DÜNYAYI
AYAĞA KALDIRAN FİLM VE
HZ. İSA
4.BÖLÜM:
HZ. İSA DÜNYAYA DÖNECEKTİR
Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişi konusu,
son haftalarda Türkiye'de önemli bir gündem maddesi oldu.
Bu konudaki gerçeği öğrenmek için, elbette Kuran'da anlatılan
hakikatleri incelemek gerekir.
Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez geleceği
konusunda Kuran'da önemli deliller bulunmaktadır. Bunları
sırasıyla şu şekilde inceleyebiliriz:
1. Delil "... sana uyanları
kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim..."
Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne geleceğine
dair işaretler taşıyan ayetlerden ilki Al-i İmran Suresi'nin
55. ayetidir:
"Hani Allah, İsa'ya
demişti ki: "Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim
ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim
ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim.
Sonra dönüşünüz yalnızca Bana'dır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz
şeyde aranızda Ben hükmedeceğim." (Al-i İmran Suresi,
55)
Allah kıyamete kadar inkar edenlere üstün
gelen ve Hz. İsa'ya gerçekten tabi olan bir grubun varlığından
söz etmektedir. Hz. İsa hayatta iken ona uyanların sayısı
çok azdı. Ve onun Allah Katına yükselişinin ardından da hızla
dinde dejenerasyon başladı. Sonraki iki yüzyıl boyunca da,
Hz. İsa'ya iman edenler (İseviler) şiddetli baskılara maruz
kaldılar. Üstelik İsevilerin hiçbir siyasi gücü de bulunmamaktaydı.
Bu durumda geçmişte yaşayan Hıristiyanların, inkar edenlere
üstün geldiklerini ve bu ayetin onlara baktığını söyleyemeyiz.
Günümüzde ise Hıristiyanlığın özünden uzaklaştığını,
Hz. İsa'nın anlattığı hak dinden farklı bir dine dönüştüğünü
görürüz. Bu durumda "sana uyanları kıyamete kadar inkara
sapanların üstüne geçireceğim" ifadesi açık bir işaret
taşımaktadır. Hz. İsa'ya uyan ve kıyamete kadar yaşayacak
olan bir topluluk olması gerekmektedir. Böyle bir topluluk,
kuşkusuz Hz. İsa'nın yeryüzüne tekrar gelişiyle ortaya çıkacaktır.
Ve tekrar dünyaya gelişi sırasında bu kutlu insana tabi olanlar,
kıyamete kadar inkar edenlere üstün kılınacaktır.
2. Delil "... ölmeden
önce ona inanmayacak kimse yoktur..."
Nisa Suresi'nin 156-158. ayetlerinin arkasından
Allah, 159. ayette şöyle buyurmaktadır:
Andolsun, Kitap Ehlinden,
ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o
da onların aleyhine şahit olacaktır. (Nisa Suresi, 159)
Yukarıdaki ayette yer alan "ölmeden
önce ona inanmayacak kimse yoktur" ifadesi oldukça dikkat
çekicidir. Burada bazı tefsirciler "o" zamirinin
Hz. İsa yerine Kuran'a baktığını düşünmüşler ve ayete Kitap
Ehlinin ölmeden Kuran'a iman edeceği şeklinde bir yorumda
bulunmuşlardır. Oysa bu ayet öncesindeki iki ayette de "o"
zamiri tartışmasız bir biçimde Hz. İsa için kullanılmıştır.
Çünkü önceki ayetlerde hep Hz. İsa'dan söz edilmektedir.
Ayetin manası hakkında belirteceğimiz ikinci
nokta ise "ölümünden önce" ifadesinin yorumu ile
ilgilidir. Bazıları bu ifadenin "Kitap Ehlinin kendi
ölümlerinden önce" inanması anlamında olduğunu düşünmektedirler.
Bu yoruma göre Kitap Ehlinden olan her kişi kendisine ölüm
gelmeden Hz. İsa'ya mutlaka iman edecektir. Oysa bugüne kadar
Hz. İsa'ya iman etmemiş milyonlarca Ehli Kitap Yahudi yaşamış
ve Hz. İsa'ya iman etmeden ölmüştür. Dolayısıyla ayette söz
konusu olan Kitap Ehlinin değil, Hz. İsa'nın ölümüdür. Sonuç
olarak, ayetin bizlere gösterdiği gerçek ise şudur: "Hz.
