Yeni Masonik Düzen

Daha önce böyle bir kitap okumuş olamazsınız. Çünkü böyle bir kitap daha önce hiç yazılmadı...


Bu kitapta, görünüşte birbirinden çok farklı ve tarihsel açıdan aynı kategoriye konamayacak konular birbiri ardına incelenmektedir. Çünkü bu kitapta öne sürülen -ve de ispatlanan- tez, tarihsel olayların arkasında, yüzeysel bir bakışla fark edilemeyecek bazı gizli bağlantılar olduğudur. Yeni Masonik Düzen, işte bu bağlantıları birleştirerek dev bir bütüne ulaşmakta ve Ortaçağ'ın sonundan günümüze uzanan dünya tarihinin içindeki gizli bir dinamiği ortaya çıkarmaktadır.

Anlaşılmaktadır ki; günümüzdeki seküler dünya düzeni, "birileri" tarafından kurulmuştur ve halen onlar tarafından yönetilmektedir.



Terörün Perde Arkası

Karanlık bir dünyadaki karanlık ilişkiler, mafya-Gladio-gizli servisler, terör örgütleri, silah tüccarları ve farklı ideolojilerin ortak teröristleri...


Terörizmin dünyası son derece karmaşık ve muğlaktır. Hiç umulmadık ilişkiler hiç mulmadık gruplar arasında yaşanabilir. İstihbarat örgütleri ile terörist gruplar arasında ya da zıt görünen terörist grupların kendi aralarında beklenmedik bağlantılar kurulabilir. Bu kitap, bu beklenmedik bağları gözler önüne sermektedir. Ayrıca terörizme karşı savaş verme iddiasındaki güçlerin, kendi çıkarlarına uygun olan terörü nasıl beslediklerini de göstermektedir.

Terörün karanlık dünyası hakkındaki gerçekleri öğrenmek istiyorsanız, bu kitabı okuyun.



İsrail'in Kürt Kartı

İsrail, Ortadoğu'daki ayrılıkçı Kürt hareketlerinin her zaman en önde gelen destekçisi oldu. Şimdiye kadar örtülü kalan bu gerçek, bu kitapta tüm yönleriyle gözler önüne seriliyor.

Türkiye'de "Amerika'nın Kürt Kartı"ndan şimdiye dek çokça söz edildi. Ancak Kürt sorununun siyasi boyutuyla ve özellikle de bir "Kürt Devleti" hedefiyle çok yakından ilgili olan bir başka ülkenin üzerinde yeteri kadar durulmadı.
Bu kitap, bu önemli açığı gidermekte ve söz konusu ülkenin, yani İsrail'in Kürt sorunundaki rolünü ve bu rolün nedenini ayrıntılı bir biçimde gözler önüne sermektedir.




Gizli El Bosna'da

Sırplar ile Batı arasındaki gizli ilişki, ilk kez bu kitapla gözler önüne seriliyor. Bosna'da yaşanan vahşetin gerçek hikayesini, sadece bu kitapta okuyabilirsiniz.

Sırplar, 1992 ile 1995 yılları arasında Bosnalı Müslümanlara karşı sistemli bir soykırım yürüttüler. Batı'nın bu vahşet sırasında izlediği politika ise, sanıldığı gibi "tepkisizlik" değildi. Batı'nın içindeki bir tür "gizli el", Sırpları çok profesyonel yöntemlerle destekledi.

Bu kitap, söz konusu "gizli el"i oluşturan güç odakları ile Belgrad arasındaki gizli ittifakın ayrıntılarını ortaya çıkarmaktadır. Bu ittifakın, Sırp milliyetçiliğinin tarihsel gelişimi içinde nasıl doğup geliştiğini ve Bosna'daki savaşı ne tür yöntemler kullanarak perde arkasından yönettiğini gözler önüne sermektedir.




Yahudilik ve Masonluk

Masonluğun iç yüzünü ortaya çıkaran ünlü klasik...

Yahudilik ve Masonluk 1986 yılında yayınlandıktan sonra büyük bir ilgi uyandırdı ve şimdiye dek 100 bine yakın baskı yaptı. Çünkü kitap, hakkında çok konuşulan ama çok az şey bilinen mason örgütünün gerçek kimliğini gözler önüne seriyor ve bunu da sadece masonların kendi kaynaklarına dayanarak yapıyordu. Türkiye'deki pek çok insan, örgütü bu kitap sayesinde tanıdı.

Eğer bu klasiği hala okumamışsanız, geç kalmışsınız demektir. Daha fazla geç kalmayın.




Soykırım'ın Perde Arkası

Alman ırkçısı olan Naziler ile Yahudi ırkçısı olan Siyonistler, 1930'lu yıllarda son derece gizli ve etkili bir ittifak kurmuşlardır. Ortak amaç, Almanya'da ve Alman işgali altındaki topraklarda yaşayan Yahudiler'in Filistin'e gönderilmesidir.

II. Dünya Savaşı sırasında Alman işgalindeki topraklarda kurulan toplama kamplar hakkında gizli kalmış gerçekleri bu kitapta okuyacaksınız.



Milli Strateji

Dış politikada alternatif görüşler...

