İNCİL VE TEVRAT'IN
KUR'AN İLE
MUTABIK YÖNLERİ

ALLAH KORKUSUNUN, GÜZEL AHLAKIN ÖNEMİ
Ey Ademoğulları, Biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek
bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (var ettik).
Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın
ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler. (Araf Suresi, 26)
İncil
(Ey kadınlar) Süsünüz, örgülü saçlar, altın takılar ve güzel giysiler
gibi, dıştan olmasın. Gizli olan iç varlığınız, sakin ve yumuşak
bir ruhun solmayan güzelliğiyle sizin süsünüz olsun. Bu, Tanrı'nın
gözünde çok değerlidir. (Petrus'un Birinci Mektubu, 3: 3-4).
Tevrat
... Allah'tan kork, ve O'nun emirlerini tut; çünkü insanın bütün
vazifesi budur. Çünkü iyi olsun kötü olsun, her gizli şeyle beraber
her işi Allah hükme götürecektir. (Vaiz, 12: 13-14)

YALANDAN KAÇINMAK
... Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının,
yalan söz söylemekten de kaçının. (Hac Suresi, 30)
İncil
Bunun için yalanı üzerinizden sıyırıp atın... (Pavlus'un Efeslilere
Mektubu, 4: 25)
Tevrat
Çalmayacaksınız; ve hile ile davranmayacaksınız ve birbirinize
yalan söylemeyeceksiniz." (Levililer, 19: 11)
Yalan haber taşımayacaksın; haksız şahit olmak için kötüye el vermeyeceksin.
Kötülük için çokluğun peşinde olmayacaksın; ve bir davada adaleti
bozmak için çokluğun ardınca saparak söylemeyeceksin. (Çıkış, 23:
1-2)

GÖNDERİLEN PEYGAMBERİ KISKANMALARI
"Zikir (Kur'an), içimizden ona mı indirildi?" Hayır,
onlar Benim zikrimden bir kuşku içindedirler. Hayır, onlar henüz
Benim azabımı tatmamışlardır. (Sad Suresi, 8)
Onlara peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut'u (melik olarak)
gönderdi." Onlar: "Biz hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken
ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi (yönetmek
üzere) hükümdarlık (mülk) onun olabilir?" dediler. O (şöyle) demişti:
"Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı.
Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş
olandır, bilendir." (Bakara Suresi, 247)
... "Bu Kur'an, iki şehirden birinin büyük bir adamına indirilmeli
değil miydi?" (Zuhruf Suresi, 31)
İncil
Sept günü olunca İsa havrada ders vermeye başladı. Söylediklerini
işiten birçok kişi şaşıp kaldı. "Bu adam bunları nereden öğrendi?"
diye soruyorlardı. "Kendisine verilen bu bilgelik nedir? Nasıl böyle
mucizeler yapabiliyor? Meryem'in oğlu, Yakup, Yose, Yahuda ve Simun'un
kardeşi olan marangoz değil mi bu? Kızkardeşleri burada, aramızda
yaşamıyor mu?" Ve gücenip onu reddettiler. (Markos, 6: 2-3)

İMAN ETMEK İÇİN MUCİZE İSTEMELERİ
İnkar edenler derler ki: "Ona Rabbinden bir ayet (mucize)
indirilseydi ya." Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için
bir hidayet önderisin. (Ra'd Suresi, 7)
Dediler ki: "Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle
inanmayız." "Ya da sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe
olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın. Veya
öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da
Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin." "Yahut
altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize
bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine
de inanmayız." De ki: "Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden
başkası mıyım?" (İsra Suresi, 90-93)
İncil
O zaman İsa adama, "Sizler, belirtiler ve harikalar görmedikçe
iman etmeyeceksiniz" dedi (Yuhanna, 4: 48).
Bunun üzerine, "Görüp sana iman etmemiz için nasıl bir mucize yaratacaksın?
Ne yapacaksın?" dediler. (Yuhanna, 6: 30)

PEYGAMBERLERE ATILAN BÜYÜCÜLÜK İFTİRASI
İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin,
mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir. Onlar bunu (tarih boyunca)
birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayır; onlar, 'azgın ve taşkın
(tağiy)' bir kavimdirler. (Zariyat Suresi, 52-53)
İncil
Yakınları bunu duyunca, "Aklını kaçırmış" diyerek onu almaya geldiler.
Kudüs'ten gelen din bilginleri ise, "Beelzebub onun içine girmiş"
ve "Cinleri, cinlerin reisinin gücüyle kovuyor" diyorlardı. (Markos,
3: 21-22)

