DEVEKUŞLARI
(O KADAR BÜYÜK Kİ UÇAMIYOR!)
Devekuşları
dünyadaki en büyük kuşlardır. Boyları bizim boyumuzdan daha uzundur.
Bir devekuşu yaklaşık 2,5 metre uzunluğunda ve ortalama 120 kilo ağırlığındadır.Orta
Afrika'da gruplar halinde yaşayan bu kuşlar uçma kabiliyetine sahip
değildirler. Ama Allah onlara düşmanlarından kaçmaları için başka bir
özellik vermiştir. Uzun bacaklarıyla çok hızlı koşarlar, o kadar hızlıdırlar
ki, hiçbir insan koşarak onlara yetişemez. Devekuşu hayvanlar alemindeki
en hızlı koşan iki bacaklı hayvandır ve 1 saatte yaklaşık olarak 70
kilometrelik bir hıza ulaşabilmektedir. Ve şimdi size çok ilginç bir
şey söyleyelim: Devekuşunun her bir ayağında sadece iki parmağı vardır,
biliyor musunuz? Üstelik bu parmakların biri diğerinden çok daha büyüktür.
Ve devekuşları yalnızca bu büyük parmaklarının üzerinde koşarlar.
Ayrıca,
devekuşları hızlı koşmalarını sağlayan uzun bacakları sayesinde usta
bir dövüşçüdürler. Ayaklarıyla tekme atarlar ve pençeleriyle düşmanlarına
karşı rahatça kendilerini savunurlar.
Dünyanın
bu en büyük kuşunun yumurtası da kuş yumurtalarının en büyük olanıdır.
Bu dev yumurtalar için kumda geniş bir çukur kazar ve buraya tüm yumurtaları
yerleştirirler. Fakat 10-12 tane yumurtladıklarında çukurun büyüklüğünü
de ona göre ayarlamaları gerekir. Eğer devekuşu, çukuru, kumda değil
de toprakta açsaydı, bu çok zaman alırdı ve kuşun çok fazla enerji harcamasına
sebep olurdu. Gerçekten de kumun taşınması, toprağa göre daha kolaydır.
Kumu elinizle bile eşeleyebilirsiniz, fakat toprak için en azından bir
kürek gereklidir. İşte bu nedenle, Allah'ın ilhamıyla hareket eden devekuşları
kazmak için toprağı değil de en az emek harcadıkları kumu tercih ederler.
Sonra da yumurtaların üzerini kolayca yine kumla örterler.
Devekuşları
hakkındaki bir diğer ilginç bilgi de sürüdeki bütün yumurtaların bakımını
tek bir dişinin üstlenmesidir. Ancak yuva belli sayıda yavruyu barındırabildiği
için bu dişi önceliği kendi yumurtalarına verecektir. Devekuşları kendi
yumurtalarını kabukların üzerindeki hava delikleri sayesinde ayırt ederler.
Yumurtadan
çıkan yavrular savunmasızdır. Her an yırtıcı bir kuşa yem olabilirler.
Ancak, yavrular bir tehlike ile karşılaştıklarında kendilerini korumak
için yere yamyassı serilerek ölü taklidi yaparlar. Bu şekilde, düşmanları
onların ölü olduğunu düşünerek onlara saldırmaz. Bu taklidi bütün yavrular
aynı şekilde uygular.
Daha
dünyaya yeni gelen bir kuşun bunu akletmesi veya öğrenmesi imkansızdır!
Peki, o zaman nasıl olur da bir kuş doğar doğmaz adeta bir tiyatrocu
gibi böyle bir rol yapma yeteneğine sahip olabilir? Cevap çok açıktır.
Allah, "Rab" yani eğiten, öğreten sıfatıyla başka hiçbir savunmaları
olmayan bu yavrucaklara böyle etkili bir korunma tekniğini öğretmiştir.
SÜSLÜ
TAVUS KUŞU (HAYVANLAR ALEMİNİN EN SÜSLÜSÜ)
Eğer
hayvanat bahçesine gitmişseniz, sizlere şov yapan, mükemmel görünümlü
bir tavus kuşu mutlaka görmüşsünüzdür. Tavus kuşlarının en önemli özellikleri,
hayal bile edilemeyecek güzellikte renklerle bezenmiş bir kuyruğa sahip
olmalarıdır. Ancak burada tarif edilen kuyruğun sahibi sadece erkek
tavus kuşudur.
Başı
ve boynu mavi olan tavus kuşunun, kuyruğundaki "telek" adlı tüyleri
yaldızlı yeşil renkli olup uçlarında da bu mükemmel sanatı tamamlayan
yuvarlak benekli bir bölüm bulunmaktadır.
