İSLAM'DA
KİTAP EHLİ
Hz. Muhammed'in (sav) Kitap Ehli'ne Karşı Örnek
Tutumu
Müslümanların Kitap Ehli'ne karşı tutumlarında,
her konuda olduğu gibi, en güzel örnek Peygamber Efendimiz'dir.
Hz. Muhammed (sav), Yahudiler ve Hıristiyanlara karşı her zaman
son derece adil ve merhametli davranmış, İlahi dinlerin mensupları
ile Müslümanlar arasında sevgi ve uzlaşmaya dayalı bir ortam oluşturulmasını
istemiştir. Peygamberimiz döneminde ve sonrasında, Hıristiyan ve
Yahudilerin kendi dinlerini diledikleri şekilde yaşamalarına izin
verecek ve özerk cemaatler olarak varlıklarını devam ettirebilmelerini
sağlayacak anlaşmalar yapılmış ve güvenceler verilmiştir. İslamiyet'in
ilk yıllarında Mekkeli müşriklerin eziyet ve baskılarına maruz kalan
Müslümanların bir kısmı, Peygamber Efendimizin öğüdüyle, Etiyopya'daki
Hıristiyan Kral Necaşi'ye sığınmışlardır. Peygamberimizle birlikte
Medine'ye göç eden müminler ise, Medine'de yaşayan Yahudilerle,
sonradan gelecek tüm nesillere örnek olacak bir birarada yaşama
modeli geliştirmişlerdir. İslam'ın yayılış döneminde de, Arabistan'daki
Yahudi ve Hıristiyan topluluklarına gösterilen tolerans, Müslümanların
Kitap Ehli'ne karşı hoşgörü ve adaletinin önemli birer örneği olarak
tarihe geçmiştir.
Mesela, Hz. Peygamber (s.a.v.), Hıristiyan olan
İbn Harris b. Ka'b ve dindaşlarına yazdırdığı anlaşma metninde:
"Şarkta ve Garpta yaşayan tüm Hıristiyanların dinleri, kiliseleri,
canları, ırzları ve malları Allah'ın, Peygamber'in ve tüm müminlerin
himayesindedir. Hıristiyanlık dini üzere yaşayanlardan hiç kimse
istemeden İslam'ı kabule zorlanmayacaktır. Hıristiyanlardan birisi
herhangi bir cinayete veya haksızlığa maruz kalırsa Müslümanlar
ona yardım etmek zorundadırlar" maddelerini yazdırdıktan sonra:
"... Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin.
Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim İlahımız
da, sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz." (Ankebut
Suresi, 46) ayetini okumuştur.
Hz. Muhammed (sav), Evs ve Hazrec kabileleri ile
yapılan Medine Anlaşması'na Yahudilerin de katılmasına izin vermiş
ve böylece Yahudilerin de Müslümanların arasında, ayrı bir dini
grup olarak varlıklarını devam ettirmelerini sağlamıştır. Medine
Anlaşması'nın "Beni Avf Yahudileri, inananlarla birlikte bir ulus
oluşturdular. Yahudilerin dini kendilerine, Müslümanların dini kendilerinedir"
hükmüyle, Müslümanların Yahudilerin geleneklerine ve inanışlarına
gösterdikleri hoşgörünün temeli Peygamberimiz döneminde atılmıştır.
Hiç şüphesiz bu tolerans, Allah'ın Kuran'da bildirdiği, "Sizin dininiz
size, benim dinim bana" (Kafirun Suresi, 6) hükmünün en güzel tecellilerinden
biridir.
Hz. Muhammed (sav), Rabbimizin emrettiği ahlakın
bir gereği olarak, Kitap Ehli'ne karşı yalnızca anlayış ve merhamet
göstermekle kalmamış, İslam idaresi altındaki Yahudi ve Hıristiyanların
korunup kollanması gerektiğini sahabeye öğretmiştir. Bizzat Peygamber
Efendimiz tarafından Edruh, Makna, Hayber, Necran ve Akabe'li Kitap
Ehli'ne verilen beratlar, Müslümanların Kitap Ehli'nin can ve mal
güvenliğini garanti altına aldıklarını ve onlara inanç ve iadet
özgürlüğü tanıdıklarını göstermektedir. Peygamberimizin Necranlılar
ile yaptığı sözleşmede yer alan şu maddeler dikkat çekicidir:
- Necranlıların ve maiyetindekilerin canları, malları, dinleri,
varları ve yokları, aileleri, kiliseleri ve sahip oldukları
her şey Allah'ın ve Allah'ın peygamberinin güvencesi altına
alınacaktır.
- Hiçbir psikopos ta da keşiş kilisesinden ya da manastırından
edilmeyecektir ve hiçbir papaz papazlık hayatını terk etmeye
zorlanmayacaktır. Onlara hiçbir eza ya da aşağılama yapılmayacaktır
ve toprakları ordumuz tarafından işgal edilmeyecektir.
- Adalet isteyen adalet bulacaktır, ne zalim ne de zulüm bulunacaktır.
Resulullah'ın Kitap Ehli'nin düğün yemeklerine
katıldığına, hastalarını ziyaret ettiğine ve onlara ikramda bulunduğuna
dair rivayetler bulunmaktadır. Hatta Necran Hıristiyanları onu ziyaretlerinde
Hz. Muhammed (sav) onlara abasını sermiş ve oturmalarını söylemiştir.
Peygamber Efendimiz'in, Mısırlı bir Hıristiyan olan Hz. Mariye (veya
Meryem) ile yapmış olduğu evlilik de, bu anlayışın örneklerinden
biridir. Peygamberimizin vefatının ardından da, Müslümanların Kitap
Ehli'ne gösterdikleri güzel ahlakın temeli, Hz. Muhammed'in (sav)
hayatı boyunca bu topluluklara karşı gösterdiği hoşgörüye dayanmaktadır.
|