Tufan'dan Söz Eden Din
ve Kültürler
Hak dini tebliğ eden peygamberlerin ağzından
hemen her kavme duyurulmuş olan Tufan, zamanla çeşitli dejenerasyon
ve eklemelerle karıştırılarak, sözü edilen toplumların efsaneleri
haline dönüştürülmüştür.
Allah, Nuh Tufanı'nı, insanlara bir ibret ve ders konusu
teşkil etmesi için farklı toplumlara gönderdiği peygamberler
ve kitaplar yoluyla aktarmıştır. Ancak her defasında metinler
orijinalinden uzaklaştırılmış ve Tufan anlatımlarına mistik,
mitolojik öğeler katılmıştır. Arkeolojik bulgularla uyuşan
ve onları tasdik eden tek kaynak ise Kuran'dır. Bunun tek
nedeni Allah'ın Kuran'ı en ufak bir değişikliğe uğramadan
korumuş olması ve aslının bozulmasına izin vermemesidir.
Kuran, "hiç şüphesiz zikri (Kuranı) biz indirdik biz;
onun koruyucuları da biziz" (Hicr Suresi, 9) hükmüne
göre, Allah'ın özel koruması altındadır.
Sitemizin bu sayfasında tufanla ilgili son olarak olayın-oldukça
bozulmuş olmakla birlikte-çeşitli kültürlerde, ayrıca Tevrat
ve İncil'de nasıl yer aldığını inceleyeceğiz.
Tevrat'ta Nuh Tufanı
Hz. Musa'ya indirilmiş hak kitap olan Tevrat,
bilindiği gibi zamanla orijinalliğini yitirmiş, bazı kısımları
Yahudi toplumunun önde gelenleri tarafından değiştirilmiştir.
Hz. Musa döneminden sonra İsrailoğulları'na gönderilen peygamberlerin
bildirdikleri de aynı sona uğramış ve tahrif edilmiştir.
Dolayısıyla orijinalliğini kaybetmiş olan "Muharref
Tevrat"ın bu özelliği, bizim ona bir kutsal kitaptan
çok, bir tarih kitabı gibi bakmamızı gerektirir. Nitekim
M. Tevrat'ın bu yapısı ve barındırdığı çelişkiler, -bazı
bölümlerinde Kuran ile paralellikler içermekle birlikte-,
Nuh kıssasında da kendini gösterir.
Tevrat'a göre, Allah, Hz. Nuh'a yeryüzünün zorbalıklarla
dolu olması sebebiyle, inananların dışındaki tüm insanların
yok edileceğini bildirir. Bunun için kendisine gemi yapmasını
emreder ve gemiyi nasıl yapacağını etraflıca tarif eder.
Ayrıca, gemiye ailesiyle beraber üç oğlunu ve onların üç
karısını ve tüm canlılardan ikişer adet ve bir takım yiyecek
erzak da almasını söyler.
Yedi gün sonra Tufan vakti geldiğinde, yerin bütün kaynakları
yarılmış, göklerin pencereleri açılmış ve büyük bir sel
ortaya çıkmıştır. Bu kırk gün, kırk gece devam etmiştir.
Gemi, bütün yüksek yerleri ve dağları örten sular üzerinde
yüzmüştür. Böylece Hz. Nuh ile beraber gemide olanlar kurtulmuşlar,
geride kalanlar ise Tufan'ın sularına kapılıp gitmiş ve
boğularak ölmüşlerdir. 40 gün 40 gece süren tufandan sonra
yağmurlar kesilmiş ve bundan 150 gün sonra sular alçalmaya
başlamıştır.
Bunun üzerine gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde,
Ararat (Ağrı) dağları üzerine oturur. Hz. Nuh, suların iyice
çekilip çekilmediğini anlamak için birkaç defa güvercin
yollar ve sonunda güvercin geri dönmeyince suların iyice
çekildiği anlaşılır. Bunun üzerine Allah da Hz. Nuh'a yeryüzüne
yayılmaları için gemiden çıkmalarını söyler.