Ancak, bu muhteşem
görüntüyü her zaman göremezsiniz. Görebilmek için tavus kuşlarının çiftleşme
zamanını beklemeniz gerekir. Erkek tavus kuşu kuyruğunu yalnızca çiftleşme
gösterisi sırasında, dişinin dikkatini çekmek için yelpaze biçiminde
açar.
Burada
düşünmemiz gereken şudur: Kendini göremeyen tavus kuşu kuyruğunu açınca
bu kadar güzel ve çekici göründüğünden nasıl emin olabilir? Bunun biri
tarafından öğretilmesi gerekli değil midir? Şüphesiz ki böylesine bir
güzelliği yaratan Rabbimiz onu en güzel şekilde kullanmasını da ilham
etmiştir.
Peki
ya böylesine kusursuz bir görüntü, tavus kuşunun kendi çabasıyla oluşabilir
mi? Ya da bu hayranlık uyandıran renk uyumu tesadüfen meydana gelebilir
mi? Elbette bunlar imkansızdır. Size bir arkadaşınız gelse ve evinizdeki
bir tablonun tesadüfen, kendi kendine, boyaların dökülmesiyle meydana
geldiğini söylese inanır mısınız? Elbette inanmazsınız!. O halde tavus
kuşunun hiçbir tablo ile kıyaslanamayacak kadar mükemmel kuyruğu da
kendiliğinden meydana gelmemiştir. Bu renk uyumunu ve estetiği görüp
de hayran olmayan insan yoktur. Çünkü bu kusursuzluğu yaratan Allah'tır.
TAKLİTÇİ
KUŞ: PAPAĞAN
Papağanlar
dünyanın sıcak bölgelerinde kalabalık bir arkadaş grubuyla yaşayan çok
renkli sosyal kuşlardır. Yiyeceklerini arkadaşlarıyla paylaşma cömertliği
göstermeleri son derece ilginçtir. Tropikal ormanlarda, papağan sürüleri
ağaçların üstünde çığlıklar atarak uçuşurlar. Başka bir sürünün verdiği
yanıtlardan, meyve dolu ağaçların yerlerini öğrenirler.
Papağanlar yiyeceklerini
ayaklarıyla tutup sanki sandviç yiyormuş gibi ısırırlar. Evcil papağanların
en sevdiği yiyeceklerden biri, bizim de severek yediğimiz çekirdektir.
Yuvarlak dillerinin yardımıyla, yenmesi biraz zahmet isteyen çekirdeğin
kabuğunu kolayca ikiye ayırıp içini yerler.
Yılda
2 ile 8 arasında yumurta yaparlar. Kuluçka döneminde (yani yavrular
daha yumurtada iken) erkek ve dişi papağanlar sırayla yumurtanın üstüne
otururlar. Tüysüz olarak yumurtadan çıkan yavrular, anne ve babasının
ağızlarında onlar için hazırladığı sindirilmiş yiyeceklerle beslenirler.
Papağanların
en büyük özelliği sesleri taklit etmeleridir. Çok sık duydukları kelimeleri
aynen söyleyebilirler. Ama söylediklerini kendileri anlamazlar, yalnızca
duydukları sesin aynısını çıkarırlar. Hatta zil ve telefon sesini bile
taklit ederler. O yüzden evde papağan besliyorsanız sık sık kapının
ve telefonun çaldığını sanabilirsiniz.
Bu
parlak renkli ve konuşkan hayvanlar yeryüzünde yaratılmamış olsaydı,
bizim böyle bir canlının varlığını hayal bile edemezdik. Yani keşke
papağan diye rengarenk bir kuş olsaydı ve insanların konuşmalarını taklit
edebilseydi diye düşünemezdik bile. Allah'ın bize öğretmediği ya da
göstermediği hiçbir şeyi kendi başımıza tasarlayamayız, hayal bile edemeyiz.
Yaratma, örneksiz ve benzersiz var etme sıfatları yalnızca yüce Rabbimize
aittir. Bu gerçek Kuran'da şöyle bildirilmiştir:
O
Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir,
‘şekil ve suret' verendir... (Haşr Suresi, 24)
Allah
bizim için böyle çeşit çeşit güzellikler yaratır. Her an her yerde sürekli
bize mucizelerini gösterir. Tüm bunların karşısında Allah'ın bizden
istediği ise bu mükemmel yaratmasındaki sonsuz güzellikleri görüp O'na
şükretmemiz, yani O'na teşekkür etmemiz ve O'nu hiçbir zaman aklımızdan
çıkarmamızdır.
|