Hz. İbrahim'in Hanif Dinine Uymak
Allah Kuran'da her toplum için bir yol ve yöntem
kıldığını bildirmiştir. Rabbimiz, her dönemde peygamberler göndererek
toplumlara farklı şeriatlar, emir ve yasaklar indirmiştir. Ancak
özünde, tüm peygamberler toplumlarını, yalnızca Allah'a iman ve
ibadet etmeye ve Rabbimiz'in emirlerine uymaya davet etmişlerdir.
Diğer bir deyişle bozulmamış halleri ile bütün hak dinler, Allah'a
hiçbir şeyi şirk koşmamak, Allah'ın rızası, rahmeti ve cenneti için
yaşamak ve çalışmak temeli üzerine kuruludur. Her toplum Allah'ın
kendilerine emrettiklerini eksiksiz olarak yerine getirmekle ve
Allah rızası için güzel davranışlarda bulunmakla yükümlüdür. Rabbimiz
ayette şu şekilde buyurmuştur:
... Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol-yöntem
kıldık. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet kılardı; ancak
(bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir. Artık hayırlarda yarışınız.
Tümünüzün dönüşü Allah'adır. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri
size haber verecektir. (Maide Suresi, 48)
Kitap Ehli ve Müslümanlar da farklı şeriatlara
sahiptirler, ancak gerek Yahudi ve Hıristiyanlardan gerekse Müslümanlardan
samimi olarak iman edenler, Allah'a gönülden teslim olmakla, iyi
ve güzel davranışlarda bulunmakla ve hayır işlerinde yarışmakla
sorumludurlar. Allah'ın varlığına ve birliğine inanan, ihlasla ahirete
iman eden, salih amellerde bulunan her üç İlahi dinin mensupları
da aslında Rabbimiz'in Hz. İbrahim'e indirmiş olduğu hak dine uymaktadırlar.
Allah Kuran'da ilk peygamberin Hz. Adem olduğunu
bildirmektedir. Hz. Adem'den sonra Kuran'da adı anılan ikinci peygamber
Hz. Nuh'tur. Hz. İbrahim ise Hz. Nuh'tan sonra yaşamıştır ve onun
soyundandır. Kuran'da şu şekilde bildirilir:
Alemler içinde selam olsun Nuh'a. Gerçekten Biz,
ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mü'min
olan kullarımızdandı. Sonra diğerlerini suda boğduk. Doğrusu İbrahim
de onun (soyunun) bir kolundandır. (Saffat Suresi, 79-83)
Kuran'da Hz. İbrahim'in dininin "hanif"
bir din olduğu bildirilmektedir. Hanif kelimesi, "Allah'ın
emrine teslim olup, Allah'ın dininden hiçbir konuda dönmeyen, ihlaslı
kişi" anlamındadır. Bir ayette Allah Hz. Muhammed (sav)'e,
Hz. İbrahim'in hanif dinine uymasını şöyle bildirmiştir:
Sonra sana vahyettik: "Hanif (muvahhid) olan
İbrahim'in dinine uy. O, müşriklerden değildi." (Nahl Suresi,
123)
Hz. İbrahim'den sonra gelen oğulları, torunları
ve onun soyundan olan diğer salih müminler, Allah'ın Hz. İbrahim'e
vahyettiği hak dine uymuşlardır. Bu gerçek Kuran ayetlerinde şu
şekilde bildirilmektedir:
Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim'in
dininden kim yüz çevirir? Andolsun, Biz onu dünyada seçtik, gerçekten
ahirette de o salihlerdendir. Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde
(O:) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti. Bunu İbrahim,
oğullarına vasiyet etti, Yakup da: "Oğullarım, şüphesiz Allah
sizlere bu dini seçti, siz de ancak Müslüman olarak can verin"
(diye benzer bir vasiyette bulundu.) Yoksa siz, Yakub'un ölüm anında,
orada şahidler miydiniz? O, oğullarına: "Benden sonra kime
ibadet edeceksiniz?" dediğinde, onlar: "Senin İlahına
ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın İlahı olan tek bir İlaha
ibadet edeceğiz; bizler O'na teslim olduk" demişlerdi. (Bakara
Suresi, 130-133)
Görüldüğü gibi Hz. İbrahim'in "hanif"
dini, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasında ortak bir
kelimedir. Hz. İbrahim'e iman, ona duyulan sevgi ve saygı Yahudiler
ve Hıristiyanlar için olduğu gibi Müslümanlar için de son derece
önemlidir. Ancak unutmamak gerekir ki, Allah'a olan coşkulu imanı,
derin sevgisi, Rabbimiz'in bütün emirlerine gönülden boyun eğişi,
itaati ve üstün ahlakı ile tüm inananlara örnek kılınmış olan Hz.
İbrahim'e en yakın olanlar, hiç şüphesiz, onun ahlakına uyanlardır.
Rabbimiz Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona
uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah, mü'minlerin
velisidir. (Al-i İmran Suresi, 68)
Dolayısıyla Allah'a gönülden iman eden Yahudi ve
Hıristiyanların, Hz. İbrahim ve ona uyan salih müminler gibi, yalnızca
Allah'a yönelip dönmeleri, Hz. İbrahim'in gösterdiği güzel ahlakı,
samimiyeti ve derinliği örnek almaları gerekir. Şüphesiz inananların
peygamberlere olan sevgilerini, itaatlerini ve yakınlıklarını göstermelerinin
en güzel yollarından biri onlar gibi salih olmak için çaba göstermektir.
Müslümanlar ise, Rabbimiz'in Kuran'da emrettiği gibi, tüm peygamberlere
indirilenlere aralarında hiçbir ayırım yapmadan iman etmektedirler.
Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim,
İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen
ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini
diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız. (Bakara
Suresi, 136)
|