer, Remzi Kitabevi, 1989, s. 134)
Türk ordusunun, Kurtuluş Savaşı'ndaki çetin ve ani saldırıları karşısında
şaşkına dönen Türk düşmanlarının, kahraman ordumuz ve onun büyük kumandanı
Mustafa Kemal 'e duydukları hayranlığın ifadesi olan, yorumları ise şöyledir:
Gelibolu yarım adasının İngiliz başkomutanı Hamilton:
"Çok mükemmel komuta edilen ve cesaretli dövüşen
Türk ordusuna karşı savaşıyoruz."
General Aspinal:
"Tarihte bir tümen komutanının üç ayrı cepheye,
duruma nüfuz ederek, yalnız bir harbin gidişine değil, bir cephenin akibetine,
hatta milletin kaderine tesir edecek, vaziyet yaratmanın bir eşine çok
nadir rastlanır." (Atatürk, Bir Çağ'ın Açılışı, Ord. Prof. Dr. Sadi
Irmak, s. 383)
Vatanın her yerinde destanlar yazan, şanını tüm uluslara duyuran büyük
Türk ordusuna Atatürk şu sözlerle hitap etmiştir.
"Türk
ordusu! Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha
sağlam askere rastgelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin
en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle hiçbir korkunun
yıldırmadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı sonunda alt eden büyük
gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi kendime aziz bir
borç bilirim." (Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen: Cihat İmer, Remzi
Kitabevi, 1989, s. 138)
Memleketin büyük bir sıkıntı içinde olduğu dönemde bile büyük bir zafer
kazanan Türk ordusundan Atatürk'ün Türk Milleti adına bir de beklentisi
vardır. Bu beklenti, zor zamanlarda gösterilen çabanın Cumhuriyet'in hakim
olduğu dönemde de sürdürülmesidir. Vatanın bölünmez bütünlüğünün korunmasına,
halkın her türlü kargaşa ve anarşiden uzak, refah içinde yaşamasına yönelik
gösterilecek bu çabayı Atatürk şöyle ifade etmektedir:
"Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan,
her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!
Memleketi, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket
ve musibetlerden ve düşman çizmelerinden nasıl korumuş ve kurtarmışsan,
Cumhuriyet'in bugünkü verimli devrinde de askerlik tekniğinin bütün çağdaş
silah ve araçlarıyla donanmış olarak görevini aynı başarılılıkla yapacağına
hiç kuşkum yoktur." (Atatürk'ten Seçme Sözler, Derleyen: Cihat İmer,
Remzi Kitabevi, 1989, s. 138)
Hiç şüphesiz şanlı ordumuz, Ata'nın bu isteğini, halkına verdiği güven
ve gururla yerine getirerek, dünyada Türk Silahlı Kuvvetleri olarak şanlı
tarihiyle yerini almaktadır. Büyük bir görev aşkıyla bu görevi yerine
getiren Türk Silahlı Kuvvetleri, Atatürk'ün çizdiği yolda emin adımlarla
taviz vermeden şerefle yürümekte, Türk halkının özgürlüğüne karşı oluşan,
gizli ve açık her türlü tehditle mücadele etmektedir.
|