PEYGAMBERLER HEVADAN KONUŞMAZLAR
Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve
azmadı. O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.
O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir. Ona
(bu Kur'an'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
(Necm Suresi, 2-5)
"... Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım...."
(Kehf Suresi, 82)
İncil
Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. İşittiğim gibi yargılarım
ve benim yargım adildir. Çünkü amacım kendi istediğimi değil, beni
gönderenin istediğini yapmaktır. (Yuhanna, 5: 30)
Böylece peygamberlerin sözleri bizim için daha da büyük kesinlik
kazandı. Gün ağarıp sabah yıldızı yüreklerinizde doğuncaya dek,
karanlık yerde ışık saçan çıraya benzeyen bu sözlere kulak verirseniz,
iyi edersiniz. Öncelikle şunu bilin ki, Kutsal Yazılarda bulunan
hiçbir peygamberlik sözü kimsenin özel yorumu değildir. Çünkü hiçbir
peygamberlik sözü insanın isteğinden kaynaklanmadı. İnsanlar Kutsal
Ruh tarafından yöneltilerek Tanrı'nın sözlerini ilettiler. (Petrus'un
İkinci Mektubu, 1: 19-21)
Tevrat
... 0nlar için kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım;
ve sözlerimi onun ağzına koyacağım, ve ona emredeceğim herşeyi onlara
söyleyecek. (Tesniye, 18: 18)

DÜNYA HAYATININ GEÇİCİLİĞİ
Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden)
tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat
odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi, 64)
Tevrat
Senin önünde garibiz, yabancıyız atalarımız gibi. Yeryüzündeki
günlerimiz bir gölge gibidir, kalıcı değildir. (I. Tarihler, 29:
15)

İNKAR EDENLERİN KIYAMET GÜNÜ KÖR OLARAK HAŞREDİLMESİ
Kim bunda (dünyada) kör ise, o, ahirette de kördür
ve yol bakımından daha 'şaşkın bir sapıktır.' (İsra Suresi, 72)
... Artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet
günü kör olarak haşredeceğiz." (Taha Suresi, 124)
Tevrat
... Ve insanlar üzerine sıkıntı getireceğim ve körler gibi yürüyecekler,
çünkü RAB'be karşı suç işlediler... (Tsefanya, 1: 17)

HESAP VERME
Gerçek şu ki, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir,
onda şüphe yoktur. Gerçekten Allah kabirlerde olanları diriltecektir.
(Hac Suresi, 7)
Yer, düzlendiği, İçinde olanları dışa atıp boşaldığı, Ve 'kendi
yaratılışına uygun Rabbine boyun eğdiği zaman. Ey insan, gerçekten
sen, hiç durmaksızın Rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın;
sonunda O'na varacaksın. Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse,
o, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek, Ve kendi yakınlarına
sevinç içinde dönmüş olacaktır. Kimin de kitabı ardından verilirse,
o da, helak (yok olmay)ı çağıracak, çılgın alevli ateşe girecek.
(İnşikak Suresi, 3-12)
Sur'a üfürüldü; böylece Allah'ın diledikleri dışında, göklerde ve
yerde olanlar çarpılıp-yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü,
artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetliyorlar. Yer, Rabbinin nuruyla
parıldadı; (orta yere) kitap kondu; peygamberler ve şahidler getirildi
ve aralarında hak ile hüküm verildi, onlar haksızlığa uğratılmazlar.
Her bir nefse yaptığının tam karşılığı verildi. O, onların işlediklerini
daha iyi bilendir. (Zümer Suresi, 68-70)
İncil
Ve onlar mezarlarından çıkacaklar. İyilik yapmış olanlar yaşamak,
kötülük yapmış olanlar yargılanmak üzere dirilecekler. (Yuhanna,
5: 29)
Tevrat
Çünkü bütün milletler için RAB'BİN günü yakındır; ... sen nasıl
ettinse, sana öyle edilecek; işlediğinin karşılığı kendi başına
dönecek. (Obadya, 1: 15)

İNSAN TEK BAŞINA HESAP VERECEKTİR
Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de)
'teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)' Bize geldiniz ve
size lütfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten
ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda
görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp-koparılmıştır
ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır. (Enam
Suresi, 94)
İncil
Böylece her birimiz kendi adına Tanrı'ya hesap verecektir. (Pavlus'un
Romalılara Mektubu, 14: 12)