İsa ölmeden önce tüm Ehli Kitap ona iman edecektir".
Bu ise ancak Hz. İsa'nın dünyaya ikinci
kez gelip yaşaması, ve bu ikinci hayatında tüm Kitap Ehli'nin
ona iman etmesi ile mümkün olabilir. Nitekim hadislerdeki
vaad de budur. (Doğrusunu en iyi Allah bilir.)
3. Delil: "Şüphesiz
o, kıyamet-saati için bir ilimdir..."
Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne döneceği ile
ilgili bir başka ayet de Zuhruf Suresi'nin 61. ayetidir. Bu
ayette Hz. İsa'nın kıyamet saati için bir ilim olduğu belirtilmektedir:
"Şüphesiz o, kıyamet-saati
için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın
ve Bana uyun. Dosdoğru yol budur." (Zuhruf Suresi, 61)
Büyük İslam alimleri buradaki "o"
zamirini gerek ayetlere gerekse sahih hadislere dayanarak
Hz. İsa olarak açıklamaktadırlar. Elmalılı Hamdi Yazır'ın
tefsirinde bu konu şu şekilde açıklanmaktadır:
"Muhakkak ki o
saat için bir ilimdir de –saatin geleceğini ölülerin dirilip,
kıyam edeceğini bildiren bir delil ve alamettir. Çünkü İsa
gerek zuhuru ve gerek emvati ihya (ölüleri diriltme) mucizesi
ve gerek emvatın kıyamını (ölülerin kalkışını) haber vermesi
itibarıyla kıyametin vaki olacağına bir delil olduğu gibi
hadiste varid olduğuna göre eşratı saattendir (kıyamet alametidir)."
(Elmalılı Hamdi Yazır, http://www.kuranikerim.com/telmalili/zuhruf.htm)
Hz. İsa, Kuran'ın indirilişinden yaklaşık
altı asır önce yaşamıştır. Dolayısıyla bu ilk hayatını "kıyamet
saati için bir bilgi" yani bir kıyamet alameti olarak
anlayamayız. Ayetin işaret ettiği anlam, Hz. İsa'nın, ahir
zamanda, yani kıyametten önceki son zaman diliminde yeniden
yeryüzüne döneceği ve bunun da bir kıyamet alameti olacağıdır.
(En doğrusunu Allah bilir.)
4. Delil: "... Ona Kitab'ı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek..."
Al-i İmran Suresi, 45-48. ayetlerde Allah'ın
Hz. İsa'ya, Tevrat'ı, İncil'i ve bir de "Kitab'ı"
öğreteceği haber verilmektedir. Bu kitabın hangi kitap olduğu
kuşkusuz önemlidir. Aynı ifade Maide Suresi'nin 110. ayetinde
de yer almaktadır:
"Allah şöyle diyecek:
"Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla.
Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin
iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı
ve İncil'i öğrettim..." (Maide Suresi, 110)
Her iki ayette de geçen "Kitap"
ifadesini incelediğimizde, bunun Kuran'a işaret ettiğini görürüz.
Ayetlerde Tevrat ve İncil dışında gönderilen son hak kitabın
Kuran olduğu bildirilmektedir. (Hz. Davud'a verilen Zebur
da Eski Ahit'in içindedir) Bunun yanında, yine Kuran'ın bir
başka ayetinde, "Kitap" kelimesi, İncil ve Tevrat'ın
yanında Kuran'ı ifade etmek için kullanılmıştır. (Al-i İmran
Suresi, 2-3)
Bu durumda, Hz. İsa'ya öğretilecek olan
üçüncü "Kitab"ın Kuran olduğunu ve bunun da ancak
Hz. İsa'nın ahir zamanda dünyaya dönüşünde mümkün olabileceğini
düşünebiliriz. Çünkü Hz. İsa Kuran'ın indirilmesinden yaklaşık
600 sene önce yaşamıştı. Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde
Hz. İsa'nın dünyaya ikinci kez gelişinde İncil ile değil Kuran'la
hükmedeceği bildirilmektedir. Bu da ayetteki manaya tam olarak
uygun düşmektedir. (Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.)