Tevrat'ta yer alan Nuh Tufanı ile ilgili bazı bölümler şöyledir:
Ve Allah Nuh'a dedi:
Önüme bütün beşerin sonu geldi; çünkü onların sebebiyle
yeryüzü zorbalıkla doldu, ve işte, ben onları yeryüzü
ile beraber yok edeceğim. Kendine gofer ağacından bir
gemi yap; Ve ben, işte ben, göklerin altında kendisinde
hayat nefesi olan bütün beşeri yok etmek için yeryüzü
üzerine sular tufanı getiriyorum; yeryüzünde olanların
hepsi ölecektir. Fakat seninle ahdimi sabit kılacağım;
ve sen ve seninle beraber oğulların, ve senin karın ve
oğullarının karıları gemiye gireceksiniz. Ve seninle beraber
sağ kalmak için her yaşayan, bütün beden sahibi olanlardan,
her nevinden ikişer olarak gemiye getireceksin; erkek
ve dişi olacaklar. Ve Nuh Allah'ın kendisine emrettiği
herşeye göre yaptı; öyle yaptı. (Tekvin, 6/13-22)
Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde, Ararat
dağları üzerine oturdu. (Tekvin, 8/1-19)
Bütün yeryüzü üzerinde zürriyetlerinin sağ kalması için,
kendine her temiz hayvandan, erkek ve onun dişisi olarak
yedişer ve temiz olmayan hayvanlardan, erkek ve onun dişisi
olarak ikişer... (Tekvin, 7/1-24)
Ve ahdimi sizinle sabit kılacağım, ve bütün beşer artık
tufanın suları ile kesilmeyecektir, ve yeryüzünü helak
etmek için artık tufan olmayacaktır. (Tekvin, 9/11)
Tevrat'a göre, tüm dünyayı kaplayan bir
Tufan'la "yeryüzünde olanların hepsi ölecektir"
hükmü gereği, tüm insanlar cezalandırılmış, Tufan sonrasında
yaşayan yegane insanlar Hz. Nuh ile gemiye binenler olmuştur.
İncil'de Nuh Tufanı
Bugün elimizde var olan İncil de gerçek
anlamda İlahi bir kitap değildir. Yeni Ahit, Hz. İsa'nın
sözlerini ve eylemlerini içeren, onun göğe yükselişinden
30 ila 50 yıl sonra, onu hiç görmemiş ya da bir süre yanında
bulunmuş kişiler tarafından yazılmış dört "İncil"le
başlar; Matta, Markos, Luka ve Yuhanna. Bu dört İncil arasında
çok belirgin çelişkiler vardır, özellikle Yuhanna İncili,
birbirlerine büyük ölçüde paralel olan diğer üçünden (Snoptik
İnciller) çok farklıdır. Yeni Ahit'in diğer kitapları ise
Hz. İsa'dan sonra onun havarilerinin yaptıkları işleri anlatan
ve havariler veya Tarsuslu Pavlus (sonradan Aziz Paul) tarafından
yazılan mektuplardan oluşur.
Dolayısıyla bugünkü İncil de ilahi bir metin değil, bir
tarih kitabı niteliğindedir.İncil'de Nuh Tufanı kısaca şöyle
geçmektedir: Nuh peygamber sapkın ve itaatsiz kavme gönderilmiş,
ancak kavmi ona uymayıp sapkınlıklarına devam etmiştir.
Bunun üzerine Allah tufan ile inkar edenleri yakalamış,
Nuh peygamberi ve inananları gemiye bindirip kurtarmıştır.
Konuyla ilgili bazı İncil bölümleri şöyledir:
Nuh'un günlerinde nasıl
olduysa, İnsanoğlu'nun gelişinde de öyle olacak. Nuh'un
gemiye bindiği güne dek, tufandan önceki günlerde insanlar
yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Tufan gelinceye,
hepsini süpürüp götürünceye dek başlarına geleceklerden
habersizdiler. İnsanoğlu'nun gelişi de öyle olacak. (Matta,
24/37-39)
Tanrı, eski dünyayı da esirgemedi. Ama Tanrısızların dünyası
üzerine tufanı gönderdiği zaman, doğruluk yolunu bildiren
Nuh'u ve yedi kişiyi daha korudu. (II. Petrus, 2/5)
Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun günlerinde
de öyle olacak. Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar
yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Sonra tufan
gelip hepsini yok etti. (Luka, 17/26-27)
Ne var ki göklerin, çok önceden Tanrı'nın sözüyle var
olduğunu ve yerin su aracılığıyla sudan şekillendiğini
kasıtlı olarak unutuyorlar. O zamanki dünya yine suyla,
tufanla mahvolmuştu. (II. Petrus 3/5-6)
Tufan'la İlgili Diğer
Kültürlerdeki Bilgiler
Sümerlerde: Enlil isimli bir tanrı,
diğer tanrıların insanlığı yok etmeye karar verdiklerini,
kendisinin de onları kurtarmaya niyetli olduğunu insanlara
açıklar. Olayın kahramanı Sippar kentinin sofu kralı Ziusudra'dır.
Tanrı Enlil, Ziusudr'aya Tufan'dan kurtulmak için ne yapması
gerektiğini anlatır. Metnin kayığın yapılışını anlatan parçası
yitiktir, ancak böyle bir parçanın varlığı, Tufan'ın gelip,
Ziusudra'nın nasıl kurtulduğunu anlatan bölümlerinden anlaşılmaktadır.