ALLAH HERKESE YAPTIĞININ KARŞILIĞINI VERECEKTİR
O gün sen, her ümmeti diz üstü çökmüş (veya toplanmış)
olarak görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağrılır. "Bugün yaptıklarınızla
karşılık göreceksiniz." (Casiye Suresi, 28)
Allah'a döneceğiniz günden sakının. Sonra herkese kazandığı eksiksizce
ödenecek ve onlara haksızlık yapılmayacaktır. (Bakara Suresi, 281)
İncil
Tanrı, "herkese, yaptıklarının karşılığını verecektir." Durmadan
iyilik ederek yücelik, saygınlık ve ölümsüzlüğü arayanlara sonsuz
yaşamı verecek. Ama bencil olanların, gerçeğe uymayıp haksızlığın
peşinden gidenlerin üzerine gazap ve öfke yağdıracak. (Pavlus'un
Romalılara Mektubu, 2: 6-8)
Tevrat
Çünkü bütün milletler için RAB'BİN günü yakındır; ... sen nasıl
ettinse, sana öyle edilecek; işlediğinin karşılığı kendi başına
dönecek. (Obadya, 1: 15)

DÜNYEVİ ZENGİNLİK AHİRETTE İNSANA
BİR FAYDA SAĞLAMAYACAKTIR
Şüphesiz inkar edenler, onların malları da, çocukları
da kendilerine Allah'tan (gelecek azaba karşı) hiçbir şey kazandırmaz.
Ve onlar ateşin yakıtıdırlar. (Al-i İmran Suresi, 10)
Tevrat
RAB'BİN gazap gününde gümüşleri de altınları da onları kurtaramayacak...
(Tsefanya, 1: 18)

ALLAH'IN İNSANLARA SÜRE TANIMASI,
BELİRLİ BİR VAKTE KADAR ERTELEMESİ
Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya
çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiçbir şey
bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir.
Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne
alınabilirler. (Nahl Suresi, 61)
Senin Rabbin rahmet sahibi (ve) bağışlayıcıdır. Eğer, kazandıklarından
dolayı onları (azabla) yakalasaydı, şüphesiz onlara azabı (bir an
önce) çabuklaştırırdı. Hayır, onlar için bir buluşma zamanı vardır,
onun dışında asla başka bir sığınak bulamayacaklardır. (Kehf Suresi,
58)
İncil
Bazılarının gecikmiş saydığı gibi Rab, vaadini yerine getirmekte
gecikmez; ama size karşı sabrediyor. Çünkü hiç kimsenin mahvolmasını
istemiyor, herkesin tevbe etmesini istiyor. (Petrus'un İkinci Mektubu,
3: 9)

GÖNDERİLEN ELÇİLERE
VE İNANANLARA ZULÜM EDİLMESİ
Andolsun, senden önce geçmiş topluluklara da elçiler
gönderdik. Onlara herhangi bir elçi gelmeye görsün, mutlaka onunla
alay ederlerdi. (Hicr Suresi, 10-11)
"Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını)
yalanlamışlardır. Elçiye düşen ise, yalnızca açık bir tebliğdir."
(Ankebut Suresi, 18)
Hani o inkar edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün
etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken,
Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların
(tuzaklarınakarşılıkverenlerin) hayırlısıdır. (Enfal Suresi, 30)
Mü'minler (düşman) birliklerini gördükleri zaman ise (korkuya kapılmadan)
dediler ki: "Bu, Allah'ın ve Resûlü'nün bize vadettiği şeydir; Allah
ve Resûlü doğru söylemiştir." Ve (bu,) yalnızca onların imanlarını
ve teslimiyetlerini artırdı. (Ahzab Suresi, 22)
İncil
Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Göklerin Egemenliği onlarındır.
Bana olan bağlılığınızdan ötürü insanlar size sövüp zulmettikleri,
yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne
mutlu size! Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür.
Sizden önce yaşamış olan peygamberlere de böyle zulmettiler. (Matta,
5: 10-12)
İnsanlardan sakının. Sizi mahkemelere verecekler, havralarında
kamçılayacaklar. Hatta Ben'den ötürü valilerin ve kralların önüne
çıkarılacaksınız. Böylece onlara ve uluslara tanıklık edeceksiniz.
(Matta, 10: 17-18)
Elçileri içeri çağırtıp kamçılattılar ve İsa'nın adından söz etmemelerini
buyurduktan sonra salıverdiler. Elçiler, İsa'nın adı uğruna hakarete
layık görüldükleri için, Yüksek Kurul'un huzurundan sevinç içinde
ayrıldılar. Her gün tapınakta ve evlerde ders vermekten ve Mesih
İsa'yla ilgili müjdeyi yaymaktan geri kalmadılar. (Elçilerin İşleri,
5: 40-42)
Tevrat
Senden nefret edenleri utanç kaplayacaktır; Ve kötülerin çadırı
yok olacak. (Eyüb, 8: 22)

