DÜNYAYI
AYAĞA KALDIRAN FİLM VE
HZ. İSA
2.BÖLÜM:
KURAN'A GÖRE HZ. İSA'NIN HAYATI
Hz. İsa, tarihi kaynaklara göre, bundan yaklaşık
2000 yıl önce yaşamış, Allah'ın dünyada ve ahirette seçkin
kıldığı bir elçisidir. Matta İncili'nde Hz. İsa'nın I. Herod
ve rejim değişikliği döneminde (MÖ 4), Luka İncili'nde ise
İmparator Augustus döneminde (MS 6), Yahudiye'deki nüfus sayımı
sırasında doğduğu bildirilir. Bu bilgileri doğrulamak mümkün
değildir. Ancak çeşitli kaynakları inceleyen uzmanlar, Hz.
İsa'nın MÖ 7-6 yılları arasında doğduğunu tahmin etmektedirler.
Allah'ın üstün özelliklerle lütufta bulunduğu,
sonsuz cennet yurduyla müjdelediği bu değerli elçisinin getirmiş
olduğu hak din bugün ismen yeryüzünde bulunsa da, gerçekte
dejenerasyona uğramış ve aslından saptırılmıştır. Allah'ın
Hz. İsa'ya vahyettiği İncil de aynı şekilde ismen mevcuttur,
ancak aslı ortada yoktur. Hıristiyan kaynakları zaman içinde
çeşitli bozulmalara uğramış ve tahrif edilmiştir. Dolayısıyla
bugün Hz. İsa ile ilgili gerçek bilgileri bu kaynaklardan
temin etmemiz mümkün değildir. Hz. İsa hakkında doğruluğu
kesin bilgiye ulaşabileceğimiz yegane kaynak, Allah'ın kıyamete
kadar koruyacağını vaat ettiği Kuran'dır. Kuran'da, Hz. İsa'nın
doğumu, hayatı, bu süre içinde karşılaştığı olaylardan örnekler,
çevresindeki insanların durumu ve daha birçok konudan bahsedilmiştir.
Hz. İsa'nın Yahudilere nasıl tebliğ yaptığı da birçok örnekle
haber verilmiştir. Al-i İmran Suresi'nde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"Benden önceki Tevrat'ı
doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak
üzere size Rabbiniz'den bir ayetle geldim. Artık Allah'tan
korkup bana itaat edin. Gerçekten Allah, benim de Rabbim,
sizin de Rabbiniz'dir. Öyleyse O'na ibadet edin. Dosdoğru
olan yol işte budur." (Al-i İmran Suresi, 50-51)
Hz. İsa'nın bu davetine çoğu Yahudi icabet
etmemiş, ancak az sayıdaki havari ona uymuştur. Kuran'da bu
samimi inananların varlığı şöyle bildirilmektedir:
Nitekim İsa, onlarda inkarı
sezince, dedi ki: "Allah için bana yardım edecekler kimdir?"
Havariler: "Allah'ın yardımcıları biziz; biz Allah'a
inandık, bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahit ol"
dediler. "Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve elçiye
uyduk. Böylece bizi şahitlerle beraber yaz." (Al-i İmran
Suresi, 52-53)
Yeni Ahit'e göre Hz. İsa, yanında bu 12
öğrencisi olduğu halde Filistin'in dört bir tarafını dolaşmıştır.
İnsanları Allah'a iman etmeye davet etmek için yaptığı bu
yolculukları sırasında Allah'ın dilemesiyle çeşitli mucizeler
gerçekleştirmiştir. Hasta ve sakat insanları, alaca hastalığına
tutulanları iyileştirmiş, doğuştan kör olanların gözlerini
açmış ve ölüleri diriltmiştir. Bu mucizeler Kuran ayetlerinde
şu şekilde haber verilmektedir:
..."Gerçek şu, ben
size Rabbiniz'den bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş
biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik
Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah'ın izniyle doğuştan
kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü
diriltirim. Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber
veririm. Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin
bir ayet vardır." (Al-i İmran Suresi, 49)
"Allah şöyle diyecek:
"Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla.
Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin
iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı
ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi)
oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu.
Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine)
Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına
apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, "Şüphesiz
bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğullarını
senden geri püskürtmüştüm." (Maide Suresi, 110)
Hz. İsa büyük mucizeler göstermiş, insanlar
onun gösterdiği bu mucizelerden çok etkilenmişlerdir. Ancak
Hz. İsa daima, bu mucizelerin Allah'ın izniyle gerçekleştiğini
belirtmiş, İncil açıklamalarında ise iyileştirdiği insanlara
sık sık "imanın seni kurtardı" demiştir. Nitekim
halk da, Matta İncili'ne göre, Hz. İsa'nın mucizeleri karşısında
Allah'ı yüceltmişlerdir:
İsa o bölgeden ayrılıp Galile
gölünün kıyısından geçerek dağa çıkıp oturdu. Yanına büyük
bir kalabalık geldi. Beraberlerinde kötürüm, kör, çolak, dilsiz
ve daha birçok hasta vardı. Hastaları O'nun ayaklarının dibine
bıraktılar. O da onları iyileştirdi. Halk, dilsizlerin konuştuğunu,
çolakların sağlam oluverdiğini, körlerin gördüğünü, kötürümlerin
yürüdüğünü görünce şaştı ve İsrail'in Tanrı'sını yüceltti.
(Matta, 15: 29-31)
Artan engellere rağmen, özellikle de, baskı
ve zulüm altında yaşayan halkın arasında, Hz. İsa'ya inananların
sayısı artmaya başlamıştır. Bu dönemde Hz. İsa ve havarileri
bütün çevre kasabaları ve şehirleri dolaşmışlardır. Bu arada
rahipler ve yazıcılar, yıllardır sürdürdükleri geleneklerinin
batıl yönlerini kendilerine anlatan, kurdukları düzendeki
sapmaları hatırlatan, kendilerini sadece Allah'a iman edip,
Allah için yaşamaya çağıran Hz. İsa'ya karşı tuzaklar hazırlamaya
başlamışlardır. (Luka, 22: 1-2; Yuhanna, 11: 48).
Kuran'da Hz. İsa'nın Allah Katına alındığı
ve bir benzerinin, o zannedilerek öldürüldüğü haber verilmiştir.
Hz. İsa, bütün peygamberlerin yaptığı gibi, kavmini, Allah'a
iman etmeye, gönülden teslim olup Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak
için yaşamaya, günahlardan ve kötülüklerden sakınmaya, salih
amellerde bulunmaya davet etmiştir. Onlara dünya hayatının
geçiciliğini ve ölümün yakınlığını hatırlatmış, ahiret gününde
her insanın tüm yaptıklarıyla hesaba çekileceğini bildirmiştir.
İnsanları yalnızca Allah'a ibadet etmeye ve sadece Allah'tan
korkup sakınmaya çağırmıştır. İncil'de de bu konularla ilgili
çok sayıda öğüde ve mesel adı verilen eğitici hikayelere rastlamak
mümkündür. Hz. İsa, İncil'de yer alan ifadeyle, "imanı
kıt olanlar"a karşı öğütler vermekte, insanlara "Allah'ın
Egemenliği"nin yakın olduğunu müjdelemekte ve onları
Allah'tan bağışlanma dilemeye davet etmektedir. Bu hakimiyet,
Yahudilerin Mesih'in gelişiyle birlikte kurulacağını umdukları
ve İsrailoğullarının imanına ve kurtuluşuna vesile olmasını
bekledikleri hakimiyettir.
Hz. İsa, Hz. Musa Şeriatı'na; yani gerçek
Tevrat'ın hükümlerine bağlı kalmış ve Yahudileri de, bu hükümlerden
uzaklaştıkları ya da bu hükümleri samimiyetsiz bir biçimde,
gösteriş amacıyla uyguladıkları için uyarmıştır. Yeni Ahit'e
göre, kendisine karşı çıkan Yahudilere "Musa'ya
iman etmiş olsaydınız, bana da iman ederdiniz, çünkü o benim
hakkımda yazmıştır" (Yuhanna, 5: 46) demiştir.
Hz. İsa insanları Tevrat'a dönmeye davet etmiştir. Matta İncili'nde
Hz. İsa'nın "Kutsal Yasa"ya yani Hz. Musa'nın Şeriatı'na
uyulması için verdiği bir emir şöyle aktarılır:
... Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya
geldim... (Matta, 5: 17)
Bu nedenle, bu buyrukların en küçüklerinden
birini kim çiğner ve başkalarına öyle yapmayı öğretirse, Göklerin
Egemenliği'nde en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine
getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliği'nde
büyük sayılacak. (Matta, 5: 19)
Kuran'da da Hz. İsa için şu şekilde haber verilmektedir:
"Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak
ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size
Rabbiniz'den bir ayetle geldim. Artık Allah'tan korkup bana
itaat edin". (Al-i İmran Suresi, 50)
3 . BÖLÜM
:
İNCİLLERDEKİ ÇELİŞKİLİ ÇARMIH İZAHLARI >>
|