Tufan'ın Babilonya versiyonuna dayanılarak, olayın eksiksiz
Sümer versiyonunda, Tufan'ın nedeni ve kayığın yapılışı
hakkında çok daha doyurucu ayrıntının bulunduğu sonucuna
varılabilir.
Sümer ve Babil kayıtlarına göre, Xisuthros ya da Khasisatra,
ailesi, arkadaşları, kuşlar ve hayvanlarla birlikte 925
metre uzunluğunda bir gemiyle Tufan'dan kurtulmuşlardır.
"Sular göğe doğru uzandı, okyanuslar kıyıları örttü
ve nehirler yataklarından taştı." denir. Gemi daha
sonra Gordiyen Dağı'na oturmuştur.
Asur-Babil kayıtlarına göre ise Ubaratutu ya da Khasisatra,
ailesi, uşakları, sürüleri ve vahşi hayvanlarla birlikte
600 kübit uzunluğunda, 60 kübit yüksekliğinde ve genişliğinde
bir tekneyle kurtulmuştur. Tufan 6 gün 6 gece sürmüştür.
Gemi Nizar Dağı'na gelince uçurulan güvercin dönmüş ama
karga dönmemiştir.
Bazı Sümer, Asur ve Babil kayıtlarına göre de, Utnapishtim,
ailesiyle birlikte 6 gün 6 gece süren Tufan'ı atlatmışlardır:
"Yedinci gün Utnapishtim dışarı baktı. Herşey çok sessizdi.
İnsanoğlu tekrar çamura dönmüştü" diye anlatılır. Gemi
Nizar Dağı'nda karaya oturunca Utnapishtim bir güvercin,
bir karga ve bir de kırlangıç gönderir. Karga cesetleri
yemek için kalır, fakat diğer iki kuş geri dönmez.
Hindistan'ın Satapatha, Brahmana ve Mahabharata destanlarında,
adı geçen Manu, Rishiz ile birlikte Tufandan kurtulmuştur.
Efsaneye göre Manu'nun yakalayıp yaşamını bağışladığı bir
balık birdenbire büyüyüp, bir gemi inşa edip boynuzlarına
bağlamasını söylemiştir. Balık gemiyi dev dalgaların üzerinden
aşırıp, kuzeye, Himavat Dağı'na çıkarmıştır.
Britanya'nın Galler yöresi efsanelerine göre, Dwyfan
ve Dwyfach büyük felaketten bir gemiyle kurtulmuşlardır.
Dalgalar Gölü adı verilen Llynllion'un patlaması sonucu
oluşan korkunç seller durulunca, Dwyfan ve Dwyfach yeniden
Britanya halkını oluşturmaya başlarlar.
İskandinav Edna efsaneleri Bergalmer ile eşinin büyük
bir tekneyle Tufan'dan kurtulduğunu anlatır.
Litvanya efsanelerinde ise birkaç çift insanın ve hayvanın
yüksek bir dağın tepesinde bir kabuğun içinde barınarak
kurtuldukları anlatılır. 12 gün 12 gece süren rüzgarlar
ve seller yüksek dağa erişip oradakileri de yutacağı zaman,
Yaratıcı onlara dev bir ceviz kabuğu atar. Dağdakiler ceviz
kabuğu ile yolculuk yaparak felaketten kurtulurlar.
Çin kaynaklı öyküler Yao adında birisinin 7 kişiyle
birlikte, ya da Fa Li, eşi ve çocuklarıyla birlikte bir
yelkenliyle sel ve depremlerden kurtulduğu anlatır. "Dünya
paramparça oldu. Sular fışkırıp her tarafı kapladı."
diye söylenir. Sonunda sular çekilir.
Tüm bu bilgiler bizlere somut bir gerçeği göstermektedir.
Tarihte her topluluğa İlahi vahyin mesajı ulaşmıştır ve
bu sayede de pek çok toplum Nuh Tufanı ile ilgili bilgileri
öğrenmişlerdir. Ancak insanların İlahi vahyin özünden uzaklaşmalarıyla
birlikte Tufan ile ilgili bilgiler de çeşitli değişikliklere
uğramış, efsanelere ve mitolojiye dönüşmüştür.
Hz. Nuh'un ve onun inkarcı kavminin gerçek hikayesini öğrenebileceğimiz
yegane kaynak ise, İlahi vahyin bozulmamış tek kaynağı olan
Kuran'dır.
Kuran'ın bu özelliği, yalnızca Nuh Tufanı değil, başka tarihsel
olaylar ve kavimler hakkında da doğru bilgileri edinmemizi
sağlar. |