ALLAH YOLUNDA HİCRET EDİP ZULÜM GÖRENLERİN MÜKAFATI
Zulme uğratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri
dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleştireceğiz; ahiret karşılığı
ise daha büyüktür. Bilmiş olsalardı. (Nahl Suresi, 41)
İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cehd edenler (çaba
harcayanlar) ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler,
işte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma
ve üstün bir rızık vardır. (Enfal Suresi, 74)
Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevap verdi: "Şüphesiz
Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa
çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından
sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin,
mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar
akan cennetlere sokacağım. (Bu,) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır.
(O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O'nun Katındadır." (Al-i
İmran Suresi, 195)
İncil
"Size doğrusunu söyleyeyim" dedi İsa, "benim ve Müjde'nin uğruna
evini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da topraklarını
bırakıp da şimdi, bu çağda çekeceği zulümlerle birlikte yüz kat
daha fazla eve, kardeşe, anneye, çocuğa, toprağa ve gelecek çağda
sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur. (Markos, 10: 29-30)
Bütün bunlar, Tanrı'nın adil yargısının bir belirtisidir. Sonuç
olarak, uğrunda acı çektiğiniz Tanrı'nın Egemenliğine layık sayılacaksınız.
Tanrı adil olanı yapacak; size sıkıntı verenlere sıkıntı ile karşılık
verecek, sıkıntı çeken sizleri ise bizimle birlikte rahatlatacaktır...
(Pavlus'un Selaniklilere 2. Mektubu, 1: 5-8)

İMAN EDENLERİN SAYISININ AZ OLMASI
Sen şiddetle arzu etsen bile, insanların çoğu iman
edecek değildir. (Yusuf Suresi, 103)
Elif, Lam, Mim, Ra. Bunlar Kitab'ın ayetleridir. Ve sana Rabbinden
indirilen haktır. Ancak insanların çoğu iman etmezler. (Ra'd Suresi,
1)
Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan
şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan
ve tahminle yalan söylerler.' (Enam Suresi, 116)
İncil
Dar kapıdan girin. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı geniş ve yol
enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar,
yol da çetindir Bu yolu bulanlar azdır. (Matta, 7: 13-14)

ALLAH'IN İMAN EDENLERİ ÖZEL OLARAK SEÇMESİ
Dedi ki: "Hamd Allah'ındır ve selam O'nun seçtiği kullarının üzerinedir.
Allah mı daha hayırlı yoksa onların ortak koştukları mı?" (Neml
Suresi, 59)
İncil
Ama biz, ey Rab'bin sevdiği kardeşler, sizler için her zaman Tanrı'ya
şükran borçluyuz. Çünkü Tanrı sizi, Ruh'un aracılığıyla kutsal kılınıp
gerçeğe inanarak kurtulmanız için başlangıçtan seçti. (Pavlus'un
Selaniklilere 2. Mektubu, 2: 13)
Tevrat
... Allah'ın RAB Kendisi'ne hizmet etmek için, ve RAB'BİN ismi
ile mübarek kılmak için onları seçti… (Tesniye, 21: 5)

ALLAH'IN İMAN EDENLERE LÜTFU
.... "Sen mü'min değilsin" demeyin. Asıl çok ganimet,
Allah Katındadır, bundan önce siz de böyle idiniz; Allah size lütufta
bulundu... (Nisa Suresi, 94)
İncil
İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın
armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.
(Pavlus'un Efeslilere Mektubu, 2: 8-9)
Tevrat
Sen sıkıntıda iken, ve bütün bu şeyler başına geldiği zaman, son
günlerde Allah'ın RAB'BE döneceksin, ve O'nun sözünü dinleyeceksin;
çünkü Allah'ın RAB çok acıyan Allah'tır; seni bırakmaz, ve seni
helâk etmez, ve atalarına and ettiği onlarla olan ahdini unutmaz.
(Tesniye, 4: 30-31)
GERİ | İLERİ
 |