Bu kitap, yeni bir bakış açısıyla Türkiye'nin mevcut dış politika anlayışını masaya yatırmakta ve bazı alternatifler öne sürmektedir.

Kitapta, öncelikle izlenmekte olan Ortadoğu politikası incelenmekte ve Türkiye'nin bu konudaki "stratejileri" ele alınmaktadır. Bunun yanısıra, Türkiye'nin diğer iki temel dış politika yönü olan Balkanlar ve Kafkasya/Orta Asya eksenleri incelenmekte ve strateji alternatifleri sunulmaktadır.

Türkiye'nin dış politikasından tatmin olmayan, daha güçlü ve daha etkin bir ülke isteyen herkes bu kitabı okumalıdır. Milli Strateji, içindeki alternatifleri benimsemeseniz bile, en azından açtığı "ufuk" sayesinde dış politika kavramınıza yeni şeyler katacaktır.

Devlete Bağlılığın Önemi

Bu kitabın hazırlanmasının temel amacı,"devlet karşıtı" akım ve fikirleri savunanların ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduklarını göstermek ve toplumun her ferdini devletimize sahip çıkmaya çağırmaktır.

Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün sarsılmaz temeller üzerine kurduğu büyük ve güçlü bir devlettir. Kesin olarak bilinmelidir ki, gücünü Yüce Türk Milleti'nin üstün vasıflarından alan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin aleyhindeki her hareket hezimete uğramaya mahkumdur.

Bölücü ideolojilerin peşinde koşan, devleti yıkmak, parçalamak ya da ele geçirmek gibi hain ve alçakça hayallere kapılanlar devletimize hiçbir zarar veremez, tam aksine kendilerini yıkıma sürüklerler. Sözkonusu kimseler, bu açık gerçek üzerinde düşünmeli ve içine girdikleri yolun çıkmaz bir yol olduğunu çok geç olmadan idrak etmelidirler.




Makaleler 1-3

Bu kitaplar, Harun Yahya'nın 1994-2000 yılları arasında, farklı gazete ve dergilerde yayınlanmış çok çeşitli konulardaki bazı yazılarını içermektedir. Dikkat çekici olan, yazarın, tüm konuları ele alırken detaylı bir analiz yapmasıdır. Her makalede iddialar somut kaynaklara dayandırılmış, kullanılan kavramların hangi mantıklara oturduğu izah edilmiştir. Sonuçta her makale, okuyucunun akıl ve sağduyusuna seslenmektedir ve ona muhtemelen daha önce fark etmediği veya üzerinde düşünmediği gerçekleri anlatmaktadır.



İslamın Kışı ve Beklenen Baharı

Bu kitap yazılırken amaçlanan, dünyanın dört bir yanındaki mazlum Müslümanların durumlarını tüm açıklığıyla ortaya koymak ve vicdanlı insanları bu gerçeği düşünüp çözüm yolları aramaya davet etmektir.


İçinde bulunduğumuz devir, gaflete kapılmaya, sessiz kalmaya, umursuz davranmaya, dünya hayatının kısa yararının peşine düşmeye, nefsani tartışma ve çekişmelerle vakit öldürmeye uygun bir devir değildir. Milyonlarca Müslüman bu kadar büyük bir zulüm altındayken İslam için bir çaba içerisinde olmamak, çok büyük bir vicdansızlık olur. Ve kuşkusuz insanı ahirette büyük bir vebal altında bırakır.



Türk'ün Dünya Nizamı

Türk Milleti'nin kurduğu 16 güçlü devletin yönetiminde gösterdiği üstün kabiliyetle tüm dünya milletlerine örnek olmasının nedeni farklı etik kökene mensup toplulukları, barış, huzur ve güvenlik içerisinde yaşatma becerisidir. Bu kitapta Türk Milleti'nin adaletli ve hoşgörülü yönetim anlayışı tarif edilmekte, 21. yüzyıla adım attığımız bu günlerde Türkiye'nin geleceğe dair misyonunun, tarihteki Türk devletlerinin büyüklüğüne yakışır nitelikte olması gerektiğini vurgulamaktadır.




Milli Birliğin Önemi

Devletimiz, bütün kurumlarıyla, her geçen gün bu yoldaki mücadelesinde önemli mesafeler katetmektedir. Milletimizi birbirine kenetlemeyi, daha da sağlıklı ve kuvvetli bir bağla birbirine bağlamayı hedefleyen bu hareketler, ideolojik, siyasi veya şahsi gerekçelerle bazı kimseler tarafından eleştirilse de, sonuç itibarıyla hep milletimizin faydasına ve hayrına olacak davranışlardır.

Bu kitabın amacı da toplumun her ferdini milletimize sahip çıkmaya çağırmaktır.