5. Delil: "Şüphesiz,
Allah Katında İsa' nın durumu, Adem'in durumu gibidir..."
"Şüphesiz, Allah
Katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir..." (Al-i
İmran Suresi, 59) ayeti de Hz. İsa'nın dönüşüne işaret
ediyor olabilir. Tefsir alimleri genellikle bu ayetin her
iki peygamberin de babasız olma özelliğine, Hz. Adem'in Allah'ın
"Ol" emriyle topraktan yaratılması ile Hz. İsa'nın
yine "Ol" emriyle babasız doğmasına işaret ettiğine
dikkat çekmişlerdir. Ancak ayetin bir ikinci işareti daha
olabilir. Hz. Adem cennetten nasıl yeryüzüne indirildiyse,
Hz. İsa da ahir zamanda Allah'ın Katından yeryüzüne indirilecek
olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)
6. Delil: "...doğduğum
gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün..."
Kuran'da Hz. İsa'nın ölümünü ifade eden
bir diğer ayet ise Meryem Suresi'nde şöyle haber verilmektedir:
"Selam üzerimedir; doğduğum
gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün
de." (Meryem Suresi, 33)
Bu ayet Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetiyle
birlikte incelendiğinde çok önemli bir gerçeğe işaret etmektedir.
Al-i İmran Suresi'ndeki ayette Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltildiği
ifade edilmektedir. Bu ayette ölme ya da öldürülme ile ilgili
bir bilgi verilmemektedir. Ancak Meryem Suresi'nin 33. ayetinde
Hz. İsa'nın öleceği günden bahsedilmektedir. Bu ikinci ölüm
ise ancak Hz. İsa'nın ikinci kez dünyaya gelişi ve bir süre
yaşadıktan sonra vefat etmesiyle mümkün olabilir. (En doğrusunu
Allah bilir)
7. Delil: "... beşikte
iken de, yetişkin (kehlen) iken de insanlarla konuşuyordun..."
Hz. İsa'nın tekrar dünyaya geleceği ile
ilgili bir başka delil ise Maide Suresi'nin 110. ayetinde
ve Al-i İmran Suresi'nin 46. ayetinde geçen "kehlen"
kelimesidir:
"Allah şöyle diyecek:
"Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla.
Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin
(kehlen) iken de insanlarla konuşuyordun…" (Maide Suresi,
110)
"Beşikte de, yetişkinliğinde
(kehlen) de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir."
(Ali İmran Suresi, 46)
Bu kelime Kuran'da sadece yukarıdaki iki
ayette ve sadece Hz. İsa için kullanılmaktadır. Hz. İsa'nın
yetişkin halini ifade etmek için kullanılan "kehlen"
kelimesinin anlamı "otuz ile elli yaşları arasında, gençlik
devresini bitirip ihtiyarlığa ayak basan, yaşı kemale ermiş
kimse" şeklindedir. Bu kelime İslam alimleri arasında
ittifakla "35 yaş sonrası döneme işaret ediyor"
şeklinde çevrilmektedir.
Hz. İsa'nın genç bir yaş olan otuz yaşının
başlarında Allah Katına yükseldiğini, yeryüzüne indikten sonra
kırk yıl kalacağını ifade eden ve İbni Abbas'tan rivayet edilen
hadise dayanan İslam alimleri, Hz. İsa'nın yaşlılık döneminin,
tekrar dünyaya gelişinden sonra olacağını, dolayısıyla bu
ayetin, Hz. İsa'nın nüzulüne dair bir delil olduğunu söylemektedirler.
(Muhammed Halil Herras, Faslu'l-Makal fi Ref'I İsa Hayyen
ve Nüzulihi ve Katlihi'd-Deccal, Mektebetü's Sünne, Kahire,
1990, s. 20)
Kısacası, pek çok hadiste açıkça haber verilen
Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişi mucizesi, Kuran-ı
Kerim'de de haber verilmektedir.
Hz. İsa ölmemiştir ve bir kez daha dünyaya
gelecektir.
5. BÖLÜM
:
HIRİSTİYANLIKTAKİ ÜÇLEME YANILGISI>>
|