BALIKLARIN SÜRÜNGENE DÖNÜŞTÜKLERİ
YALANI

Evrimciler,
sürüngenlerin balıklardan oluştuklarını söylerler. Onlara
göre balıklar bir gün denizlerde yiyecek azalınca karaya
çıkmaya karar vermişler ve sonra karada yaşayabilmek için
sürüngenlere dönüşmüşlerdir. Gördüğünüz gibi bu çok komik
bir iddiadır. Çünkü karaya çıkan bir balığa ne olacağını
herkes çok iyi bilir: BALIK ÖLÜR.
Siz
hiç balık tutmaya gitmiş miydiniz? Bir düşünün! Bir balık
oltanıza takılsa, sonra onu alıp kurtarsanız ve evinizin
bahçesine koysanız ne olur? Demin de söylediğimiz gibi
bu balık kısa sürede ölür. Bir gün çok balık tutsanız
ve bunların hepsini bahçenize götürüp koysanız ne olur?
Yine tüm balıklar ölür.
İşte
evrimciler bunu kabul etmezler. Derler ki bu balıklardan
biri bahçede ölümü beklerken aniden değişime uğradı ve
bir sürüngen oldu ve yaşamaya devam etti! ASLA BÖYLE BİR
ŞEY MÜMKÜN DEĞİLDİR!
 Evrimcilere
göre bir gün balıklar karaya çıkmaya karar vermişler
ve kara canlılarına dönüşmüşlerdir. Halbuki karaya
çıkan balık ÖLÜR! |
Çünkü
bir balığın karada yaşayan hayvanlardan çok farkı vardır
ve bunların hepsi tesadüfen bir anda oluşamaz. Bakın bu
balığın karada yaşamak için ihtiyaç duyacağı şeylerden
birkaçını size sıralayalım:
1. Balıklar suda yaşadıkları için
solungaçları ile nefes alıp verirler. Ancak karada solungaçları
ile yaşayamaz ve ölürler. Bunun için bir akciğere sahip
olmaları gerekir. Peki diyelim ki bir balık karaya çıkmaya
karar verdi. Kendisine bir akciğer nereden bulacaktır?
2. Balıkların bizim gibi bir böbrek
sistemleri yoktur. Ancak karada yaşayabilmeleri için buna
da ihtiyaçları vardır. Herhalde balık karaya çıkmaya karar
verdiğinde, kendine bir de böbrek bulmuştur bir yerlerden!
3. Balıkların ayakları yoktur.
Bu yüzden karaya çıktıklarında yürüyemezler. Acaba karaya
çıkmayı ilk başaran balık bu ayağı nasıl bulmuştur? Böyle
bir şey imkansız olduğuna göre evrimcilerin bu konuda
da yalan söyledikleri ortaya çıkmaktadır.
Bunlar
bir balığın karada yaşayabilmesi için sahip olması gereken
binlerce özellikten sadece üç tanesidir.
Ayrıca
eğer balıklar sürüngenlere dönüşselerdi milyonlarca balık sürüngen arası,
ara tür fosiline rastlanması gerekirdi. Yani yarım ayaklı, yarım akciğerli
ve yarım böbrekli birçok canlı yaşamış olmalıydı. Ve biz de bugün onların
fosillerine rastlamalıydık. Ancak böyle bir fosil yoktur.
Coelecanth İsimli Balık Hakkında
Evrimciler
yıllarca Coelecanth (sölekant) isimli bir balığı karaya çıkmak üzere
olan bir ara tür olarak tanıttılar. Bütün kitaplarında, dergilerinde
bu balığı evrimin delili gibi gösterdiler. Coelecanth'ın soyu tükenmiş
bir balık olduğunu yani günümüzde yaşamadığını zannediyorlardı. Bu yüzden
bu balığın fosiline bakarak bir sürü yalan uydurdular.
Evrimciler
Coelecanth balığının sürüngene dönüşmeye başlayan
bir balık olduğunu iddia ediyorlardı. Sonra bir
gün yaşayan bir Çoelecanth bulundu ve evrimcilerin
yalan öyledikleri anlaşıldı. Çünkü Coelecanth
gerçek bir balıktı.
|
Ancak bir gün
bir balıkçı denizde avlanırken bu balıktan yakaladı. Sonra bu balıktan
birçok kez daha yakalandı. Ve görüldü ki Coelecanth normal bir balıktı.
Hiç de evrimcilerin iddia ettikleri gibi karaya çıkmaya hazırlanmıyordu.
Evrimciler Coelacanth'ın fosiline bakıp "bu balık sığ sularda yüzüyordu,
yani karaya çok yakındı, neredeyse karaya çıkacaktı" demekteydiler.
Halbuki Coelecanth, sığ sularda değil, çok derin sularda yaşıyordu.
Yani Coelecanth evrimcilerin söylediği gibi bir ara tür değildi. Gerçek
bir balıktı. Evrimcilerin bunun gibi daha birçok yalanları da ortaya
çıkmıştır.
|