Darwinizm'in Kanlı İdeolojisi: Faşizm

Faşizm, 20. yüzyılda doğmuş ve yayılmış bir ideoloji olarak bilinir. I. Dünya Savaşı'nın hemen ardından dünyada hızla yayılmış, Almanya ve İtalya başta olmak üzere Yunanistan, İspanya ve Japonya gibi ülkelerde faşist yönetimler iktidarı ele geçirmişlerdir. Bu ülkelerde yaşayan insanlar faşist yönetimlerin baskıcı ve şiddet yanlısı yönetimleri yüzünden çok büyük acılar çekmişler ve insanlık dışı vahşetlere maruz kalmışlardır. Çözümü ise bu güç ve şiddet karşısında sinmekte bulmuşlardır. Kavganın, kaba kuvvetin, saldırganlığın, kan dökücülüğün, şiddetin hakim olduğu bu sistemlerde, başta bulunan faşist diktatör ve yönetici kadro, kurdukları milis organizasyonlar, gizli polis örgütleri ve faşist birliklerle toplum üzerinde terör estirmişlerdir. Üstelik faşist ideolojiyi, eğitimden kültüre, dinden sanata, devlet yapısından askeri sisteme, polis teşkilatından insanların özel yaşamına dek hemen her alanda hayata geçirmişlerdir. Faşizmin başlattığı II. Dünya Savaşı ise, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri olmuş ve ardında 55 milyon ölü bırakmıştır.

Bu kitabın kaleme alınmasındaki amaç kimi zaman "dindar" görünümüne bürünen faşizmin bu maskesinin indirilmesi, faşizmin gerçekte hak dine karşı bir sistem olduğunun ortaya çıkarılmasıdır.


İslam Terörü Lanetler

Din, sevgiyi, merhameti, barışı emreder. Terör ise dinin zıttıdır; acımasızdır, kan dökmek, öldürmek, acı çektirmek ister. Dolayısıyla bir terör eylemine fail ararken, kaynağı dindarlıkta değil, dinsizlikte aramak gerekir. Olayın kökenini, faşist, komünist, ırkçı, materyalist düşüncedeki insanlarda aramak gerekir. Teröristlerin hangi ismi taşıdığı, kimliklerinde ne yazdığı önemli değildir. Bir kişi masum insanları göz kırpmadan öldürüyorsa, dindar değil dinsizdir. Allah'tan korkmayan, tek amacı kan dökmek ve acı çektirmek olan bir canidir. Bu nedenle, "İslami terör", "Yahudi terörü", "Hıristiyan terörü" son derece hatalı kavramlardır.

Çünkü İslam dininde ve diğer iki ilahi dinde hiçbir şekilde teröre yer yoktur. Aksine, İslam'a göre "terör" olarak adlandırdığımız eylemler (yani masum insanlara karşı işlenen cinayetler), büyük bir suçtur ve Müslümanlar bu eylemleri engellemek, yeryüzüne barış, huzur ve adalet getirmekle sorumludurlar.




Komünizm Pusuda

Komünizm, geçtiğimiz 20. yüzyıla damgasını vurmuş bir ideolojidir. Ama bu damga, sadece baskı, zulüm, kan ve gözyaşı doludur. Tarihçilerin hesaplamalarına göre, sadece bu ideoloji nedeniyle 20. yüzyıl boyunca 120 milyon insan öldürülmüştür. Bunlar, bir savaş sırasında cephede ölen askerler değil, komünist devletlerin kendi halklarının içinden öldürdükleri sivillerdir. 100 milyon erkek, kadın, yaşlı, küçük çocuk, bebek, sadece "komünizm" denen bu soğuk, katı, sert ve vahşi ideoloji nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Dahası, komünist rejimler tarafından temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılan, göçe zorlanan, sistemli olarak kıtlıkla yüz yüze getirilen, hapsedilen, çalışma kamplarında köle olarak kullanılan on milyonlarca insan vardır. Milyonlarca insan da komünist gerilla gruplarının, terör örgütlerinin kurşunlarına hedef olmuş veya hedef olma korkusu altında yaşamıştır.

Peki bu ideolojinin kökeni nedir? Nasıl olmuştur da bu kadar kanlı ve acımasız bir dünya görüşü, dünyanın dört bir yanında taraftar bulmuş, devrimlerle iktidara gelmiş, milyonları ardından sürüklemiştir? Komünizm nereden doğmuş, nasıl büyümüş ve nasıl sona ermiştir? Gerçekten sona ermiş midir, yoksa hala dünyayı ve ülkemizi tehdit etmekte midir?

Bu kitapta bu soruların cevaplarını ortaya koyacağız.


Gerçek Atatürkçülük

Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in yılmaz bekçileri olarak, O'nun mirasını gereği gibi taşıyabilmek için, "Gerçek Atatürkçülük"ün nasıl olması gerektiğini doğru kavramak gerekir. Bu önemli gerçeğin kavranması bilinçli her Türk ferdi için büyük bir vazife ve sorumluluktur
.

Bu kitabın amacı, Türk insanını Atatürk'ün gerçek kişiliği ve görüşleri hakkında bilinçlendirmek ve "Gerçek Atatürkçülük"ü hatırlatmaktır. Aynı zamanda Atatürk'ün ve onun ilkelerinin en yakın takipçisi ve koruyucusu olan Türk ordusunun üstün şeciye ve karakterini, "Gerçek Atatürçülük"ün günümüzdeki en güzel ve canlı örneği olarak gözler önüne sermektir.